Fidan günlerdir bir çıkmazın içindeydi.
Bir yanı Ekrem ile olmak sonsuza kadar elini tutmak isterken diğer yanı Mert'in kollarında güvende hissediyordu.
Aklı kalbi birbirine karışmıştı ne gidebiliyor ne de kalabiliyordu.
Ekrem'in onu istememesi üzmüştü ama yıkılmamıştı.
Mert'in onu bırakıp gitmesi ise sadece sarsmıştı .
Adam öyle güzel seviyordu ki Fidan hep gitmeyeceğini yanında kalacağını sanıyordu ama Mert gitmişti hemde çok uzaklara Fidan'ı bırakıp gitmişti .
Aklına Ekrem ile konuşmaları gelince yarım kalan bir hikayeye nokta koymalısın diyen iç sesini dinleyip Adana'ya uçak bileti aldı .
Gidecekti onun birlikte kalbindeki iyiliği seçen adamla bir şansları varsa denemek için gidecekti.Yeliz Hacer hanımla vedalaşıp en kısa zamanda gelmek için söz verip elini öptü.
Kadın kızın başına taktığı yazmayı eline verdi.
"Senin olsun çok yakıştı al yazmalım "deyip sarıldı.
Ekrem bir günde bu kadar iyi anlaşmalarına şaşırarak baktı.
Daha sonra anneannesine sarılıp hafta sonu evin tamir edilecek yeri içi ustaları göndereceğini söyledi.
Kadın istemese de Ekrem pek itirazlarını dinlemedi.
Arabalarına bindiklerinde Yeliz elindeki yazmaya baktı.
Bir kaç günde neler yaşamışlardı.
Normalde onun için sadece bir kırmızı yazma olması gerekirken şimdi Ekrem ile yaşadığı güzel anları hatırlatan çok güzel bir simgeydi.
Ekrem kızın bir eli ile boynunda ki kolye ile oymasına diğer elindeki yazmayı tutuşuna bakıp düşündüklerini öğrenmeyi ne kadar istediğini farketti.
Kızın elindeki yazmayı çekip aldı .
Alnından akan teri silince Yeliz adama sinirle döndü.
"Terin az gelir burnunu silseydin"
"Ne ?"
"Hediye o ne yapıyorsun ver şunu ?"
"Olmaz çok sıcak "desede Yeliz adamın elinden alıp boynuna astı.
"Benden kıymetli yani "
"Hediye diyorum anlamıyor musun bana verdiğin kolyeyi başkasında görsen ne hissedersin ?"dedi.
Ekrem bunu düşünmek bile istemedi .
"Sakın birine verme kolyemi "
"O senin değil benim kolyem "
"Tamam senin ama çıkarma "
"Bir gün çıkarmam gerekebilir tabi "
"Ne sebeple ?"
"Sonuçta kopabilir kaybedilirim "
"Kaybetme sahip çık hani hediye senin için önemliydi ?"
"Sana laf anlatılmaz beni de susturuyorsun ya helal olsun ?"
Ekrem genişçe sırıtıp kıza baktı.
"Herkesi yenecek birileri vardır "dedi.Yeliz adama laf yetiştirmekten vazgeçip camı açtı derin bir nefes alıp iç çekti.
Bu yolun sonu ayrılık getirecekti ikisine ve Yeliz korkuyordu.
Evleneceğiz demişti aslında ama son günde evliliğin adını anmıyordu.
'Vazgeçmişti işte ne bekliyorsun be kızım herkes sen mi iki günde aşık olsun tek salak sensin şimdi acını doya doya çekersin'
"İyi misin ?"
"İyiyim "
"Eve yaklaşıyoruz korkuyorum sadece "
"Demek korkuyorsun ben seni korkusuz sanıyordum "
"Ben bir kızım ve haklısın hala küçüğüm belki de bu yüzden "deyip iç çekti gerçekleri söyleyecek kadar artık cesur değildi.
"Yine de tanıdığım en cesur ve tabi geveze ah birde komik bir kızsın"
"Ne güzel bak sayemde nursuz yüzün güler olmuş"
"Dua etmen hatta para ödemen lazım "
"O nedenmiş ?"
"Ee gülmek de paralı satılıyor artık komedi izlemek için sinemaya gitmek gerekiyor anlıyor musun ağam "
"Ama haklısın ağalar sinemaya gitmez değil mi ?"
"Yine başlıyoruz sonunda yine ben kazanacağım ve sen susacaksın biliyorsun değil mi küçük cadı "
"Susmayacağım bu sefer boz ayı "deyip gülmeye başladı .
Ekrem kızın gülüşüne hayran hayran bakıp iç çekti.
Yüzünü yola çevirip kendine gelip kızın yaydığı büyüsünden kurtulmaya çalıştı."Eve dönünce ne olacak sence ?"
"Murat peşimizi bırakmış mıdır?"
"Ben her zaman her koşulda yanında olacağım merak etme "
"Evlenecek miyiz yani "diye heyecanını belli etmemeye çalışarak sordu.
"Zorunda kalırsak evet "
Adamın söylediği sözlerle morali bozuldu.
Akmak için boğazını düğümleyen gözyaşlarını yok etmeye çalışarak yukarıya baktı.
