Sevmek,aşık olmak ve aşık olunca mantığın bir şekilde seni terketmesi suç muydu?
Eğer bunun cevabı evetse ben azılı bir suçluydum..Gözlerim kararmış,mantığım devre dışı kalmış ve sözlerin tek sahibi kalbim olmuştu..
Pişman mıydım?
Asla..
Olmamı gerektirecek bir şey yoktu.Benim hayatım,benim kararlarım..Bunu ben istemiştim.Yanlış olduğunu bile bile kendime söz geçirememiştim fakat dediğim gibi asla pişman değildim..
Bakışları,dokunuşları öyle güzel,öyle narindi ki kendimi özel hissetmemi sağlıyordu.Evet gerçek şuydu ki onun yanında kendimi hep özel ve değerli hissediyordum.Dinliyor,fikirlerime saygı duyuyor,zorlamıyor,eleştirmiyor ve konuştuğumuz ne varsa mutlaka kendi düşüncelerini dile getiriyordu.Kim bilir tüm bu olanların tek sebebi belki buydu,belkide daha fazlası.Kendimi yanında çok rahat hissetmemde cabası..
Kıyafetlerimi çıkarırken,nazik elleri tenimde iz bırakıp yol alırken artık hiç tanımadığım bir yolculuğa çıkmıştım.Bu öyle güzel,tarifi olmayan bir yolculuktu ki ne olduğunu bilmesem de istedikçe daha çok istedim.Yolun sonuna geldiğim de itiraf etmeliydim ki canım çok fena yanmıştı,hatta o acıyla nefes almayı bile unutmuştum fakat araya yine dokunuşlar,sessizce kulağıma fısıldanan, iç yakan sözler girmiş ve acı tarifi olmayan bambaşka bir şeye dönüşmüştü.Dudaklarının değdiği her yer kor gibi yanarken,dev dalgaların arasında küçük bir sandaldaydım sanki.Adeta köpüren denizin içinde bir dalgadan diğer dalgaya savruluyordum.Dünya diye bir şey yoktu o anda.Sadece o ve ben vardık.O içimde gidip geldikçe daha yüksek dalgaların tepesine çıkıyor,bundan garip bir şekilde zevk alıyorduk.Sesler,inlemeler havada raks ederken biz beraber bir bütün olmaya devam ediyorduk.Belkide cennet dedikleri yer böyle bir yerdi.Sadece ruh..Coşan,çağlayan tek bir ruh..
Bu muhteşemdi.Bunun tarifi yoktu.Bacaklarımın arasında ki sızıya rağmen her şey olağanüstüydü.Hassas memelerim,titreyen bacaklarım,öpülmekten şişmiş dudaklarım umurumda değildi.Üstüme çıktığın da kemiklerimin kırılacakmış gibi olması da umurumda değildi.Tek bir beden olduğumuzda bacaklarımın arasından sızan ılık şeyde umurumda değildi.Tüm bunların yanlış olduğunun elbet farkındaydım ama şu an öyle duygular içindeydim ki sanki her şey doğruymuş gibiydi.Sanırım Nazlı'nın hep bahsettiği,dilinden düşürmediği şey buydu.Korkma Cansu,bu harika bir şey Cansu,sevdiğinle olması muhteşem bir şey Cansu ve bu gibi şeyler..Bunlar her konuşmamızda bana söylediği şeylerdi.O zaman çok fazla anlamamıştım,ama şu an çok iyi anlıyordum.Onların neden sürekli yapışık gezdiğini çok daha iyi anlıyordum.Göz süzmeler,yüz kızarmalar,kur yapmalar..Demek hepsi bundandı..
''Nasıl hissediyorsun?''
Kulağıma fısıldanan sözlerle birlikte kafamdaki yüz kızartıcı düşünceleri bir kenara bırakıp olduğum yerde hafifçe kıpırdandım ve ona doğru döndüm.Uyuduğunu sanıyordum ama uyumamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ
General Fiction"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma.. Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan.. Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem.. Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan.. Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde v...