37.BÖLÜM

43K 2.4K 172
                                    

Boyum yetmediği için ayak parmaklarımın üstünde durarak yanımdaki adama daha çok sokuldum ve ne yaptığını anlamadan ekranda oynayan parmaklara baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Boyum yetmediği için ayak parmaklarımın üstünde durarak yanımdaki adama daha çok sokuldum ve ne yaptığını anlamadan ekranda oynayan parmaklara baktım.O kadar hızlı yazıyordu ki takip etmekte zorlanıyordum.

"Cansu az öteye git Allah aşkına"

Hamurdanasına aldırmadan bakmaya ,daha doğrusu bakmak  için çabalamaya devam ettim.

"Sonuç ne?.Çatlatma söyle işte"

Mızmızlanarak söylediğim sözler sonrası yan gözle bana bakmış ve ekranı bana çevirmişti.

"Ananın karnında dokuz ay nasıl dayandın bacım..Al bak..Gördün mü?."

Ekranda elimizde olan ve benim bildiğim bilgiler dışın da hiç bir şey yoktu..

"Sicilinde bir şey yok..Ne kaza,ne herhangi bir sabıka kaydı,ne de ceza..Park cezasi bile yok tertemiz.."

Alık alık suratına baktım ve anlamadığım için tekrar sordum.

"Nereden anladın?.Emin misin?.Hem orada bir şey yazmıyor ki?"

"Yazmadığına göre yok demek Cansu..Seni daha akıllı sanıyordum çok büyük hayal kırıklığına uğradım şu an"

"Kapa çeneni be salak.Ben nereden bileyim orada ne yazması gerektiğini.Senin gibi her dakika şüphe ettiğim insanların GBT'sine bakmıyorum"

"Neyse..Bu konuyu daha sonra tekrar konuşuruz.İznimin bitmesine on gün var.Bu süreçte kendini rahatsız hissettiğin bir konu olursa haber vermen yeterli "demiş ve gözlerimin içine bakarak sevecen bir tavırla devam etmişti..

"Biliyorum..Dıştan vurdumduymaz,gamsız,sevgi nedir bilmeyen,hayatı dalgaya alan biri gibi görünüyorum lakin öyle değil.Çok seven gördüm Cansu..Ayrılık acısına dayanamayıp silahı çenesinin altına dayayan,sevdiği için aldığı beş kuruşa dokunmayıp onunla bir yuva hayali kuran ve sevdiğine kavuşacağı günü beklerken şehadet şerbeti içip al bayraklı tabuta konulan..Bu yüzden şuranda acabalara yer olmasın.Çünkü zamansız ayrılık insanın canını çok yakar ve pişmanlık beynini kemirir.Elinde tuttuğun şeyin kıymetini bil,değer ver ve asla bırakma"

İçimi bir anda ateşe veren sözler sonrası buruk bir şekilde gülümsedim.O haklıydı..Sevmek,elindekinin kıymetini bilmek varken neden her şeyi kafamıza takıyorduk ki?.Neden her şeyden şüphe ediyorduk?

''Kafana takma sen.Nasipten öte hiç bir şey olmaz bu hayatta.Gördüğün gibi korkmanı gerektirecek hiç bir şey yok.İçin rahat olsun''  demiş ve saçlarımı küçük,yaramaz bir çocuğa öğüt verircesine  karıştırmıştı.

''Biliyor musun gıcığın önde gidenisin ama seni gerçekten seviyorum.Umarım bir gün sende bir kadına aşık olursun ve ne demek istediğimi anlarsın.İşte o zaman bana verdiğin öğütlerin hepsini sana geri iade edeceğim hemde büyük bir zevkle''

KUSURSUZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin