"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma..
Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan..
Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem..
Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan..
Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda..
Hiç birinde v...
''Şimdi gözlerini kapa ve kendini bana bırak" ******** Kollarımda ki küçük kıza baktım ve o perdenin arkasından çıkıp karşıma geçtiği andan itibaren yapmak istediğim şeyi yaptım.Arkasına geçtim ve buğday tenini adeta bir gelinlik gibi süsleyen iç çamaşırının güzelliğine aldırmamaya çalışarak ona sarıldım.Gözlerimi kapayıp bu eşsiz anı uzatabildiğim kadar uzatmak için sessizce bekledim.Teninin eşsiz kokusunu içime çektim,öptüm ve her saniyenin kıymetini bildim.
"Titriyorsun" dedim en sonun da aramizdaki sessizliği bıçak gibi keserek.
Titremesi heyecandan yada havanın soğuk olmasından kaynaklanıyor olabilirdi fakat neyin sebep olduğundan tam olarak emin değildim.Kollarımı iyice ona doladım ve hiç düşünmeden onu kendime daha çok bastırdım.Az önce küçücük elleri ile dokunduğu,daha doğrusu dokunmaya korktuğu erkekliğimin sızlamasına aldırmadan sarıldım.Sarıldım ve bir daha sarıldım.Meğer ne çok özlemişim bir kadına içimden gelerek sarılmayı..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ben..-" dedi uzun bir aradan sonra.Bu sefer aramızda ki sessizliği tek bir sözcük ile o bozmuştu.Fakat bu çok uzun sürmemiş,saniyeler sonra ortamın tek hakimi yine sessizlik olmuştu.
Dakikalar sonra konuşamayacağını anlayınca saçlarını elimle diğer tarafa yığın yapıp açıkta kalan yeri bir kez daha dudaklarımla buluşturdum.Onu öpmek kesinlikle vazgeçilmezim olmuştu.Her ne kadar yolun başında olsakta bunu anlayacak kadar çok şey yaşamış ve görmüştüm bu hayatta.
"Bana güvendiğini bir kez daha söyle sevgilim" dedim sessizce.Daha önce defalarca sormuştum ve sormaya da devam edecektim.Çünkü bunu bir kez değil,binlerce kez duymaya ihtiyacım vardı.
"Sa-sana güveniyorum"
Saniyeler sonra kafasını göğsüme dayayıp,titreyen sesi ile söylemiş olduğu sözler karışısın da hafifçe gülümsedim ve açıkta bıraktığım boynunu bu sefer öpmek yerine dişlerimin arasına alıp kıstırdım.Kucağımda kıpırdanması elbette benim için hiç iyi değildi ama olsun.Bundan hoşlandığını bilmek her şeyi katlanır hale getiriyordu.Kaldı ki bu gecenin sonu o perdenin arkasından çıktığında yazılmıştı ve bana düşen de bunu en iyi şekilde yerine getirmekti.
"Pekala..Bana dans etmek istiyordun değil mi?" dedim hala sarmaş dolaş ayakta dikilirken.Dışarıda ki kalabalığın büyük bir kısmı dinlenmek için onlara özel ayrılan çadırlara geçsede gecenin karanlığından hala müzik ve insan sesi geliyordu.Anlaşılan o ki onlar için eğlence hala devam ediyordu.
"Şimdi gözlerini kapa ve ben ne diyorsam onu yap"
Ellerim usul usul teninde dolanırken etrafa bir göz attım..Bu gece burada,hiç bilmediğim bu topraklarda iki beden birbirine karışıp,farklı şekillerde dans edecekse araya hiç kimse girmemeliydi.. Ne kıyafet,ne de başka bir şey.Sadece o ve ben..Geçmişi acılarla dolu iki sevgili..Yaralarını bir birlerinin varlığı ile sarmaya çalışan iki insan..