Ekrem kapının açılmasıyla başını kaldırıp karşısındaki yaşlı adama baktı .
"Ben de nerede bu neden hesap sormaya gelmedi diyorum "
"Ne demek istiyorsun ?"
"Demek Miran anlatmadı uyuşturucu dolu kamyonlar sevkiyata başladı "
"Kim izin verdi ?"
"Ben tabiki "dedi gülerek .
"nasıl yaparsın bana sormadan nasıl yaparsın ?"
"Sen Karademir kızıları ile aşk oyunu oynarken keyfini beklemez iş "
"Doğru konuş babamsın demem"
"Çok korktum oğlum bak titriyorum "
"Haftaya bir sevkiyat daha var haberin olsun "
"Sakın bozmaya kalkma "deyip odadan çıktı.
Ekrem sinirle Miran'ı aradı .
"Alo"
"Nasıl söylemezsin babamın yaptığını ?"
"Sakin ol Ekrem mutluydun be oğlum umutların kırılsın istemedim "
"Mutluluk bana haram bir kez daha anladım"
"Söyleme öyle halledeceğiz gerekirse polisle iş birliği yapıp bu şebekeden kurtulacağız merak etme "
"Yarın gidelim polise ben daha fazla bu pislikle boğuşmak istemiyorum"
"Artık bir düzen istiyorum Miran "
"Yeliz'in elini tutmak için düzgün temiz bir hayat istiyorum"deyip iç çekti.
Miran telefonu kapatınca neden yaptığını düşünmeden Yeliz'i aradı.Yeliz ablasının sözleri ile vicdanı ve kalbi arasında kaldı .
Ne yapacağını bilmiyordu normalde sözünü esirgemez söylerdi ama ne tuhaf bir çıkmazdı .
Bir yanda kanı ablası ,bir yanda geleceği olan adam vardı.
Telefonu eline alıp cevap yazdı ama yollayacak cesareti bulamadı.
Fidan odadan çıkınca tekrar ağlamaya başladı.
Ne yapması gerektiğini kafasında kurup durdu.
Verdiği karar ile telefonu eline aldı.
Tam o Ekrem'i arayacakken ekranda adamın adını görünce heyecanla ayağa kalkıp odanın içinde dönmeye başladı.
"Alo "
"Neden açmıyorsun ?"
"Başına bir şey geldi sandım "
"İyiyim beni merak etme daha da iyi olacağım "dedi.
"Neyin var senin niye böyle konuşuyorsun ?"
"Hiç "
"Hiç bir şeyim yok "
Ekrem kızın tavrından sanki söyleyeceklerini hissetti duymak istemediğini için kıza içinde yeni yeni büyüyen aşkı anlatmak istedi.
"Yeliz ben "
"Yani biz ikimiz "
"Beni dinle Ekrem ben İstanbul'a gideceğim "
"Anlamadım "
"İstanbul da okumaya karar verdim burada kaldıkça bela çekiyorum seni de zor durumda bırakıyorum "
"Gitmem herkes için iyi olacak "
"Sen kararını vermişsin "
"Peki Yeliz sen bilirsin "
"İyi bak kendine"
"Sende dikkatli ol "deyip kapattılar.
Ekrem içine doğan güneşin yeniden batışı ile masasından kalkıp her yeri dağıtmaya başladı.
'Niye niye umut etmek bile yasak '
'Madem gidecekti niye gönlüme girmesine izin verdin 'diye sinirle ortalığı dağıttı.
Odasına gidip küçük bir çanta hazırladı .
Kafasını toplaması gerekiyordu bir karar vermesi için düşünmesi gerekiyordu.
En rahat hissettiği yere anneannesinin köyüne gitmek için arabaya atladı .Yeliz adam ile konuştuktan sonra hıçkırıklarla ağlamaya başladı.
Kezban hanım kızının acısını biliyordu ama elinden bir şey gelmiyordu.
Bu hikayede taraf olmayacaktı.
Kendileri karar vermeliydiler.
Fidan Ekrem'i sevseydi bırakmazdı Yeliz de gerçekten seviyorsa ne yapar eder kalırdı.
Bu yüzden kızının herkese her şeye rağmen güçlü bir şekilde sevdasının peşinden gidip gidemeyeceğini anlaması için tek başına ağlaması gerektiğini düşündü.
İçi acısa da yanına gidip elini tutamadı.
Fidan ise kardeşinin niçin kim için bu kadar ağladığını anlamıyordu.
Ona düşen sadece izlemekti sanki elinden hiç bir şey gelmiyordu .Yeliz geçen zor geceden sonra erkenden uyandı.
Ekrem ile kendine bir şans vermek istiyordu kim ne derse desin onu bırakmayacaktı.
Yaralarını saracak hayalini kurduğu sahip olamadığı aileyi ona verecekti.
Tüm kalbiyle içindeki bu sevgiyi büyütecekti.
Üzerini alel acele giyinip koşarak evden çıktı.
