34.Bölüm

21.2K 1.5K 44
                                    

Zelal'inde gelmesi ile yemek masasına oturdular.
Yeliz etrafındaki insanları  çaktırmadan süzüyordu .
'İçinden bu yemekler hep böyle yeniyorsa aç kaldın kızım 'diye söylenip kaşığı ağzına zor götürüyordu.
Gözü Zelal'e takılınca kadına gülümsedi .
'Bu konakta sekiz yıl kocan tarafından  sevilmeden yaşayıp muhtaç olmak çok zordur be Zelal'im ' diye söylenerek iç çekti.
Artık burada olduğuma göre ne kendimi ne seni ezdiririm diye söylenerek önce kaynanasına sonra kayın babasına dik dik baktı.
Adam ile göz göze gelince bakışlarını kaçırmadan bakmaya devam etti.
Rüstem ağa kızın bakışlarını çekmemesi üzerine kendisi başını eğdi.
Gülbahar olsa sana böyle dik dik bakamaz meydan okuyamaz başını eğen o olurdu diye acıyla gülümsedi.
O kadar pişmandı ki hayatına verilen bir melekti Gülbahar ama Rüstem ağa kıymetini bilmeyip gencecik yaşta iftira yüzünden öldürmüştü.
Şimdi karşısındaki kıza her baktığında aklına küçük karısı gelecek yaptığını hiç bir zaman unutamayacaktı zaten yıllardır unutamazken bu kız Berzan'a yaptıklarının da sorgulamasını yaptıracaktı.
Sırf gözleri annesine  benziyor diye Berzan'a çocukken acımadan neler yapmıştı.
Şimdi benzer gözler karşısındaydı fakat bu sefer  ne Gülbahar gibi ürkek ne de Berzan gibi korkak bakıyordu.
Kızın bakışlarından kurtulmak için çaresiz masadan kalktı.
"Evimin kapısı size her zaman açık ne zaman isterseniz gelin yaşayın "deyip odasına doğru çıkmak için merdivene yöneldi.
Adam gidince Cemal sandalyesinden kalkıp Yeliz'in yanına geldi.
"Sende burada bizimle yaşa Yeliz "
"Benim hiç arkadaşım yok"
"Merak etme artık arkadaşın hep yanında "
"Gerçekten mi ?"
"Gerçekten "
"Sen şimdi amcamla evli misin ?" 
Yeliz yanındaki adama gururla bakarak tebessüm etti.
"Evet "
"Senin üvey annen oluyor ?"
"Anne Cemal'in babası ben değilim "
"Çocuğun kafasını karıştırmaktan vazgeç"
"Neden Zelal karın değil mi ?"
"Ee kızım sen bu yaşında kuma olmayı nasıl kabul ettin "deyince Yeliz en sinsi gülümsemesini takınarak konuştu.
"Gelinin kaderi bu topraklarda kayın validesine benzermiş   bende senin kaderini yaşıyorum demek ki "
"Yine de şanslıyım tabi Ekrem de Zelal ablada gerçekten evli değiller " deyip gülümsemeye devam etti.
Kadın sinirle çatalını sıkarken Ekrem karısına bakıyordu.
Bu küçük cadı bu konakta belli ki bir çok şeyi değiştirecekti ve Ekrem karısının hanımağa oluşunu gururla izleyecekti.

"Biz artık kalkalım daha annenlere gideceğiz "
"Olur kalkalım "deyip önce Cemal'e sarıldı .
"Hafta sonu nikahımız var sende gel çok isterim arkadaşım "
Cemal annesine umutla baktı Zelal ise karşısındaki yaşlı kadına bakıyordu.
Dışarı çıkmalarına izin vermiyordu ki nasıl evet desin .

Ekrem durumu anlayınca çocuğun yanına gelip kucağına aldı.
"Geleceksin tabi benim gibi damatlık giyeceksin hemde en güzelinden"
"Sizi de beklerim anne "deyip sözünü bitirince Fatma kadın hiç bir şey diyemeden sustu.

Arabalarına binip Kezban kadının evine giderken ikisi de sessizdi fakat huzurluydular.
Ekrem karısının gücünü görmüştü şimdi Rüstem ağa konağının değişme zamanıydı.


