"Sevgilim"
Üzerinden saatler değil günler geçse bile unutabileceğim bir söz değildi bu ve asla da olmayacaktı.Kimine göre çok hafif gelebilirdi lakin benim için anlamı çok büyüktü.Zir bu bir erkek tarafından sahiplenildiğimi hissettiren duyduğum belki de tek gerçek sözcüktü.
Lüks,hata hayatım da gördüğüm en lüks otelin merdiven basamaklarından çıkarken aklımdan geçen,bozuk bir plak gibi sürekli tekrar edip başa dönen tek şey bu kelimeydi.Bütün organlarım yer değiştirmişti sanki,kalbim bir başkasının elinde atıyor ve ben de bir köşede sessizce neler olacağını bekliyordum.
''Umalım da boş bir oda bulunsun''
''Anlamadım ''dedim bir anda düşüncelerimden sıyrılarak.Ciddi anlam da anlamamıştım çünkü cümlenin sadece sonunu duymuştum.
''İyi misin?''
''Elbette''dedim gülümseyerek.Zira şu an da iyi olmamam için hiç bir sebep yoktu.Hem insan nasıl iyi olmazdı ki Allah aşkına.Hiç görmediğim bir şehir de,ömrü billah bir daha asal göremeyeceğimi bildiğim lüks bir otel de bana sevgilim diyen adamın ellerinden tutuyordum.Daha başka ne olsun..
Beynimi işgal eden düşünceleri bir kenara bırakıp,sessizce beni yönlendiren adamı takip ettim ve otelin devasa döner kapısın dan içeri adım attık.Zaten adım attığım gibi nefesim bir kez daha kesilmiş,bilinmez diyarlara doğru çoktan yol almaya başlamıştı.
Şu an da sadece ''vay anası beeeğ''deyip bas bas bağırmak istiyordum lakin yapamıyordum.Yaptığım tek şey onun elinden tutmak ve döner kapıdan çıkıp lobi dedikleri o yere doğru ilerlemekti.Lobi dedikleri diyorum çünkü burası bizim bildiğimiz ve gördüğümüz o şeye hiç benzemiyordu.Devasa bir akvaryumun arkasında en az yirmi kişi vardı ve hepsi önlerindeki müşterilerle ilgileniyordu.Her yer öylesine kalabalıktı ki insan nereye bakacağını şaşırıyor,ne düşünmesi gerektiğini bilemiyordu.Tıpkı şu anda benim ne düşünmem gerektiğini bilemediğim gibi.
''Otelimize hoş geldiniz efendim''
''Merhaba.Daha önce kendi adıma bir rezervasyon yaptırmıştım lakin kız arkadaşımın geleceği planda yoktu.Mümkünse bir oda ayarlamak istiyoruz umarım boş bir odanız vardır''
Dev akvaryumun arkasında duran ve gözlerini benim erkeğime dikmiş onun ağzından çıkan cümlelere motora bağlamış gibi sürekli kafa sallayan kadına baktım.Sonra da yanımda ki adama biraz daha yaklaşarak bölgemi işaretledim.
''Bir dakikanızı rica ediyorum efendim''
Sessizlik içinde geçen dakikalar sona erdiğinde kız nihayet kafasını kaldırmış ve o yüzünden hiç eksik etmediği gülümsemesiyle konuşmaya devam etmişti.
''Üzgünüm efendim ama maalesef boş odamız yok.Doluluk oranımız bu mevsimlerde neredeyse iki katına çıkıyor.Açıkçası dün aradığınız da da boş odamız yoktu lakin rezervasyonunu son dakika iptal eden bir aile oldu ve sizde o boşluğu hemen doldurdunuz''
''Anlıyorum yapabileceğimiz hiç bir şey yok mu?''
''Üzgünüm efendim''
''Pekala''
İkili arasında geçen konuşmayı pek fazla anlamadığım için sessizce bekledim ve konuşma bittiğin de konuya girdim.
''Neler oluyor?'' dedim beni sakinleştiren,anlayamadığım bir şekilde huzur bulduğum gözlerine bakarak.
''Önemli bir konu değil.Sadece boş oda sordum ve onlarda tahmin ettiğim gibi olmadığını söylediler''
''Peki sen daha önce rezervasyon yaptırmamış mıydın?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ
Fiction générale"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma.. Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan.. Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem.. Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan.. Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde v...