46.Bölüm

18.4K 1.3K 11
                                    

Emine kadın ise ağlayarak odasına girdi .
Hakkı bey karısının ağladığını görünce yanına geldi.
"Ne oldu Emine biri bir şey mi dedi"
"Yok oğlumuz çok mutlu hakkım "
"Nasıl seviyor karısını senin bana baktığın gibi bakıyor "deyip kocasının kollarına sığındı.
"Çok güzel gelinimiz bir diklendi Rüstem ağaya görmeliydin "
"Yaşı küçük ama başı böyle dimdik bir bakıyor oğlumuza "
Adam karısının haline dayanamayıp daha çok sarıldı.
"Ağlama bak ne güzel işte sonunda gözümüz arkada kalmayacak "
"Kalmaz artık ölsem gam yemem "deyip başını yastığa yıllar sonra ilk kez rahatça koydu.

Ekrem ise karısının sözlerinden sonra düşünmeye başladı.
Evin çalışanıydılar ama karı koca her fırsatta Ekrem'i korur şefkatle bakarlardı.
Aklına neyin takıldığını bile bilmeden düşündü.

Cihan'ın ona doğru atılıp huysuzlanmasıyla daldığı yerden çıktı.
"Yarın ablam ve Poyraz ile konuşmaya gidecek miyiz ?"
"Bilmiyorum güzelim hazır değilim buna "
"Konuşmasak bunları unutsak yok saysak olmaz mı ?"
"Olur hemde bal gibi olur "deyince Ekrem muzip muzip gülüp karısının dudaklarına  baktı.
"Cidden sen artık iyice terbiyesiz bir şey oldun"
"Konuşmayacağım artık seninle "
"Gel Cihan amcan evindeki  ilk  gecesinde damda yatsın "diye çemkirerek odasına gitti.
Ekrem giden kızın arkasından kahkahalarla konağı adeta inletiyordu.

Bu seslere tebessümle gülenler varken Fatma kadın oğlunun kendisine değil o kıza gülmesine katlanamıyordu.

"Ben eski oğlumu özledim Rüstem ağa"
"Ne diyorsun Fatma görmüyor musun oğlun ilk kez mutlu sesi konağı inletiyor"
"Bu kız Gülbahar'a benzemese ben bile kabul ederdim "
"Ama bakışlarına dayanamıyorum "
"Zaten her gece kabuslarıma giriyor bir de gündüzlerimde görmeye dayanamam"deyip arkasını dönüp uyumaya çalıştı.
Fatma kadın ise ne yapsam da bunların arasını bozsam diye planlar kurmaya başladı .

Fidan yanında uyuyan adamın yüzünü inceliyordu.
Yaptıklarına hala inanamıyordu evlilik onun için çok kutsaldı.
İlk gecesinin hep özel olacağını düşünmüştü fakat bu yaşadıkları da çok farklıydı.
Poyraz ile her şey çok farklıydı sonrası yoktu sanki düşünemiyordu.
Oysa Ekrem ile geleceklerini düşünebiliyor birbirlerine uygun olmadıklarını bile kabul ediyordu.
Poyraz ile taban tabana zıt hayatları varken şuan onun kollarında yatıyordu ve içinde en ufak pişmanlık yoktu.
Sadece artık biliyordu aşk mantığı  alıp götürdüğünü yerine ise şefkat bırakıyordu Yeliz'i şimdi  anlıyordu.
Birine aşık olmak sevmek elinde olan bir şey değildi .
Yapmam dediğin her şeyi bir bir yaptıran bambaşka bir duyguydu.  
Bu da demek ki Fidan hanım sen Ekrem'e hiç aşık olmadın diye iç çekti.
Küçük cimcimesi annesi abisi bile bunu biliyordu ama Fidan şimdi daha iyi anlıyordu.
Adamın yüzündeki izde parmaklarını gezdirdi.
Aklına gelen ile gülümsemeye başladı.
Eğilip yanağındaki izi öpeceği anda Poyraz yan döndü nefesleri nefeslerine karıştı.
"Uyanmışsın "
"Hı hı "
"Fidan pişman mısın ?"
"Ben nasıl olduğunu inan bilmiyorum "
"Şist sus pişman falan değilim "
"Benimle evlenmek zorundasın tabi "deyip güldü.
"Tek hayalim be prensesim "
"Karım ol o an öleyim razıyım "deyip kızın dudaklarını öpmeye başladı.
Fidan adamı iterek sinirle baktı.
"Bir daha ölümden bahsedersen unut beni "
"Tamam sustum öp bakıyım müstakbel kocanı "deyip genişçe gülümsedi.