Yolda buralı olmadığı her halinden belli olan adamı görünce Ekrem arabayı durdu.
"Merhaba ben yeni öğretmenim beni kasabaya kadar bırakır mısınız ?"
"Sanırım yanlış geldim "
"Yok yok doğru gelmişsiniz ben isterseniz direkt gitmek istediğiniz yere bırakayım "
"Aslında çok iyi olur "deyip arabaya bindi.
"Buraların bu kadar sıcak olduğunu bilmiyordum"
"Nerelisiniz ?"
"Rizeliyim "
"Hoşgeldiniz memleketimize "
"Hoşbuldum"
"Siz buralı mısınız ?"
"Doğma büyüme "deyip karısına baktı .
Kadir de adamın yanındaki kızın neden hiç konuşmadığını merak etti.
Sonra burada kadınlar böyle demek ki diye düşündü.
Gideceğe yere gelince adam arabadan indi . Ekrem karısının sessizleşen halini merak etti.
"Ne oldu yüzün asıldı evden çıktığımızda böyle değildin ?"
"Ben de öğretmen olmak istiyorum okullar açılınca gidemez miyim ?"
"Ekrem'in karısı okula gidiyor diye laf ederler mi ?"
"Bende adamı kıskanıyorum burada düşündüğüne bak bu mu yani mesele "
"Ne kıskanması Ekrem "
"Ben seni seviyorum başkasına bakar mıyım hiç ?"
"Bakmaz beğenmezsin değil mi ?"
Yeliz adamın kıskanan mahçup haline bakıp gülümsedi damarına basma isteğine engel olamadı.
"Ama çocuk bayağı yakışıklıydı bak şimdi inkar edemeyeceğim "
"Kasabada aşık olmayan kız kalmayacak"deyip kocasının damarına damarına bastı.
"Ben olmasaydım yani sende ?"
"Nasip kısmet kocacım bilemezdim ki ?"
"Sen böyle yapmaya devam et küçük cadı okul hayallerinde uçup gidecek "
Deyip kızın yüzüne tek kaşını kaldırarak dikkatlice baktı.
"Yeliz "
"Sana kimse bakamaz sen de benden başka kimseyi beğenemezsin duydun mu  ?"
"Yok artık daha neler "diye söze başladığı anda adamın dudakları ile susturuldu.
Ekrem öyle talepkar öptü ki Yeliz ilk başta karşılık bile veremedi.
Adam dudaklarını kızdan ayırıp kalbinin üzerine elini koyup öptü.
"Kalbime iyi bak tatlı cadım ben sensiz yaşayamam bunu sakın unutma "deyip arabayı çalıştırdı.
Yeliz hızlanan kalbinin atışı ile adama bakıyordu.
"Ekrem "
"Ben senden başka kimseye bakmam beğenmem "
"Sadece şaka yapmak seni kızdırmak istedim "
"Biliyorum "
"Ama o zaman "
"Çünkü çok tatlıydın öpmek istedim "deyip göz kırptı.
Yeliz utançla başını cama çevirdi fakat gülümsüyordu adamın sevme şekline bile aşıktı.

Annesinin evine gelince derin bir nefes alıp arabadan indi .
"Korkuyorum"
"Yanındayım  bitanem tut elimi "
"Yanımdasın "diye kendi bile  duymadığı sesle konuştu.

Kezban hanım hevesle kızı ve damadına kapıyı açtı.
Kocasının elini sımsıkı tutan kızına özlemle ve pişmanlıkla baktı.
Adım atıp sarılacak gücü kendinde bulamıyordu.
Yeliz de adım atıp kendisini annem diyerek kollarına bırakamıyordu .
Kadının geri çekilmesi ile bir yabancı gibi çocukluğunun hayatının geçtiği baba evine girdi.
Haşim bey kızını karşısında görünce ağlayarak gelip sarıldı .
"Hoşgeldin güzel kızım hoşgeldin "
"Hoşbuldum babam "deyip ağlamaya başladı.
Kezban hanım ise kapının girişinde hala bekliyordu .
Ne içeri girebiliyor ne de geri gidebilecek gücü vardı.
Yeliz babasından kollarından ayrılınca k annesine ağlayarak   sarıldı .
  "Affet beni yüzüm yok ama sen affet cahil anneni "
"Çok özledim kuzum kokunu gülüşünü sesini özledim "
"Bırakma bu kafasız anneni sen bırakma beni Yeliz"diye ağlayarak konuştu.
Yeliz hiç bir şey demeden annesine sımsıkı sarıldı .

