66.Bölüm

17.4K 1.3K 13
                                    

3 ay sonra

Aradan geçen zaman ölümün soğuk hissini ve sessizliğini bozmuştu.
Fidan ve Poyraz  çok uzak diyarlarda kendilerine yeni bir hayat kurarken Ekrem ve Yeliz'de yeni bir hayat bir ev kurmak için çabalıyordu.
Fatma kadın ölmeden önce oğluna tek vasiyet olarak Kozan konağında kendi kuramadığı aileyi kurup yaşamasını istedi.. Ekrem istemese de ölüm kokan duvarlarına acı sinen konakta oturmayı onun için ölen öldüren annesinin son isteğini kabul etmek zorunda kaldı.
Yeliz kocasının bundan hiç memnun olmadığını bildiği için evin koyu gri duvarlarından kahve rengi ağırlı mobilyalarından kurtarmak kasvetli havasını dağıtmak için çok çabaladı.
Kozan konağı yıllar sonra yaşadığı ölümün sislerinden kurtulup bembeyaz bir konak oldu .

Rüstem ağa öldükten sonra miras işleri de halledilmiş Ekrem diğer çocuklarına paylarını vermişti .
Kendine düşen parayı ise yurt dışında yaşayan Poyraz'a verdi o adamın tek kuruşuna dokunmak istemedi .
Onun elinde kalan ise dededen kalma tarlalar ve bahçelerdi.
Yeliz sen ne anlarsın bahçeden tarladan deyip dalga geçsede Ekrem çiftçilik işine çok sıcak bakıyor her şeyi araştırıyordu.
Karısının çıkan karnına rağmen etrafta onu şuraya bunu buraya koyun direktiflerini izleyerek neşeleniyordu.

Yeliz yine kendini kaptırmış sandalyesine oturup emirler verirken kocasının gelişini bile farketmedi .
Ekrem aylar önce girdiği konak ile şimdiki arasında ki farka inanamıyordu.
Karısı çocukken korktuğu kocaman olan dış kapıyı bile değiştirmişti .
Avluda çiçekler limon ağaçları ile sanki bambaşka bir yer olmuştu .
Eski sedir gitmiş kocaman bir köşe takımı konmuştu .
Burası karısının dedikodu köşesi olacaktı belliki merdivenler bile değişmiş bu eski yıpranmış yorgun konak adeta yeniden doğmuştu.
Yeliz'in dört aylık olmasına rağmen fazlaca belli olan karnına bakıp gülümsedi.
Hamileliği korktukları kadar zor geçmiyordu arada kızın aşırı yorulması dışında gayet iyi idare ediyorlardı.
Yeliz kocasının gelişini hissedince arkasını dönüp ayağa kalktı.
"Hoşgeldin ama niye geldin daha bitmedi ki !"
"Hoşbuldum karımı özledim annem karın yine söz dinlemedi konağına kaçtı dedi "
"Ne kadar da meraklıymış benim kızım konağa hanım olmaya bile dedi "deyip karısının saçlarını öptü.
"Annem öyle şeyler der "deyip gülümsedi .
"Beğendin mi çok az kaldı iki haftaya taşına biliriz"
"Çok beğendim bambaşka bir yer olmuş "
"Bambaşka bir konak olacak bu evin ruhunu da kurtaracağız gel bak çocukların odası bile hazır "
"Gidelim bakalım küçük cadı "deyip kızı kucağına aldı.
"Ya ne yapıyorsun Ekrem bütün hanımağalık karizmam gitti "
"Herkes bize gülerek bakıyor "diyerek kocasına sarıldı.
"Bu kadar çok konuşan hanımağa mı olurmuş sen baştan kaybettin güzelim "deyip dudaklarından öptü.

"Burası kızımızın odası nasıl olmuş ?"
"Abimin odasını vermişsin "
"Hmm kötü tarafı seçsede abin de sevdi kendi bildiği gibi sevdi ama burası abinin değil Güneş'in odası "deyip elinden tuttu.
"Gel hadi "deyip başka odaya girdi .
"Burası oğullarımın odası "
"Yeliz'im daha cinsiyetleri belli olmadı ki güzelim acele etmiyor musun ?"
"Bizim kara kulelerimiz olacak bir tane de kızımız olacak "
"Bu kadar eminsin yani "
"Hissediyorum diyelim "
"Peki bizim odamız neresi "deyip karısının dudaklarına eğildi.
"Odamızı değiştirmedim ama sen istemezsen değiştiririm "
"Sen nasıl istersen öyle olsun "
"Sen benim kollarımda uyuduktan sonra samanlıkta bile yatarım hem romantik olur "deyip karısının saçlarını öptü.
"Sen hep sapık olacaksın anladım ben "deyip sarıldı.

Emine hanım ise aşağıdan oğlu ve gelinin gülümsemelerine bakıp mutlu oluyordu.
Oğlunun yüzü gülüyordu mutluydu güzel bir ailesi olacaktı artık geçmişin acıları geride kalmıştı.
İçinden ben senin annemin demek gelsede artık buna gerek olmadığını düşündü.
Nasıl olsa bir adım yakınında olacaktı mutluluğunu görecekti daha ne isterdi ki .
"Emine "
"Buyur Hakkı bir şey mi istedin ?"
"Ben Ekrem ile konuşmak anlatmak isterim "
"Arkasından iş çeviriyoruz Emine bilsin belki bizi yanında istemez buna hakkıda var "
"Yapma Hakkı yaşayıp gidelim işte oğlumuz gözümüzün önünde daha ne isteriz "
"Ben ölüp gitmeden bir kere sarılmak istiyorum baba dediğini duymak istiyorum Emine sen istemiyor musun ?"
"Bugün sarılıp öleceksin deseler yine isterim ama sarılmadan görmeden yaşayamam ya bizi affetmezse Hakkı "
"Ben o zaman dayanamam yaşarken öldürme beni bırak böyle kalsın gözümüzün önünde mutlu olsun yeter "
Hakkı bey saçlarını karıçtırıp başını yere eğdi.

Yeliz ise kendilerine içtenlikle bakan çiftin bir şeyler sakladığının aylardır farkındaydı ve şüpheleri her geçen gün artıyordu.
Ekrem'e sımsıkı sarılıp aklındaki soruyu sormanın bir yolunu arıyordu.
"Ekrem seninle bir şey konuşmak istiyorum "
"Söyle güzelim bir şey mi oldu ?"
"Gel şöyle oturalım yoruldum sanırım "deyip adamı sedire oturttu.
"Ne oldu güneşim ?"
"İyi misin ?"
"Ekrem öz aileni bulsan ne yaparsın ?"
Ekrem karısının sözleri ile kalbine saplanan acıyı yok saymaya yüzüne yansıtmamaya çalıştı.
Sesinin titremesini istemediği için bir süre konuşmadı konuşamadı.
"Bu nereden çıktı Yeliz bir şey mi oldu annen bir şey mi hatırladı?"
"Hayır ben merak ediyorum seninle hiç bu konu hakkında oturup konuşamadık"
"Aileni bulmak ister miydin ?"
"Bilmiyorum Yeliz korkuyorum ya onlarda kötüyse Rüstem ağa gibi "
"Ben ailemin uzakta bir yerlerde iyi insanlar olarak yaşadıklarını hayal ediyorum"
"Elbette isterim annem babam kardeşlerim sevgi dolu bir ailem olsun ama ya hayal ettiğim gibi değillerse"
"Anladım "deyip kocasının kollarına sığındı.
"Peki iyi insanlarsa bulmak ister misin ?"
"Kızar mısın onlara neden beni verdiniz acı çekmeme nasıl izin verdiniz diye "
"Kızmam artık beni Rüstem ağaya vermeselerdi belki seninle hiç karşılaşamayabilirdik "
"Poyraz beni kaçırmayacak sen beni yol ortasında bulup hastaneye götürmeyecektin "
"Belki de karşılaşırdık bilemeyiz ki ama haklısın bu bizim kaderimiz böyle olması gerekiyormuş böyle oldu"
"Artık bana razı olacaksın "deyip adamın boynunu öptü.
"Sana senden gelen her şeye razıyım ben "
"Demiştin ya hani anneannemin evinde kendi aileni seçebilirsin diye "
"Seni her şeyim  seçtim ,İlyas' ı Miran'ı kardeşim annen babanı ailem seçtim "deyip iyice kollarına  sardı .
"Öz aileni de istersin ama ?"
"Yeliz bir şey mi biliyorsun ?"
Kocasının kararan yüzüne bakıp yanağını okşadı.
"Hissediyorum sadece Ekrem sana bakıyorum sonra "
"Sonra Emine teyzenin gözlerine bakıyorum içinde aynı pırıltı var sanki "
"Yeliz çocuğu olmadığı için bana öyle bakıyor"
"Bende öyle düşündüm bu his yeni değil Ekrem sana bakarken özlemle bakıyor "
"Bana karnıma bakarken gururla bakıyor "deyince Ekrem başını aşığıda oturan yaşlı çifte çevirdi.
"Bu çok saçma Yeliz onların çocuğu olsam her şey bitti neden söylemesinler güzelim "
"Korkuyorlardır seni kaybetmekten bilmiyorum Ekrem ama bu zamana kadar aileni bulamamanın nedeni yanı başında olmalarıdır belki "
"Hadi gel birde onlara soralım bakalım ne biliyorlar dedektif karım benim "deyip ellinden tutup yaşlı çiftin yanına indiler.

Hakkı bey yanlarına gelen oğlu ve gelinine gururla baktı.
"Buyur beyim bir şey mi istedin ?"
"Yok Hakkı amca ben sana ve Emine teyzeye danışmak istedim "
"Biliyorsunuz sizde ben evlatlıkmışım siz bu evin en eski çalışanısınız "
"Ailem hakkında küçücükte olsa bir şey biliyor musunuz"

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin