Yeliz gözlerini horoz sesleri ile açıp yan tarafına döndü.
Adamın üzerindeki tişörtü çıkardığını görünce sinirle yerinden kalktı.
Üzerini örtmek için yaklaştığında sırtında ki izlerle öylece olduğu yerde durdu.
Adamın kıpırdanması ile hemen yorganı üzerine örtüp adeta odadan kaçarak çıktı.
Poyraz ve Murat pisliği kaçırdığında yapmışlardır kesin diye sinirle söylendi en çok da içi acıdı bu adamın acı çekmesine dayanamıyordu.
Evde Hacer nineyi bulamayınca dolaptaki kahvaltılıkları çıkarmaya başladı çay suyunu ocağın üstüne koyup bahçeye yaşlı kadına bakmak için çıktı.
Kadını arka bahçede görünce gülümsedi.
"Günaydın gelin kızım "
"Günaydın nenem ne yapıyorsun bu saatte ?"
"Ekrem menemen çok sever yapta elleri ile yesin bahçe biberi domatesiyle bir başka olur"deyip kızla birlikte eve girdiler.
Yeliz domatesleri soyarken elleri ile kızın başına yazma taktı.
"Yemek yaparken kapa bu sırma saçları."deyip öptü.
Yeliz yaşlı kadına gülümsedi .
"Tamam nenem "dedi.
"Anlat bakalım kimlerdensin nereden buldun bizim kara bahtlı belayı da tutuldun"deyince kız öksürmeye başladı.
"Ben yani biz senin anladığın gibi değiliz nenem "
"Nasılsınız peki?"
" niye bu deli ile birliktesin "
"Kıyamaz birde üstünü örtersin ?"
Yeliz başını eğip kadına baktı.
"Ekrem ile ablam "deyip sustu.
Ne demişti Ekrem bu konuyu açmayacaktı.
Sonsuza kadar unutmak mümkün olsa diye düşündü.
"Anladım gelin kızım sende bilmiyorsun "
"Bilmiyorum"
"Zaman güzel kızım zaman bu deli adamın senin gibi bir zır deliye ihtiyacı vardı "deyince Yeliz kadına baktı.
"Deli deliyi görünce baltasını saklar ondan "deyip güldü.
"Nenem ya "deyip gülmeye başladı.
"Anlat bakalım nasıl tanıştınız ?"
"Gülbahar benim teyzem "
"Kezban'ın kızısın"
"Evet "
"Rüstem ne der bu işe karşılaştınız mı hiç "
"Karşılaşmadık ama "
"Az çok tahmin ediyorum "
"Bırakma güzel gelinim"
" Rüstem'e benim hayırsız kızıma rağmen bırakma benim kara bahtlı kuzumu "deyip kızın sırtına dokundu.
Ekrem ise uzun zaman sonra ilk mutlu kalktığını hissetti.
Dışarıdan gelen koku ile gülümsedi.
Elini yüzünü yıkamak için banyoya gireceği anda anneannesinin sesiyle durdu.
"Günaydın "
"Günaydın nenem"
"Gelin kızım bize menemen hazılıyordu kümese yumurta getirmeye gitti ama hala gelmedi oğul bir bak kıza"deyince Ekrem gülmeye başladı.
'Bugün ki meceraya hoşgeldin'
'Bakalım ne yaşacağız 'diye söylenerek evden çıktı.
Kümesin önüne gelince gördüğü sahne ile gülmeye başladı.Yeliz kümesin içine girince horoz da içeri girdi.
Kız horozun sesiyle olduğu yerde sıçradı.
'Aman bir sen eksindin '
"Tamam horoz kardeş kabarma burası senin çöplüğün biliyorum"
"Bu elimdeki yumurtada babalık hakkın da olabilir sen de haklısın tabi ama menemende yumurtasız olmuyor affet biz insanları "deyip yürümeye başlayınca horoz üstüne gelmeye başladı.
"Bakma öyle deli deli saklaman lazım baltanı bende senden aşağı deli değilim ha bak akşama pişirir yerim üstüne kemiğinle ladese bile girerim"
"Ayy sen şimdi bana böyle bakınca vicdan yaptım ben az daha seninle konuşursam vejeteryan olacağım " diye horozla konuşarak yandan yandan kaçmaya çalışıyordu.Ekrem duyduğu sözlerle gülmeye başladı.
"Deli kız "deyip yanına doğru geldi.
Kümesin tellerine vurarak kıza geldiğini belli etmekti amacı ama horoz kabarıp Yeliz'e doğru uçunca kız bağırarak kümesten çıkıp Ekrem'in arkasına sakladı.
Horoz peşlerinden gelmeye devam edince Ekrem kızın elinden tutup eve doğru kaçmaya başladılar.
Ekrem hem gülüyor hemde elinden tuttuğu kıza hayran hayran bakıyordu.
"Yakışmış "
"Ne ?"
"Yazma diyorum çok yakışmış "
"Ha onu diyorsun "deyip durdu adama doğru döndü.
Ne Ekrem ne de Yeliz ellerini ayırmadan öylece duruyordu.
Ne kadar süre öyle durduklarını unuttular.
Horozun sesiyle kendilerine gelip eve çabucak girdiler .
Hacer hanım ikisini el ele görünce gülümsedi.
"Yine kimden kaçıyorsunuz ?"
"Horozdan "deyip birbirlerine baktılar.
"Bekir öyledir sokmaz kimseyi yanına "deyince Ekrem gülmeye başladı.
"Dayımın adını horoza mı koydun ?"
"Ne gülüyorsun sıntır şu uyuz itin adı da Ekrem "deyip mutfağa girdi.
Gülme sırası Yeliz'e gelmişti.
"Yakışmış ama bak nasıl benziyor sana kara bir şey "
"Aynı sen vallahi"deyip gülüyordu.
Ekrem sinirle elini sıkınca hala el ele olduklarının ikisi de farkına varıp panikle ayrıldılar.
Hacer hanım ise yeni yeni kıvılcımlar saçan ikiliye neşelenerek bakıyordu.
Çocukluğundan beri kaçış yeriydi her zorda kaldığında morali bozulduğunda yanına gelen yeri geldiğinde isyan eden ağlayan torunu ilk kez gülerek gelmişti ve belli ki bundan sonra hep güldürecekti bu cimcime .
Ekrem sonunda güneşini buldu diye seviniyordu .
Torununu ezmesine izin vermeyip kıza doğru baktı.
"Bir inek alayım diyorum Ekrem sen ne dersin ?"
"Nenem nasıl bakacaksın boşver alma"
"Alalım alalım adını daYeliz koyarım"deyip torununa göz kırptı.
"İttifak ha nenem hiç yakıştıramadım sana aşk olsun " deyip kurtardığı tek yumurta ile mutfağa girdi.
"Senin ki bana küstü mü dersin ?"
"Küsmez kolay kolay korkma "dedi.
"Ha sen kabul ediyorsun yani senin ki olduğunu ?"
"O seni kabul etmedi yanlış anladın dedi "
"Başka ne dedi ?"
"O kadarını da bana değil ona sorarsın artık " deyip gülerek mutfağa kızın yanına gitti.
Ekrem ise banyoya yüzünü yıkamak için ayaklandı.
Aynadaki yüzüne bakınca gülümsedi.
'Gül bakalım Ekrem efendi hayatında gülmediğin kadar gül 'deyip kahvaltı sofrasına oturdu.
Karşısındaki kızın gözlerini görmek istese de pek mümkün olmadı .
Baktı kızın yüzü kendine bakmayacak o da çareyi konuşmakta buldu.
"Bugün dönelim diyorum sen ne dersin ?"
Yeliz başını kaldırıp adama bakmıştı ama gözlerinde Ekrem'in anlayamadığı bir hüzün vardı ne olmuştu mutfağa gülerek gitmişti.
"Gidelim annem çok merak etmiştir"
"Yine dedikodum çıkmış mıdır ?"deyince adam yüzüne anlamak ister gibi baktı.
"Benim şu kısa zamanda tanıdığım Yeliz başkalarının ne dediğini takmazdı"
"Kendim için değil ailem için birde senin için "deyip yerinden kalktı.
Hacer hanım kızın arkasından bakan torununa sinirle vurdu.
"Ula ne duruyorsun gitsene kızın peşinden bir sar sarmala aile ol kıza "
"Laf dalaşıyla aşk cilve bir yere kadar kazık "deyip sofradan kalkıp bahçeye çıktı .
Ekrem derin bir nefes alıp mutfağa kızın yanına geldi.
Arkası dönük camdan bakan kıza yaklaştı kızın kokusu ile öylece kaldı.
Yeliz arkasındaki adamın varlığını kalbinde hissettiği an kendine kızdı.
'Yapma Yeliz sevemezsin olmaz bir kez daha ablanı seven adamı sevemezsin' diye söylenip düşündüğünün aksini yapıp arkasını dönüp karşısındaki adama sımsıkı sarıldı.
Adam beline sarılan ince kollar ile neye uğradığını şaşırdı. Bir süre kıza sarılmadan öylece bekledi.
Yeliz yaptığı hareketle kendisine şaşırdı en çok düştüğü durum yüzünden ağlamaya başladı.
Sarılmıyordu sarmıyordu kolları ile çok şey mi istedim neden hep beni sevmeyecek adamları seviyorum.
Sevmek istemiyordu seversem yine canım yanacak yine istenmeyeceğim diye korkuyordu ama öyle bir bağ vardı ki aralarında sanki ne yana gitse yolunu hep bu adama çıkarıyordu.
Tam kafasını kaldırıp adamdan uzaklaştığı anda Ekrem kızı bileğinden tutup kendin bedenine çekti."Ağlamak istediğinde kollarım sana hep açık olacak "deyip sımsıkı sarıldı.
Yeliz ise adamın kokusu ve kolları arasında huzur buldu.
Korkuyordu çünkü bu hissettiği duygular farklıydı.
Küçük bir kızın plotonik aşk oyunu değildi.
Bir kadının yaralı bir adamı iyileştirmek isteyecek kadar güçlü sevdasıydı en çok da bu korkutuyordu kara kulenin kara sevdasına düşmek .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bahtımın Karası ♣️
Ficção GeralYeliz dik başlı ,açık sözlü ve neşeli bir kız kader kara kule dediği adamla yollarını kesiştirince neler olur dersiniz ? Emanet Sevda hikayesinden tanıdığımız bilmiş Yeliz'in bir adamın yaralarını sarmak isterken düştüğü sevdanın hikayesi ... SEVD...