Sonunun ne olacağını bildiğim o yola girdiğim de sonucun mutluluk getireceğinin elbet farkındaydım..Fakat bu sefer geride durmayacaktım..Bu sefer içimden nasıl geliyorsa öyle davranacaktım.Ben kucağın da çıplak halde dururken onun üzerinde kıyafetlerinin olması koca bir haksızlıkmış gibi geliyordu bana.Ben de ona dokunmak,tıpkı onun yaptığı gibi parmaklarımın,parmak uçlarımın tenin de hüküm sürmesini istiyordum.Bu benim hakkımdı ve ben hakkım olana ilk kez bu kadar çok sahip olmak istiyordum.
Aşk delilikse eğer şu an anladım ki ben zır deliydim.Ama olsun..Ben hayatımda ilk kez deli olmayı bu kadar çok sevmiştim.Delilik buysa ben buna bir ömür razı gelirdim..
Hazırlıklıydım çünkü kucağında oturduğum adamın teninin her bir zerresini hissetmek istiyordum.Korkularını yenmek,yaşadığımız heyecana ortak olmak ve sevdiğim adamı tüm çıplaklığı ile doyasıya görmek..Ve bunun için bu sefer susmayacaktım.
Öyle de yaptım.Onu daha önce bir kez çıplak görmüştüm. Yaraları ne tiksinecek kadar iğrençti ne de göze batacak kadar büyük.Onların çiçek izleri olduğunu söylemişti ve gördüklerim bunun doğru olduğunun kanıtıydı.Bu yüzden beni bambaşka duygulara sürükleyen elleri ışığı kapamak için uzandığında onu durdum.Biliyordum bu onun için çok zordu.Geçmişte aldığı yaralar onda bedenindeki izlerden daha çok iz bırakmıştı ama ben bu izleri tek tek silmeye kararlıydım.Nitekim de öyle oldu.Mavilerini bana dikerek olduğu yerde kıpırdamadan gözlerime baktı,bekledi ve en sonunda sessizce onay verdi.
Titreyen ellerime aldırmadan ona doğru uzandım ve ışık hızıyla üzerindekini çıkarıp fırlattım.Aydınlıkta ilk kez onu görüyordum.Pürüzsüzdü,esmerdi ve taştan oyulmuş gibi bir hali vardı.Hayatım da ilk kez bir erkeğin karın kaslarının sanat eseri olabileceğini düşündüm ve bu düşünce karşısında utançla kızardım.Esmer tenini yer yer gölgelendiren siyah tüyler bile şu an muazzam görünüyordu.Televizyonlarda görüp vay be deyip iç geçirdiğim tüm görüntü şu anda önümde duruyordu.Nefesim kesilmişti.İlklerimi yaşadığım adamın bu denli muhteşem olması beni hem heyecanlandırmış,hem de korkutmuştu.O..O çok güzeldi,harikaydı,nefes kesiciydi.Peki ya ben?
Bu düşünce ile biraz kıpırdandım ve gözlerimi muhteşem manzaradan çekip usulca ona baktım.Ve işte o zaman göğüs kısmındaki diğerlerinden daha farklı olan yaraları gördüm.Çok fazla değildi ama yinede insanı ürperten bir görüntüsü vardı.Yakından görebilmek için hafifçe eğildim ve parmak uçlarımı büzüşmüş yaraların üstünde gezdirmeye başladım.Hayır bunlar hastalık yarası değildi.Bunlar gerginleşen etine ve büzüşmesine bakılacak olursa yanık yarasıydı.Gözlerim doldu..Yaşadıkları bir kez daha dolan gözlerimin ardından kısa bir film şeridiymiş gibi geçti.
Konuşmak için cesaretimi toplayıp ona bunun hastalık yarası olmadığını sordum ve aldığım cevap ile bir kez daha yıkıldım.Bu yaralar öyle kutsaldı ki oğlundan kalan belkide en son izlerdi.Kim bilir belkide severek baktığı en son hatıralar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ
General Fiction"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma.. Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan.. Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem.. Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan.. Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde v...