Zelal ise başını zorlukla yastıktan kaldırdı .
Dışarıdan gelen sesleri duyuyor ama anlamıyordu.
Kahkaha sesiyle sıçrayıp başını yastıktan kaldırdı.
Bu evde kim gülerdi hemde bu saatte diye düşünüp yataktan hızla kalktı üstünü başını düzeltince aklına oğlu geldi beşiğin önüne hızla geldi.
Beşikte oğlu Cihan'ı göremeyince acele ile odadan çıktı.
Bu kadar saat uyursan bir kamyon lafa hazır ol diye söylenerek avluya çıktı tek başına gülen Ekrem'i görünce şaşırdı.
Yine mi içti acaba diye düşünerek yanına gitti.
"Ekrem iyi misin ?"
"İyiyim merak etme"
"Cihan'ı arıyorsan karımla birlikte odadalar ?"
"Ben uyuya kalmışım kusura bakmayın"
"Ne önemi var yenge bugün Yeliz bakar yarın sen bizim çocuklarımıza bakarsın"deyip gülerek sedirden kalktı.
Odanın kapısına gelince Yeliz içerden bağırarak konuştu.
"Ekrem sinirim hala geçmedi birde utanmadan konağı inlettin gitmezsen eğer süpürgemi sakladığım yerden çıkaracağım haberin olsun ?"
"Savaş yani öyle mi ?"
"Evet savaş boz ayı ile cadının büyük savaşı"deyip tısladı.
Zelal Ekrem'in bir adım gerisinde karı kocanın konuşmalarını gülerek dinliyordu.
"Senin işin zor kardeşim ben bari savaş bölgesinden oğlumu kurtarayım "diyerek odaya kızın yanına girdi.
"Uslu durdur mu Yeliz benden başka bir Emine ablada durur"
"İnşallah yormamıştır seni "
"Merak etme annesi biz bu tosun paşamla gayette iyi anlaştık "
"Yemeğimizi yedik altımız da temiz "diyerek Cihan'ı öptü.
Cihanda karşılık olarak utanrak gülüyordu.
Zelal  küçük oğluna bakıp güldü.
"Amcan görmesin oğlum bu ne cilve böyle "deyip iki kadın çocuğun haline  güldüler.
"Teşekkür ederim Yeliz"
"Ne demek bende artık bu evde yaşıyorum ne zaman ihtiyacın olursa bakarım"
"İyi ki geldin "
"On yıldır ilk kez kahkaha sesi ile uyandım "
Yeliz utanarak başını eğdi.
Zelal'in yanında mutlu olmak bile zordu.
İçinde kalır daha çok üzülür yalnızlığına diye düşünüp iç çekti.
Zelal kızın durgunlaşan yüzüne baktı.
"Ekrem de benim gibiydi Yeliz sakın onun yüzünü güldürmekten vazgeçme olur mu ?"deyince Yeliz içten bir gülümseme sundu.
"Ben senin de yüzünü güldüreceğim "deyip kadına sarıldı .    
"Kendine ördüğün kalın kabuktan çıkaracağım tırtıl "deyip elinden tuttu.
Zelal şimdi bile mutlu olmuş yüzü gülüyordu.
Umut verecek hayal edecek hali kalmamıştı ama Allah Yeliz'i karşısına çıkararak dayanma gücü verecekti belli ki .
"Ben gideyim yarın görüşürüz senin savaşçı kapıdaydı"diyerek çıktı. 
Zelal çıkınca Ekrem odaya sessizce girdi.
Yeliz adamın sessizliği ile şaşırdı.
Alınmış mıydı yani ?
Şaka yapmıştı oysa niye gülmüyor bu adamın yüzü diye söylenerek yatağa girdi.
Ekrem rolünü iyi oynamanın verdiği gururla üzerini değiştirip karısının yanına mağrur bir şekilde uzandı.
Yarın olacaklar kafasındaki sorunlar uçup gitmişti .
Aklında da kalbinde de sadece küçük cadısı ile oynamak eğlenmek vardı .