Arkasından ablasının bağırmasını bile dinlemeden bir kez olsun dönüp bakmadan koştu.
Kezban hanım gidip Fidan'ın elini tutup bahçedeki sedire oturttu.
"Nereye gidiyor anne ?"
"Sen neden bu kadar sakinsin ?"
"Nereye kime gittiğini biliyorum sende biliyorsun ama kabul etmek istemiyorsun "
Kezban hanım kızının şefkatle saçlarını okşadı.
"Artık büyüme zamanı gelmedi mi güzel prensesim "
"Anne ben böyle olsun istemedim "
"Ekrem'i sevdim anne kendime göre sevdim hala da seviyorum "
"Sen öyle diyorsan öyledir ama güzel kızım o zaman neden Mert'e umut verdin ?"
"Fidan'ım ahu gözlüm bu kalp birini seviyorsa gözü başkasını görmez ,eğer görüyor kararsız kalıyorsa ilk seviyorum sandığını gerçekten sevmiyordur "
"İyi düşün kuzum "
"Bak küçük cadıya nasıl koştur koştur gitti "
"Sende sevseydin sevdiğinden bir dakika ayrı kalamazdın "
Fidan başını eğdi ve annesinin elini tuttu.
"Ekrem senin için yasaktı tatlı geldi ama gerçekleri biliyordun sana göre değildi elini tutamadın "
"Mert sığınacak limandı korur seni bırakmaz diye düşündün ama kalbin atmadı "
"Sen hiç aşık olmadın güzel kızım "deyip sarıldı .
Fidan annesinin sözlerine inanmak istese de acıyordu ama kalbi Ekrem'i kaybetmek istemiyordu.
"Ama burası acıyor anne Ekrem için acıyor ben onu istiyorum "deyince Kezban hanım kızına şaşkınlıkla baktı.
"Neden yedi sekiz aydır istemediğin adamı şimdi istiyorsun Fidan bunun cevabını kendin bul ben söylersem kalbini kırarım"deyip kızı tek başına bırakıp eve girdi .Yeliz ise koşarak Ekrem'in evinin önüne soluk soluğa geldi.
Kapıdaki adamlara kapıyı açtırarak evin avlusuna girdi .
"Ekrem ben geldim neredesin ?"
"Konuşmamız lazım "diye bağırmaya başladı .Fatma hanım karşısında ki gördüğü kızla sinirlendi.
"Kim aldı seni bu eve çabuk çık evimden "
"Ekrem ile konuşmadan şurdan şuraya gitmem boşuna yorma kendini "diye bağırdı.
Zelal Fatma kadına düşünmeden korkmadan cevap veren kıza imrenerek baktı .
Yanına gidip kolundan tuttu.
"Ekrem evde yok Yeliz "
"Nereye gitti Zelal abla bu saatte"
"benim onunla konuşmam lazım "
"Söylediklerim için pişmanım "deyip akan bir damla gözyaşını hızla sildi.
Rüstem ağa dışarıdan gelen seslerle avluya çıkınca karşısında dolu dolu gözlerle bakan kızla karşılaşınca beyninden vurulmuşa döndü.
Dilinden tek bir kelime döküldü.
"Gülbahar " deyip adam dengesini sağlayamayıp yere düşeceği anda karısı Fatma hanım gelip adamın koluna girdi.
Sinirle aşağıdaki kıza baktı .
"Oğlumdan da bu evdende uzak dur anlıyor musun ?"dedi.
Kocasının koluna girip yatağa yatmasına yardım etti .
"Sakin ol "
"O kız Gülbahar değil Kezban'ın küçük kızı "deyince adam başını tavana kaldırdı.
"Telefonumu getir çık odadan "
"Tamam dil altını da almayı unutma "Karısı odadan çıkınca yaşlı adam Poyraz'ı aradı .
"Alo "
"Naber ortak ikinci sevkiyat için mi aradın "
"Beni iyi dinle "
"Etraf da ne büyük ne de küçük Karademir kızı görmek istemiyorum "
"Ne diyorsun moruk ?"
"Dediğimi duydun çaresine bak "deyip telefonu kapattı.
Yeliz Ekrem'in evde olmayışına üzülerek evden çıktı .
Nereye gittiğini bilmeden öylece yürüdü.Zelal ise Yeliz'in pişmanlığına dayanamayarak Ekrem'i arıyordu .
Açmayınca sesli mesaj bıraktı .
"Senin ki eve geldi annene diklendi çok pişmandı sana ne yaptıysa daha fazla üzme kızı çık ortaya "deyip kapattı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bahtımın Karası ♣️
General FictionYeliz dik başlı ,açık sözlü ve neşeli bir kız kader kara kule dediği adamla yollarını kesiştirince neler olur dersiniz ? Emanet Sevda hikayesinden tanıdığımız bilmiş Yeliz'in bir adamın yaralarını sarmak isterken düştüğü sevdanın hikayesi ... SEVD...