"Umarım zorunda kalmalıyız evlenmek için çok gencim sonuçta bir ay sonra okula başlayacağım "
"Ne okuyacaksın peki ?"
"Okul öncesi öğretmenlik "
"Hmm enteresanmış "
"Neden yakıştıramadın mı ?"
"Yakışır ama sende bu çene olunca avukat olursun sanmıştım"
"Çok mu gevezeyim gerçekten "
"Bir de soruyor musun evde kalırsan tek sebebi bu dilin olur "deyince kız üzülerek başını eğdi.
Önceden kendiside adama laf sayardı ama şimdi adamın sözleri kalbini acıtıyordu.
"Korkma evde kalırsan ben alırım seni"deyip göz kırptı.
"Düşkünler evi kurmaya kararlısın anladım "
Ekrem kızın düşen yüzünün farkındaydı sebebini merak etse de keyiflensin kendisi ile didişsin istiyordu.
Evin sokağına gelince ikisi de birbirine özlemle baktılar.
Araba durunca bir süre ikisi de beklediler .
Kendine ilk gelen Yeliz oldu adamın yüzüne gözlerinin içine bakarak konuştu.
"İstersen içeri gelme annem babam senden açıklama bekliyor olabilirler"
"Seni yalnız bırakamam hadi inelim "
"Suç senin değil ki benim hatamdı "
"Hadi Yeliz içeride konuşuruz"deyip arabadan inip kızın gelişini bekledi .
Bahçe kapısından içeri girince Kezban hanım başını yastıktan kaldırıp dışarıya baktı kızını görünce gözyaşları ile kapıyı açtı.
"Kuzum çok şükür Allah'ım "deyip sarıldı.
Kızını öpüp kokladı .
İçeri girince elini bir an olsun bırakmadan oturdular .
"Babam abim evde yoklar mı ?"
"Baban ablanı havaalanına almaya gitti İbrahim de Miran abinleydi "
"Ablam geliyor bir şey mi oldu da geliyor "
"Bilmiyorum söylemedi "
"Benim kaçtığımı biliyor mu ?"
Kezban hanım önce kızına sonra karşısında oturan adama bakıp konuştu.
"Bilmiyor"
"Anladım"deyip mutfağa girip kendisine su doldurup içti.
Aklına Ekrem'in gideceği ayrılacakları gelince hemen içeri girdi.
Elindeki suya baktığını görünce adama uzattı.
Ekrem kızın içtiği suyu kendisine vermesine şaşırsa da geri çevirmedi bir dikişti içti.
"Ne diyorduk Kezban teyze "
"Eğer hala evlenmemizi isterseniz ben kendime düşeni yapmaya hazırım "
"Ben artık kızımın hayatına karışmak istemiyorum evladım kendisi için ne iyi olacak ise o seçsin "
"Anlıyorum "
"Yine de bilin istedim sırf üç beş kendini bilmez Yeliz hakkında konuştu diye bir serseri evlenmesine izin vermeyin"
Kezban hanım adamın sözleri ile gözlerinin içi parlayarak bakan kızını inceledi .
Küçük tırtıl kelebek olmuş anlaşılan diye düşünüp iç çekti.
"Ben artık gitsem iyi olur "deyip ayaklandı.
Kezban hanım aralarındaki bakışmaları görünce kıza dönüp konuştu.
"Ben odamdayım kızım sen Ekrem oğlumu yolcu edersin kusura bakma "deyip odasına gitti .
Ekrem önde Yeliz arkadan bahçeye çıktılar.
Adam arkasını birden dönünce kız adama çarpıp tutundu.
Koluna tutunan küçük ellere bakıp iç çekti.
"Bir sorun en ufak bir şeyde beni ara saat kaç olursa olsun "
"Tamam mı ?"
"Tamam "deyip başını eğdi .Adam ise arkasını dönüp yürümeye başladı .
Yeliz ne dediğini ne yaptığını düşünmedem adama doğru koştu ."Ekrem Dikkat et kendine sana bir şey yapmalarına izin verme "
Adam kızın endişeli yüzüne bakıp
"Korkma hiç bir şey yapamazlar"deyip kızı kollarına alıp sımsıkı sarıldı .
Yeliz adamın kolları arasında adeta küçülüp kaybolmuştu öyle iyi hissediyordu ki sanki tüm dünya yok olmuş sadece ikisinin var olduğu sorunların da başka alemlerde kaldığı dünyalarındaydılar.
Adam kızı kollarından çıkarırken boynundaki yazmayı da çıkarıp aldı .
Yeliz hiç bir şey demeden sadece gidişini izledi .
Eve girince iki kolunu bir birine bağlayan annesi ile karşılaştı.
"Anlat bakalım Yeliz hanım bu neyin sarılmasıydı göz süzmesiydi ?"
"Anne "
"Bekliyorum yok öyle kaçmak "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bahtımın Karası ♣️
Ficción GeneralYeliz dik başlı ,açık sözlü ve neşeli bir kız kader kara kule dediği adamla yollarını kesiştirince neler olur dersiniz ? Emanet Sevda hikayesinden tanıdığımız bilmiş Yeliz'in bir adamın yaralarını sarmak isterken düştüğü sevdanın hikayesi ... SEVD...