13.Bölüm

22K 1.5K 102
                                    

Yeliz gözlerini açtığında kendisini sevgi dolu bakışlarla izleyen annesini görünce gülümsedi.
Yaşlı kadın kızının yanına yatağa gelip saçlarını koklayarak öptü.
"Affeti mi beni dilbaz kızım "deyip sımsıkı sarıldı.
"Hiç küsmez ki sana bu  deli kızın "deyip annesinin tombul yanaklarını öptü.
"Yeliz'im evlenme kızım ne karar alırsan al ben yanında olurum"
"Sen iste gideriz buralardan yeter ki gül yüzün solmasın "
"Tatlı dilin susmasın annene karşı "dedi.
"Anne ben bir karar verdim "
"Yeliz yapma kızım o adamla mutlu olmazsın "
Yeliz yatakta yan dönerek annesinin gözlerinin içine baktı.
"Neden Ekrem ile evlenmemi
istedin ki?"
"Affet güzelim o an doğrusunun bu olduğunu düşündüm"
"Neden ama biz ikimiz siyah beyaz gibi zıtken bunu nasıl düşündün ?"
Kezban hanım kızının tatlı meraklı halleri ile sevinerek konuştu.
"Siyah beyaz birbirine zıttır doğru ama en çok ikisi bir araya getirilir çok da yakışırlar "deyip kızının saçını öptü.
   "Biz yakışmıyoruz ki o kule gibi bir şey yanında küçücük kalıyorum "dedi sesinin neşeli çıktığını hissettiği an pişman oldu .
"Hem o ablama aşık "deyip telaşla yataktan kalktı.
Kezban hanım kızının arkasından bağırdı .
"Kaçmak benim çok bilmiş cesur  kızıma hiç yakışmıyor  nereye "
"Murat salağıyla buluşacağım "
"Yeliz bu da nereden çıktı."
"Hemen esme Kezban hanım yüzüğü vereceğim "deyip annesinin yanağından öpüp neşe ile banyoya girdi.
Kezban hanım güne gülerek mutlulukla başlayan kızına bakınca aslında düşündüğü şeyin doğruluğunu bir kez daha anladı.
Bu kararın küçük tırtılı bir gün kelebek yapacağına emin oldu.
  Kızının yüzüne bir kez daha bakıp odadan içi rahat bir şekilde çıktı .

Yeliz kahvaltıda da neşeli hali ile dikkat çekti.
Kezban hanım gururla baktı pişmandı  ama fırsatı vardı küçüğüne kendini affettirmek için ama içi rahat değildi o pislik ile buluşmasını istemiyordu.
"Bende seninle geleceğim Yeliz tek gitme o adamın yanına"
"Annem gerek yok ben hallederim"
"Oraya vardığımda ararım seni zaten çok durmayacağım merak etme "deyip kahvaltı masasından kalktı.

Murat'ın söylediği adrese gitmek için üzerini giyinip çantasını aldı.

Adamın söylediği adrese gelince şaşırdı.
"Gerizekalı insan bir kafede buluşur ille  kefen giydirecek bana "diye söylenerek içeri girdi.
"Hoşgeldin yeşil gözlüm "
"Ben sen gelmeden bir kaç model beğendim "
"Hadi dene "
"Madem beğendin giyseydin bir baksaydım Murat üzerinde nasıl duracak"diye adamı tersleyince görevli kızlar gülmeye başladı.
Murat sinirle kızın yanına yaklaşıp kolunu sıktı.
"Yüz veriyorum diye sınırı aşma "
Yeliz kolunu  adamdan sinirle çekti.
"Aşarsam ne olacak dövecek misin ?"
"Hadi çıkalım şuradan seninle konuşmak istiyorum"
"Yüzüğün nerede senin ?"
"Tam da bu konu hakkında konuşacaktım madem sen konuyu açtın  gerisini ben getireyim"
"Evlilik olmayacak vazgeçtim "
"Oyun mu oynuyoruz lan sen çağırmadın mı beni gel iste diye "
"Tamam şimdi de istemiyorum diyorum nesini anlamıyorsun"
"Git şu gelinliklerden birini dene asabımı bozma benim "deyip kızı kabinlere doğru itti.
Yeliz çaresiz elinde gelinlikle kabine girdi.
"Beş dakikan var sonra içeri girerim "deyince  mecbur giyinmeye başladı.

Kabinden çıkınca karşısında gördüğü adam ile şoka girdi.
"Hadi yürü gidiyoruz "
"Anlamadım "
"Gidiyoruz dedim "deyip kızın elinden tutup çekiştirdi.

2 Saat Önce
Yeliz sofradan kalkıp gidince Kezban hanım kocasına baktı.
"Ben kızımın o manyakla evlenmesini istemiyorum "dedi.
Haşim bey karısına öfke ile bakıp derin bir nefes aldı.
"Ya sabır "
"Kadın ne diyorsun dün niye ses etmedin de bugün böyle dersin ?"  
"İstemiyorum Haşim ötesi yok"

İbrahim en doğrusunun kardeşini dinlemeden yüzüğü çıkartıp adama kendi elleri ile vermek diye düşünüyordu.
Anne babasının evine gelince annesinin sesi ile durdu.
Kezban kadın oğluna da bakıp konuştu.
"Siz ne derseniz deyin benim rızam yok" deyip ayağa kalkınca İbrahim annesini durdurdu.
"Anne sakin ol ben de kardeşimin o adamla evlenmesine razı değilim hata yaptık "
"Nerede Yeliz gelsin yüzüğü versin  ben kararımızın olumsuz olduğunu bildiririm"dedi.

Kezban hanım sıkıntı ile konuştu.
"Murat ile buluşup kendisi verecekti yüzüğü "deyince İbrahim sinirle önündeki saksıya vurdu.
"Anne o manyakla tek başına buluşmasına nasıl izin verirsin"
"Oğlum kardeşini bilmez misin dinlemedi beni"
"Nerede buluşacaklardı"
"Dur adresi vermişti yazmıştı şuraya "
Deyip dolabın üzerinde duran kağıdı oğluna uzattı.
"Git getir kardeşini İbrahim kuzuma bir şey olmasın"diye ağlayarak yalvardı.
İbrahim sinirle evden çıktı .
Kezban hanım ise oğlunun yere attığı adres yazan kağıda bakıp telefonu eline aldı .
   
Ekrem gözlerini açmaya çalışıyor ama bir türlü açamıyordu.
Başındaki ağrı dayanılacak gibi değildi.
Telefonun sesi ile açamadığı gözlerini açtı arayan numarayı görünce hemen yataktan kalkıp açtı.
"Alo "
"Buyur Kezban teyze "
"Oğlum seni rahatsız ediyorum ama Yeliz nişanı atmak istediğini Murat'a söylemeye gitti"
"Abisi de peşinden gitti ama ikisi de delidir "
"Anladım adres var mı ?"
"Var oğlum "deyip adresi adama verdi.
Ekrem dünden kalma hali ile yüzünü bile yıkamadan arabasına atlayıp kadının verdiği adrese adeta ışınlandı.
Kapı da İbrahim ve Murat'ın kavga ettiğini gördü yanlarına gideceği sırada İbrahim ona bağırdı.
"Kardeşim içerde al götür sana emanet"deyip Murat'a bir yumruk daha vurdu.
Ekrem koşarak içeri  girdi gözleri kızı ararken karşısına gelinlikle çıkan kıza bir süre öylece bakakaldı.

"Hadi yürü gidiyoruz "
"Anlamadım "
"Gidiyoruz dedim "deyip kızın elinden tutup çekiştirdi.

Dışarı çıkınca abisi ile kavga eden Murat'a baktı .
"Abim "
"Yürü Yeliz Miran gelecek birazdan "
"Abin gördüğün gibi başının çaresine bakabiliyor"deyip kızı arabaya bindirdi.

Murat ise kızın adamla gittiğini görünce uzağa düşen silahını eline aldı.
Ayağa kalkıp yerde yatan İbrahim'e doğrulttu.
"Ölmek istemiyorsan uzak dur"deyip arabasına doğru koşmaya başladı.

Ekrem çalan telefonunu kıza gösterdi.
"Bak şuna cebimdeydi"
Yeliz yaklaşınca gelen koku ile adamın yüzüne baktı.
"İçtin mi sen ?"
"Yeliz telefon "deyince Yeliz telefonu açtı.
"Efendim  Miran abi "
"Peşimizde mi ?"deyip arkasına bakınca Murat'ın arabasını farketti.
Telefonu kapatıp yanındaki adama baktı.
"Murat arkamızdaymış "
"Görüyorum "
"Miran abi onu atlatınca bana gelin dedi"
"Gideriz bir atlatalım da "deyip bir saniye kızın yüzüne baktı.
Yeliz adamın bakışları ile başını cama doğru çevirdi.
"Özür dilerim benim yüzünden başın belaya girdi"
"Seninle alakası yok hata benim onunla evlenmeyi düşünmek salaklıktı"
"Hem zaten çocukluktan beri peşimdeydi "
"Nasıl yani ?"
"Aşıkmış bana "deyince adam gülümsedi.
"Niye öyle güldün ben aşık olunamayacak  biri miyim ?"
"Fazla cadısın diyelim "
Adamın söylediği sözlerle Yeliz'in morali bozuldu .
Başını arkaya çevirip baktı .
"Atlattık sanırım "
"Öyle görünüyor"
Ekrem kızın yüzüne baktı söylediğine mi kızmıştı anlamaya çalıştı.
"Kızdın mı sen cadı dedim diye "
"Niye kızayım bende sana kara kule diyorum "
"Diyorsun "dedi.
"Yeliz "
"Efendim " deyip merakla adamın yüzüne baktı.
"Sana bir şey sorabilir miyim ?"
"Sorabilirsin tabi ki"

Adamın ne soracağını merak ediyordu Ekrem ise  alacağı cevaptan korkuyordu bunu duymaya henüz hazır değildi .
"Ne zaman farkettin ?"
"Benim hep simsiyah giyindiğimi?"
"Ben bile yeni yeni farkediyorum "deyip iç çekti.
Yeliz adamın yüzüne şefkatle baktı.
"Üçüncü gördüğümde sanırım"
"Kimse neden sormadı bana anlamıyorum imasını bile yapmadılar "deyip sıkıntı ile konuşup arabayı kenara çekti.
"Belkide nedenini biliyorlardır"
"Seni üzmek istememişlerdir"
"Ne demek bu ?"
"Sen bulmalısın ben söylersem olmaz "deyip başını arkadına  yaslandı.
Ekrem dönüp kızın yüzüne baktı .
"Bana iyi geliyorsun aşık olunacak biri misin  bilmiyorum ama  "dediği an çalan telefon sesi ile konuşmasını kesti.
Adam çaresiz telefonunu Yeliz'in elinden almak için uzandı.

"Ablam ile konuşmaya mı başladınız yeniden ?"
Ekrem yanındaki kızın yeşil gözlerine uzun bir an baktı .
"Bir şey sormak için aramıştım "
"İkiniz adına sevindim "
"Ben dışardayım rahat rahat konuş "deyip arabadan indi .

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin