Hani halk arasın da bir laf vardır ''dibini görmek''..
Şu dakikadan sonra artık bunun ne anlama geldiğini çok iyi anlamıştım.Zira şu an da şaşkınlığın dibini görmüş ve bu durum karşısında ağzımı bile açamamıştım..Tüm bu olanlar inanılır gibi değildi.Hiç tanımadığım bir kadın gelmiş,söz hakkı tanımadan koca ağzını açmış ve dakikalarca susmak bilmemişti.Hem de öyle bir konuşmuştu ki bir kadının ağzına yakışmayacak ne varsa orta yerde dile getirmişti.
Böyle kadınlardan nefret ediyordum.Kendini bu kadar alçaltan,değersizmiş gibi bahseden ve en önemlisi birlikte olduğu biri varken başkasının erkeğine göz diken kadınlar benim gözümde zavallı,aciz varlıklardı.Tıpkı şu anda kıçını sallaya sallaya giden kadın gibi.Belli ki kendi sevgilisi yetmemiş başkasının erkeğine göz dikmişti.Allah aşkına hangi kadın bu kadar dengesiz konuşabilirdi.Hem de böyle saygın bir ortamda...
Şaşkındım..Hem de o kadar çok şaşkındım ki hangisine şaşırdığımı ben bile bilemiyordum.Kadının sevgilime bakıp arsız arsız konuşması mı,yoksa dişlerini göstererek söylediği son sözleri mi?
Sağ elimle burun kemiğimi sıkıp derin bir nefes aldım.Sonra da aklımdan geçenleri bir kenara bırakıp,kadının gittiği yönü takip ettim ve orta yaşlı bir adamı dudaklarından öpüşünü tiksinerek izledim.Pis kevaşe onca sözü söyledikten sonra utanmadan gidip birde adamı öpmüştü.Gönül diyor tut saçlarından,sürt duvara kafasını.Şuna bak ya kadın kırk yıllık arkadaşıymışım gibi gelmiş,kendi çapında konuşmuş ve sonra da götünü sallayarak siktir olup gitmişti.
Sakin ol Cansu..Sakin ol kızım,kendini rezil etmeye değmez.
Gözlerimi kapayıp aklımdan bu sözleri geçirdiğim sırada burnuma gelen koku ile dudaklarım kıvrıldı.Yakınımda bir yerdeydi bunu hissediyordum.Derken yanağıma konan öpücük ve belime sarılan eller ile tahminim de yanılmamıştım.
''Yüzün sıcacık sevgilim''
''Heyecanımdan olsa gerek''dedim sırtımı sert göğsüne yaslayarak.
''İstersen gidebiliriz bebeğim''
Kulağıma fısıldanan bu sözlerle bir kez daha gülümseyip ondan tarafa döndüm.
''Burası muhteşem,özellikle duvardaki tablolar''
''O kadar sıkıcı yani''
Bu sözler üzerine hafifçe kıkırdadım ve dudaklarımı küskün bir çocuk gibi büzerek gözlerimi devirdim.
''Bunu bana yapma güzelim''deyip alnımı öpmesi ile gözlerimi kapayıp göğsüne başımı koydum ve bir kez daha bu kadar mutlu olduğum için Rabbime şükrettim.
''Biraz daha kalalım sonra çocuklarla beraber çıkarız ne dersin?''
''Sorun değil''
''Hadi gel biraz daha göz önünde bulunalım ki Sedat Kahraman sevgilisinin bir türlü yalnız bırakamadı demesinler''
Bu sözler üzerine kimsenin duymayacağı şekilde sessiz bir kahkaha attım ve ellerinden tutarak beni tanımadığım bir kaç kişinin bulunduğu yere sürüklemesine izin verdim.Neyse ki dakikalar sonra aramıza katılan Emre ve Barış'ı görünce neredeyse çocuklar gibi sevinip el çırpacaktım.Onları çok tanımıyordum ama şimdiden sevmiştim bu ikiliyi.
Taşlar,renkler,modeller,tasarımlar derken aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordum.Bildiğim bir şey varsa da bu adamlar işlerinde gerçekten en iyileriydi.
''Efendim bizden istediğiniz bir şey var mı?''
Emre'nin sorusu üstüne gözlerimi Sedat'a diktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ
General Fiction"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma.. Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan.. Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem.. Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan.. Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde v...