"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma..
Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan..
Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem..
Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan..
Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda..
Hiç birinde v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
En ufak bir detayı,en ince ayrıntısına kadar gören gözlerim şu an da yanlış görmüyorsa aynı mekan da karşılıklı oturup kahve içenlerden biri benim sevdiğim adam,diğeri ise eskiden sevdiğimi sandığım adamdı.Evlenme hayali kurduğum,fakat teklif yerine beni boynuzladığını söyleyen adam..
İlginçti..
Asıl ilginç olan ise Sedat'ın olan biteni bilmesine rağmen hiç bir şey olmamış gibi davranıp kahve bardağını ağzına götürmesiydi.
Bu görüntü karşısında daha fazla üşüdüğümü hissettim ve hırkama can havliyle bir kez daha sarıldım.Bariz sebebi arkamdan vuran ayaz olsa da ben bunu karşımdaki manzaraya bağlamayı tercih etmiştim.
Birden burnuma gelen koku beni hiç ummadık bir yerde düşüncelerimden koparmış,burnumu kırıştırmama sebep olmuştu.Neydi bu?.Peynir..Peynir kokusuydu bu.Ekşi,kokmuş ve burnumun direğini orta yerden kıran cinsten hemde.Aman Allahım bu da neydi böyle..
''İyi misin bebeğim?''
Neredeyse gözlerimi kapayıp,burnumu tıkayacaktım.Acaba peynir bidonların da bozulma mı olmuştu?.Eğer ki peynirler bozulduysa bu ekstra masraf demekti..
''Sana da ekşimiş peynir kokuyor mu Sedat?'' dedim kaşlarımı çatarak..
''Ekşimiş peynir mi?''
''Evet..''dedim işaret parmağımı havada döndürerek konuşmamı sürdürürken.
''Bu kokuyu sende alıyor musun.Eminim müşteriler bundan fazlası ile rahatsız olmuştur.Hemen bir şeyler yapmalıyım''
O kadar çok konuşmuştum ki Sedat bana saçlarım tutuşmuş gibi bakıyordu
''Gel buraya..''
Beni kollarına almış saçlarıma sıcak,iç yakan öpücükler kondurmaya başlamıştı.
''Hayır güzelim.Şu an her yer tertemiz ve etrafta hiç bir koku yok.Belki regl dönemin yaklaşmış olabilir.Bu yüzden her şeye karşı hassas olabilirsin.''
Doğru diyordu aslında.Zaten o dönemde her şey çok farklı oluyordu.Ondan ayrıldım ve gözlerine baktım.
''Aslında haklı olabilirsin..Neyse şimdi konumuz bu değil''dedim birden gözlerimi kaçırarak.
''Şey..Onlar neden burada?''
''Olanları duymuşlar ve geçmiş olsun demeye gelmişler''
''Anladım''
''Hadi gidelim''
Konuşmaya fırsat kalmadan ellerimden tutmuş ve onların bulunduğu tarafa doğru yürümeye başlamıştık.Aslında çekinecek hiç bir şeyim yoktu fakat buna hazırlıklı olmadığım için kendimi bir nebzede olsa garip hissediyordum.