Sabaha kadar yatakta dört dönmüş, Sedat'ın sözlerini, bakışlarını, tavırlarını,yani kısacası her şeyi düşünmüştüm.
Aldatılan ben olduğum halde beş yıl acı çekmiştim.Aynı şeyleri yaşarım korkusu ile gelen tekliflere hiç bir zaman açık olmamıştım.Ne tarafa dönsem,kırılan umutlarım,yıkılan hayallerim vardı.Herkes hayatına hiç bir şey olmamış gibi devam ederken ben sadece izlemiştim.
Ama artık izlemek,düşünmek istemiyordum.Ben sevmek,sevilmek istiyordum.Yastığa başımı ber koyduğumda nedensizce gülümsemek,saatlerce telefon da sessizce konuşarak kıkırdamak istiyordum.Ve en önemlisi gençken boğazıma takılan kılçığı söküp atmak istiyordum artık.
İşte bu sebepten,hatta daha fazlasından dolayı bir karar vermiş ve bu kararı hiç geciktirmeden açıklamaya karar vermiştim.Bunun için de erkenden kalkmış kıçım dona dona kendi ellerimle kahvaltı hazırlamaya başlamıştım.Sonuçta
İnsanoğlu iyi yada kötü,yaşamadıktan sonra önüne ne çıkacağını bilemezdi değil mi?.Gerçi ben bunu bir kez yaşamıştım ama olsun.Neyse ki her şeye rağmen sorunsuz bir şekilde kahvaltıyı hazırlamış ve kış bahçesinin en güzel yerine kendi ellerimle yerleştirmiştim.Daha sonra da özenle giydiğim kıyafetin kirlenmemesine dikkat ederek yavaşça yukarı çıkmış soluğu kapısının önünde almıştım.En sonunda da heyecanıma aldırmadan,bol bol nefes alarak kapıyı çalmış beklemeye başlamıştım.Ta ki kapıyı açıp tüm yakışıklılığı ile karşıma çıkıncaya kadar.
Bu adamı hiç böyle görmemiştim.Saçları dağınık,geniş gövdesini saran bir gömlek ve ona uygun triko bir ceket.Şu ana kadar adamın ne tarz giyindiği hakkında hiç bir fikrim yoktu.Zira fikrimin olduğu tek konu ne giyerse giysin çok yakıştığıydı.Memlekette ki kapı komşusu Ayşe teyzenin dediği gibi zalımın oğlu daş gibiydi.
Derken hiç bozuntuya vermeden dikkatli adımlar ile aşağı inmiştik.Kahvaltıya başlamadan önce kararımı ona bildirmeliydim.Iste tam da bu yüzden hemen önünü kestim ve gözlerinin içine bakarak içimden geçenleri tek tek söyledim.
"Ben korkularıma rağmen sana evet demek istiyorum.Bana yaşadıklarımı unuttur istiyorum.Sevemenin ve sevilmenin ne demek olduğunu hissetmek istiyorum.Ve en önemlisi korkularımı sırtına yüklemeyi değil,en kötü zaman da onları beraber taşımanın yollarını öğret istiyorum"
*****
Söylemiştim işte.Yıllar önce söylememek için yemin ettiğim şeyleri hiç çekinmeden,karşımdaki yakışıklı adamın gözlerinin içine baka baka söylemiştim.Şimdi ise sadece ondan bir tepki bekliyordum.Her ne olursa olsun beni söylediklerime pişman ettirmeyecek küçük bir tepki..
Ve yıllar gibi uzun gelen,lakin kısacık bir süre sonra beklediğim o minik tepki gelmiş,kendimi geniş,taş gibi göğsüne yaşlanmış halde bulmuştum.
Evet evet ..Yanlış değildim,yada uydurmuyordum.Söykediğim sözlerden sonra beni nazik bir şekilde kendine çekerek bedenine yaslamıştı.
Bu..Bu öyle garip,öyle huzur verici bir şeydi ki anlatmaya kelimeler yetmezdi.Çok değişik bir şeydi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ
General Fiction"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma.. Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan.. Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem.. Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan.. Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde v...