Ekrem ise Haşim beyin elini öpüp adama mahçup bir şekilde bakıyordu.
"Sana normal şartlarda kızardım ama diyecek  bir sözüm yok "
"Allah'ım utandırmasın mutlu olun evladım "
"Ben de böyle olsun istemezdim efendim ama anneannem nikahsız evimde kalamazsınız dedi "
"Bende istiyordum zaten kızınız ile evlenmek "
"Nasip böyleymiş evladım ben kızım okusun isterdim "deyip annesine sarılan kızına bakıp tebessüm etti.
"Okula gitmesine karşı değilim"
"Okumak isterse her zaman yanndayım"deyince adam birbirine bakan çifte göz gezdirdi.
Her hallerinden  birbirlerini sevdikleri belliydi.
Aşk sevda neydi en iyi bilenlerdendi yıllarca ağa kızını sevmişti .
Kızın hakaretlerine küçümsemesine rağmen aşkı bitmemişti hala da ilk günki gibi karısını seviyordu tüm huysuzluğuna rağmen hemde .
"Biz bugün  nikah için gün aldık sizinde izniniz olursa düğün yapmak istiyoruz"
Haşim bey gülerek kızına baktı .
"Kızımın elinden acı kahvesini içmeden izin vermem "deyip gülümsedi.
Kezban hanım kahveleri yapması için kızının elinden tutup mutfağa girdiler.

"Yeliz kuzum affedecek misin bu ananı"deyip tekrar sarıldı .
"Anne unutalım olmaz mı her şeyi unutalım "
"Ben çok mutluyum  sizinlede paylaşmak yanımda olmanızı istedim "
"Anne kokusunu alınca her şeyi unutuyorsun zaten "deyip sımsıkı sarıldı .

Kahveleri yaparken yaşlı kadın kızını incelemeye başladı  .
Sanki şu bir kaç günde büyümüştü küçük cadı kızı nasıl güzel aşık bir kadın olmuştu .
"Çok güzelleşmişsin "
"Her zaman ki halim anne "
"Sen pek makyaj yapmazdın çok yakışmış "
Yeliz utanarak başını eğdi .
"Utan diye söylemedim güzel kuzum "
"Utanıyorum ama elimde değil "
"Anne aslında şey "
"Ne güzelim bir sorun mu var ?"
"Yok da "
"Neyse boşver "deyip kahveleri ficanlara doldurmaya başladı.
Kezban hanım kızının derdini anlamıştı ama o da utanıyordu .
Asmin'e yardım etmişti ama kızı olunca başka oluyormuş diye düşünüp gülümsedi.
"İçinden ne geçiyorsa onu yap güzel kuzum kocan o senin çekinme "deyip salona gitti .
Yeliz annesinin gidişi ile arkasından baka kaldı.
Aklına son anda gelen ile Ekrem'in kahvesine küçük bir sürpriz hazırladı.

Kahveleri dağıtırken kocasına sinsi bir gülüş attı .
Adam kızın halinden tavrından anlıyordu artık cadılık yapmak isteyen Yeliz'in ne zaman ortaya çıktığını biliyordu.
Kızın gözlerinin içine bakarak kahvesini bir dikişte içti.
Kezban hanım ve Haşim bey ise karşılarındaki çifte bakıp gülüyorlardı.
Kapının çalması ile Yeliz gidip açtı.
"Merhaba ben Kadir "
"Aa sizinle yolda karşılaşmıştık "
"Şey evet "
"Ben Haşim bey ile görüşecektim karşıdaki ev için"
"Buyrun babam içerde "deyip adamı içeri aldı .
"Baba Kadir bey köyün yeni öğretmeni seninle görüşmeye gelmiş "
"Buyrun öğretmen bey "
"Ev için geldiniz ben nasıl unuttum bak görüyor musun"deyip adamın yanına geldi.
Ekrem ise karşısındaki adama sebepsiz sinirle bakıyordu.
Yeliz'in yanında durmasına bile katlanamıyordu.

"Biz kalkalım o zaman baba sen işine bak "
"Olmaz öyle akşama yemeğe bizdesiniz hayatta bırakmam evladım "diyen Kezban hanımın sesi ile çaresiz yerine geri oturdu.
Yeliz kocasının kıskandığını hissettiği için sinsi sinsi gülüyordu.
Babası ve annesi Kadir ile karşı eve geçince adamın yanına oturdu.
Ekrem başını kıza çevirince sırıtan yüzü ile sinir oldu.
"Neye gülüyorsun sen ?"
"Sana "
"Çok mu komik ?"
"Yok çok tatlı "
"Elin adamına tatlı mı diyorsun Yeliz "
Yeliz kocasının yüzüne yaklaşarak dudaklarına eğildi.
Ekrem de karısına karşılık verince öpüşmeleri derinleşti .
Kapının sesi ile birbirlerinden nefes nefese ayrıldılar.
"Tatlı olan sensin kocacım "deyip kapıyı açmaya gitti.
Ekrem ise gülerek giden kızın arkasından öylece baktı .

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin