36.Bölüm

21.4K 1.4K 39
                                    

4 gün sonra

Yeliz üzerindeki gelinlikle pencerenin önünde dışarıdaki heyecanlı kalabalığı etraf da koşturan çocukları annesinin eteğini bırakmayan Hasret'i izliyordu .
Neler yaşanmış ne günler atlatmışlardı.
Oysa dün gibiydi annesinin hastane odasında Ekrem'e kızımla evlenmek zorundasın dediği an , el el kaçtıkları gün gözlerinin önüne gelince gülümsedi .
Birlikte geçirdiği günlerden  sonra bu bahçede ilk kez ayrılmışlardı Yeliz ilk kez o zaman kendisine  itiraf etmişti    kara kuleye ömür boyu hapsedilmek istiyordu.
İlk kez o gün adam boynundaki al yazmayı alması ile duygularının karşılığı olduğunu anlayıp kalbinin sesini bu kadar hızlı duymuştu.

Araya giren bir günlük ayrılık bile onun hasreti ile yüreğini kavurmuştu.
Buz ayaklarının altında erirken yine aklında kocası vardı sadece  o adamın gülüşü vardı.
Oysa onu gördüğü zamanlarda hiç gülmezdi sert bakar kapkara giyinirdi.
Yeliz o günlerde bile adama karşı yakınlık hissederdi .
Abi bile dememişti hiç bir zaman oysa aralarında on koca yaş vardı.
Kapının sesi ile arkasını dönünce karşısında ağlayan Asmin'e dolu dolu gözlerle baktı.
"Çok güzelsin kardeşim"
"Gerçekten mi Ekrem beğenir mi beni ?"
"Beğenmek ne kelime yeniden aşık olmazsa bende Asmin değilim "
"Melekler gibi olmuşsun ?"deyip kuzenine sımsıkı sarıldı .
"Keşke ablamda burada olsaydı çok özledim onu Asmin ama "
"Üzme kendini Fidan 'da seni seviyor ne yaşanırsa yaşansın ne söylerse söylesin tatlı ama sivri dilin "
"Senin kalbini biliyor doğrucu davut olduğunu biliyor "
"Bir gün üç kardeş yan yana geleceğiz"
"Fidan yine mızmızlanacak biz onun o hallerine güleceğiz "
"Yengemde gelip bize kızacak "
"Kızımı üzmeyin  ağlatmayın siz iki cadı diyecek "dedi.
Kezban hanım içerdeki kızlara bakıp güldü.
"Kızımın arkasından da  konuşmayın sizi tatlı cadılar "deyip ikisine birden sarıldı .
Berçem kucağında çocuğu ile içeri heyecanla girdi.
"Siz beni dışlıyor musunuz gelinim diye bak aralarına bile almıyorlar "deyince Kezban hanım gülerek gelinine de sarıldı .

"Çok şükür bugünüme şükür"deyip göz yaşlarını sildi .
"Çok mutlu ol Yeliz'im "
"En az bizim kadar mutlu  olmalısın "deyip Berçem kucağındaki kızını gösterdi.
"Ay Berçem üç seneye dört çocuk sığdırdınız bu performansı beklemeyin benden "deyip kucağındaki yeğenini öpüp yengesinin karnını okşadı.
Asmin gülerek kuzenine baktı.
"Ekrem sana öyle bakıyor ki siz üç çocuğu bir seneye bile sığdırabilirsiniz "
Kezban hanım yalancı bir sinirle konuştu.
   "Terbiyesizler "deyip gülerek gitti.
Yeliz ise annesinin arkasından homurdanıyordu.
"Hayır sanki beni leylekler getirdi Kezban hanıma bak sen ?" Deyince Asmin tek kaşı havada kuzenine baktı .
"Seni de leylekler getirmedi ama pek bir açık konuşur olmuşsun bu konularda"
"Ekrem bizde kalmasa "
"Yok artık Asmin "deyip arkasını dönüp güldü .
Aklına Ekrem ile yaşadıkları gelince yüzü utançtan kızardı.

4gün önce


"Sana kaçamazsın demiştim "deyip dudakları ile kızın boynundan dudaklarına bir yol çizdi .
Yeliz ilk kez yaşadığı duygularla titrediğini hissetti.
Adamın dudaklarının değdiği her yeri ateş basıyordu .
Ekrem en son kızın kulağının arkasını öpüp fısıltı ile konuştu.
"Doyamıyorum sana "
"Dudaklarına kokuna tenine "
"Eğer istemiyorsan beklerim güzelim ama sende istiyorsun değil mi ?"diye sorunca Yeliz kafasını yukarı aşağı salladı .
Ekrem kızın dudaklarından tekrar öpüp birden ayrılınca Yeliz üşüdüğünü hissetti.
Arabayı çalıştırıp bağ evine gelince kız adamın yüzüne soran gözlerle baktı.
"İstemediğin hiç bir şey ne şimdi ne de daha sonra olmayacak "
"Sadece kokuna tenine biraz kavuşayım"
"Annem merak eder Ekrem "
"Pijama ile çıktım "
"Saat daha altı güzelim "
"Annem sabah namazına kalkıyor "deyince Ekrem kızın dudaklarını öpmeye başladı .
"Ekrem ben ne diyorum sen ne yapıyorsun ?"
"Annen namaza kalktıysa bizi görmüştür zaten bende keyfini çıkarıyorum "deyip kızın boynuna gömüldü .
Yeliz pijamasının yakasını açıp adamın dudaklarını teninde hissedince yay gibi gerildi,
"Ekrem  "
"Hadi beni eve götür olmaz böyle "
"Tek şartla götürürüm "
"Tamam kabul "
"Öp beni "deyip kıza bakmaya başladı.
Yeliz gülerek ayaklarının ucuna  kalktı adamın dudaklarına uzanınca Ekrem talepkar bir karşılık verip kızın üstüne üstüne yürüyüp eve girdirdi.
Kız ne yaptığını düşünmeden kendini adamın bedenine bıraktı.
Karısını kucaklayıp odaya götürüp usulca yatağın üzerine bıraktı.
Yeliz karşısındaki kocasına aşk ile bakıyordu içinde korku olsada kollarında olmayı dudaklarını teninde hissetmeyi istiyordu.
Adam ise altında öylece masum bekleyen kızı belinden kavrayıp üzerine çıkardı .
Dudaklarını öpüp boynuna ordan göğüslerine kadar bir yol seçti.
Kızın üzerindeki pijamayı çıkarıp öpmeye devam etti.
Yeliz adamın elinin keşfe çıktığı yerlerin ateş gibi yandığını daha fazlasını istediğini hissedince kendini adama bastırdı.
"Seni çok seviyorum ama haklısın güzelim hadi gidelim "deyip kızın üstünden kalktığı anda Yeliz adamı geri çekti .
"Karın olmak istiyorum her anlamda"deyip öpmeye başladı.
"Bende beyaz gelinliğinle gelmeni istiyorum "
"Ben hep sana geldim zaten gelinliğimle "deyip adamın boynuna sarıldı .
Ekrem karısının kokusunu içine çekip dudaklarına eğildi.
"Çok seviyorum seni "
"Bende çok seviyorum "deyip kocasına daha sıkı sarıldı .
İkisi için artık yeni bir dünyanın kapıları açılmıştı .
Yeliz adamın kollarında olmaktan onun olmaktan hiç pişman olmayacaktı bu duygunun verdiği güvenle daha da sokuldu .
Ekrem ise kollarında tuttuğu kızın karısı olduğuna onun kadar sevdiğine  ,gözü kapalı kendisiyle  her şeye hazır olmasına seviniyordu güven duygusunun da verdiği huzur ve mutlulukla daha çok sarıldı .
    Kızın saçlarını öperken kulağına fısıldadı.
"Düşündümde 4+1 'i iki mi yapsak "deyip güldü.
Yeliz da gülerek başını adamın boynuna kapadı.
"Aklın fikrin "deyip konuşamadı.
Kocası kızın üzerine uzanıp kızım içinde başlayan ateşi yangına çevirdi .


Adam kollarında tuttuğu kıza bakıp alnından öptü.
"İyi misin güzelim canını acıtmadım ..." dediği anda Yeliz adamın ağzını eliyle kapattı.
"Çok mutluyum sorma öyle şeyler utanıyorum "  
Ekrem ise dudaklarına kapanan  kızın  eli öpüyordu.
"Yapma "
"Huylanıyorum "deyip kıkırdamaya başladı.
"Sakın utanma karımsım helalimsin "
"Utanılacak hiç bir şey yapmadık biz sadece sevdik "
"Çok sevdik "deyip adama iyice sokuldu.
"Annem merak etmiştir üzerimde pijama ile gidemem bir şey almalıyız "
"Olur güzelim yol üstündeki mağazadan alırız"
"Oraya gitmem utanırım kadın yine laf sokar bu seferde yataktan mı kaçırdın falan der "deyince ikiside birbirine bakıp  güldüler.

Asmin kuzeninin halinden anlasa da daha fazla utandırmak istemeyip odadan çıktı.
Kapı önünde Ekrem'i görünce gülümsedi.
İçinden kızsada adama belli etmemeye çalıştı.
Dört gündür kızı kaçırıp göstermemişlerdi ama Ekrem efendi vuslata çoktan ermiş diye sinirine dokunmuştu adama bakıp çakal seni diye fısıldayıp uzaklaştı.
Ekrem ise Asmin'in dediğini duymamıştı zaten kısık sesle bir şeyler söylemişti.
Gerçi bağırsa bile duyacak hali pek yoktu.
Tam kavuştum dediği karısına hasretti dört koca gündür.
Telefonda bile konuşmalarına izin vermemişlerdi.
Erkekler Ekrem'i kadınlar Yeliz'i  adeta kontrol altında tutuyorlardı.
Odanın kapısına gelince kalbinin hızlı atan sesinin kulağındaki gümbürtüsü ile odaya girdi.
Yeliz bir anda adama dönünce ikisi de hasret ve özlemle birbirlerine baktılar.
"Çok güzelsin "
"Çok özledim seni "deyip adım adım kıza yaklaşıyordu.
"Bende çok özledim aramak istedim ama izin vermediler "
"Bana da güzelim "deyip tek parmağı ile kızın yanağını okşadı.
"Prensesler melekler gibi olmuşsun ?"
"Gerçekten beğendin mi ?"
"Çook "deyip kıza sımsıkı sarıldı .
"Makyajımı bozarsan Asmin'in dilinden kurtulamayız"
"Asmin'in nesi vardı sahi bana biraz tuhaf hatta sinirli bile baktı diyebilirim"
"Oysa odaya girmeden bana  şaka bile yapıyordu "
"Anladı sanırım "
"Neyi güzelim ?"
"Senin olduğumu "deyip adamın dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.
Ekrem kızın kolundan tutup kendine çekti.
"Olmaz öyle madem başladık bende öpeceğim "deyip gülerek kızın dudaklarına eğildi.

Kapı birden açılınca ikisi de şok olmuş bir şekilde baka kaldılar.
"Bak şuna kızın makyajını bozmuş "
"Doyamadın "diye söylenerek odaya girdi.
Ekrem Asmin 'in dik duruşu ile kendini suçlu hissedip odadan çıkacağı anda Asmin gülerek seslendi.
"Kendi dudağını da sil damatta makyaj yapmış demelerini istemeyiz "diyerek keyifle güldü.
Yeliz utanarak önce Asmin'e sonra kocasına baktı.
"Neden utandırıyorsun ben sizi yakaladığımda anlayışlı davranırdım "diye küskün bir sesle konuştu.
"Kocandan almam gereken bir sinirim vardı  ohh rahatladım"
"Nasıl komikti ama hali "deyip gülmeye başladı.
"Gülme ya çok mahçup oldu "
"Aman da aman kıyamazmış kocasına "
"Ne yapayım o böyle boynunu büküp boncuk boncuk kara gözleri ile bakınca sımsıkı sarılasım geliyor "
"Normal mi bu ?"
"Hmm pek normal değil ama buna aşk diyorlar"
"Neyseki ruju kurtardık damadı çağırayım ama lütfen makyajını bozmasına izin verme "
"Bunu her  kahvaltıya  dudakları kızarmış ve şişmiş olarak gelen kuzenim söylüyor ne günlere kaldık "diye söylenip güldü.
Asmin pembe olmuş yanaklarla odadan çıkıp kocasının yanına gidip kızına sarıldı .

Ekrem de yeniden odaya girip kızın dudağının kenarını öptü.
"Hazır mısın ?"
"Hazırım "

"Başlamayalım o zaman "
  "Yapma Poyraz "
"Bozma annemin babamı ailemin mutluluğunu "
"Bak kardeşime ne kadar mutlu nasıl güzel gülüyor "
"Nolur yapma istersen bırakma seninle bile gelirim ama yapma  "
"Rüstem gibi bir adam yüzünden katil olmaya değer mi ?"
"Yan yakmaya değer mi ?"
"Fidan ben yapmasam yapacak birilerini bulur"
"Hem  mecburum onun sözünden çıkamam "
"Neden ?"
"Sen ailen için benimle kalmayı kabul ediyorsun hemde katil bir adamla "
"Rüstem ağa da benim tek ailem "deyince Fidan adama soran gözlerle baktı .
"Ne ne nasıl ailen ?"dedi.

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin