"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma..
Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan..
Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem..
Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan..
Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda..
Hiç birinde v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Acı çekmenin bir kuralı var mıydı bu hayatta?
Ya da sevdiğini kaybetme korkusu nasıl bir şeydi?
Peki ya kaybetme korkusunun ölümden beter olduğuna dair hissettiklerime ne demeliydi?
Oysa dakikalar önce ona bakarken ne hayaller kurmuş,aklımdan neler geçirmiştim..
Gözlerimi kapadım ve bir saniyeliğine de olsa kendime gelebilmek için derin derin nefes aldım..Kaybetme korkusu öyle zamansız gelmişti ki yüreğime,kalbime kısacası tüm bedenime izinsizce çöreklenivermişti...
Lanet olası o mesajı ilk okuduğum da ne olduğunu anlamamıştım...Ta ki mesajın altında ki videoyu görene kadar..Bomboştum..Hissizdim..Dibi görünmeyen bir uçurumdan son hızla aşağı doğru tekerleniyordum ve ölceğimi bile bile tek bir şeyi düşünüyordum..
Cansu..
Güzel gözlüm..Kadınım,beni karanlıktan çıkarıp,geleceğe dair içimdeki umutları yeşerten tek insan..Ne yapacaktım şimdi ben?..Nasıl davranacaktım?..Hiç bir şey olmamış gibi yoluma devam mı edecektim?..
Ve en önemlisi lanet olası hayatımı mahveden bu mesajı kim yollamıştı bana?
Gözlerimi açtım..Odada ki herkes bıraktığım gibiydi.Kendi aralarında sohbet edip,meyvelerini yiyorlardı.Sonra gözlerim Cansu'ma kaydı..Olan bitenden habersiz kucağında ki kızla konuşuyordu..
Yutkundum..Boğazımdaki kahrolasıca düğümün geçmesi için defalarca olduğu gibi yine yutkundum ama geçmiyordu..Sanki iki koca el boğazıma yapışmıştı ve ciğerlerim yanıncaya kadar boğazımı sıkıyordu.Nefesim daralıyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum..Derken gözlerim Mirhan'nın bakışlarında takılı kaldı.Kaşlarını çatmış sürekli bana bakıyordu.Sanki kötü bir şeyler olacağını sezmiş gibiydi..Sahi sezmiş olabilir miydi?
Nefes almalıydım..Lanet olsun biraz nefes almalı ve o sikik videonun nereden geldiğini,içeriğini bilmeliydim..Elimdeki telefonu sıkıca tutup sakin bir şekilde ayağa kalktım ve bakışlara aldırmadan gülümseyip lavabonun yerini sordum..Daha sonra da aldığım cevap ile hemen kapıya doğru yöneldim...Bir an evvel silkelenip kendime gelmem lazımdı.Bedenimin üstüne bir karabasan misali çöken umutsuzluğu,huzursuzluğu bir kenara atıp neler yapabileceğimi düşünmeliydim..Ben bu değildim..Ben güçlüydüm..Ben her zorluğa göğüs germiş,üstesinden gelmiş bir adamdım..Peki neden korkuyordum neden?
Aslında bunun cevabı çok basitti..Cansu tüm bu olanları öğrenince bir kez daha yıkılcaktı,üzülecekti ve hatta bana bile inanmayacaktı..İşte bu canımı çok yakıyordu..
Ya bana inanmazsa?
Soğuk hava suratıma çarpınca hafif bir şekilde sendeledim..Çok soğuktu lakin umurumda bile değildi.Hemen bir köşeye çekilip o görüntüleri izlemeliydim..