Yeliz ise içine düşen pişmalıkla bir türlü uyuyamıyordu.
Sağ döndü olmadı sola döndü yine olmayınca yatağın içinde oturur pozisyona geldi.
"Konuşmayacak mısın benimle ?"
"Ben uyuyamıyorum " diye konuşurken Ekrem başını yastığa gömdü.
Öyle gülüyordu ki Yeliz farkederse parçalar diye kendini sıkıyordu.
"Sen böyle mahzun olunca ben üzülüyorum"
"Utandırdın diye yaptım "diye iç çekti.
"Özür "dilerim diyeceği anda Ekrem uzatmayıp karısına sarıldı.
"Bende sana şaka yaptım güzelim küsmedim "deyip boynunu öptü.
"Ne yani bilerek mi yaptın ?"
"Ben acıdan kıvranırken birde güldün mü arkamdan "
"Güneşim şakaydı "
Yeliz adamı iterek kollarından çıkmaya çalıştı .
"Bırak beni nasıl üzüldüm biliyor musun ?"
"Yengesinin yanında   utandırdım mahçup ettim sandım "
"Çok kötüsün"diye devam ederken Ekrem karısını dudakları ile susturdu.
Yeliz başta karşı koymak istese de bir süre sonra kocasının aşkına yenik düştü.
"Çok seviyorum küçük cadım seni "
"Seni kızdırmak hoşuma gidiyor "
"Sinirlenince alnının şurda bir damar atıyor ya "
  "Çok güzel oluyorsun"deyip alının öptü.
"Bende şaka yaptım sana "deyip gülmeye başladı.
"Ne şakası ?"
"Benimle dalga geçersen seninle dalga geçerim boz ayım"
"Seni küçük cadı seni "deyip karısının üzerine çıktı .
"İn bak çok kötü olur Ekrem efendi "
"Ne yapar mışsın "
"Bilmek ve yaşamak istemezsin ha yok Yeliz tekmele beni dersen "
"Burdayım"deyip göz kırptı.
"İyi ki hayatıma girdin bunu sana her gün bin kere söylesem bıkmam "
"Ben çok karıştım bir tek seninle unutuyorum her şeyi "deyince Yeliz kocasının alnını alnına yasladı.
"Boşuna birbirimizin alnına yazılmadık"
"Sende benim iyikimsin "
"Tabi sapık halin hariç utanmaz yaşlı kadının küçücük çocuğun yanında öptün resmen "
Ekrem kızın kendini güldürmesiyle hüzünlü halinden çıktı.
"Alt tarafı yanağından öptüm ne var bunda ?"
"Ben yarın şu öğretmene bir gitsem diyorum"
"Adamla selamlaşırız yanağından öpeyim"
"Ne olacak sanki yanaktan"deyince Ekrem kızın boynunu ısırdı.
"Yapma iz kalacak yanlış anlayacaklar "
"O zaman  doğru anlasınlar benim olduğunu bilsinler de yanağından bile öpemesinler "
"Yasak evden çıkmak "
"Oldu ağam bağla istersen "
"Damarıma basarsan onuda yaparım"
"Bu dudaklar benim "deyip öptü.
"bu gözler de benim "
"Bu yanaklar da benim "deyip tek tek öptü.
Kulağına eğilip fısıldadı .
"Sen benimsin "deyip öptü.
Yeliz sımsıkı sardı kocasının belini .
"Sende benimsin "deyip dudaklarını öpmeye başladı.
  

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin