"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma..
Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan..
Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem..
Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan..
Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda..
Hiç birinde v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uzun ve zorlu bir uçuş sonrası nihayet İstanbul topraklarına ayak basmış,bu yüzden rahat bir nefes almıştım.Uçağa ikinci kez binişimdi,Allah biliyor ya son sefer olduğuna adım gibi emindim.Uçak yolculukları bana göre değildi artık buna yüzde yüz emindim.Bir kere binerken elim ayağım buz kesiyordu.Her an düşecek korkusuyla bir taraflarımı sıkmaktan ellerim beyazlamıştı,oda yetmezmiş gibi yanımda ki adama bir türlü rahat vermemiştim.Neyse ki zarar ziyan olmadan bu yolculuk tamamlanmış ve ayaklarımız taşa değmişti.
''Hadi ama bebeğim yapma böyle''
''Ne yapmayayım?''dedim sessizce.Hala kendime gelememiştim.Kasılmaktan tüm bedenim ağrıyordu.Bir ara ağlamamak için kendimi zor tutmuş ve en sonun da dayanamayarak başımı yanımdaki adamın göğsüne gömmüştüm.Kısacası berbat bir yolculuktu tek bir şey hariç.Oda başımı göğsüne dayadığım adamın kokusunu doyasıya içime çekmekti.Gerisi berbattı.
''Hala bembeyazsın''
Tenimin rengi şu anlık düşüneceğim en son şeydi.
''Berbat durumdayım.Sanki üstümden tır geçmiş gibi''dedim yüzümü buruşturarak..
''İltifatın için teşekkür ederim sevgilim''
Bir an sözlerini algılamakta güçlük çektim fakat daha sonra kafama dank ettiğinde göğsüne bir dirsek darbesi indirdim ve adımlarımı daha da hızlı atmaya başladım.Şu haldeyken bile laf sokmaktan geri kalmıyordu.Oysa benim durumum cidden felaketti.Nefse alırken bile karın kaslarım ağıyordu o derece yani.
''Gel buraya sevgilim.''demiş ve beni kaslı kolunun altına alarak sözlerine devam etmişti.
''Seni kucağıma almamı ister misin?''
Yüzüne baktım.Ciddi olup olmadığını anlmaya çalışıyordum.
''Ciddisin''dedim inanamayarak.
''Elbette ciddiyim.Seni seve seve kucağıma alırım bunu biliyorsun.''
Eğilip yanağıma çocuksu bir öpücük bırakıp kulağıma doğru ilerleyerek sözlerine devam etmişti.
''Seni kucağıma almayı özledim.''
Arı sokmuş gibi hemen ondan bir adım öteye kaçtım ve kaşlarımı çatarak ona bakmaya başladım.Mavi harelerinin içi parlıyordu.Sanki avına yaklaşmış bir aslan gibi gözlerini kısıyor,inceliyor ve ne yapacağına karar verdikten sonra eski haline geliyordu..Bakışları karşısında ister istemez bedenim geriliyordu.Artık anlamını bildiğim bazı şeyler tekrardan gün yüzüne çıkıyor ve beni farklı düşüncelere doğru itekliyordu..Öpüşleri,dokunuşları,içimi kavuran inlemeleri,gözlerime bakarak tenimde kaybolması...O bakışların aklıma getirdiği tek şey bunlardı..
''Kızarmanı sevdiğimi daha önce söylemiştim değil mi?.Olsun ben bir kez daha söyleyeyim.Kızarmanı seviyorum bebeğim ve bunun sebebinin ben olduğumu bilmek..Ahh bunu anlatmaya kelimeler yetmez''