35.Bölüm

20.5K 1.4K 27
                                    

Akşam yemekten sonra Ekrem karısını yanında götürmek baş başa kalmak için çabalarken Kezban hanımın ısrarları ve duygusal sömürüsü ile karısını göndermeyip bir geceyi daha ayrı geçirmelerine neden olmuştu.
Oysa adam ne planlar yapmıştı bu gece ile ilgili yataktan kalkıp pantolonunun cebindeki yüzük kutusuna dokundu.
Bir türlü sevdiğinin parmağına takamamıştı hemde ortalıkta mavi gözlü bir adam gezerken karısının parmağı boştu .
Bu da demekti ki Yeliz bütün tehlikelere açık bir şekilde adamdan uzak ama mavi göze çok yakın uyuyordu.

Yatakta bir sağ bir sola döndü bu gece uyumayacağını anlayınca aşağıya mutfağa indi.
"Bir şey mi oldu evladım bu saatte?"
"Uyuyamadım Dila teyze "
"Belli belli halinden karını iki gecedir senden ayırıyorlar nasıl uyuyasın "
"Oh be birisi halimden anladı sonunda kızın parmağına yüzük bile takamadım teyzem sen düşün"deyince kadın gülümseyerek konuştu.
"Ne duruyorsun o zaman git tak bak güneş doğmak üzere madem kıza güneşim de diyorsun ?"deyip göz kırptı.
"Bundan iyi zaman mı olur"demeye kalmadı Ekrem odaya koşarak çıkıp üzerini giyindi .

Karısının kapısına gelince telefon etmek ancak aklına geldi.
Heyecanla Yeliz'i bir kaç kez aradı fakat kız açmadı.
Son kez denemek için aradığında tekefondan gelen sevdiğinin sesi ile derin bir nefes aldı.
"Alo "
"Sonunda be güneşim "
"Ekrem kafayı mı yedin saatten haberin var mı ?"
"Olmaz mı güzelim var tabi "
"Niye uykumun en güzel yerinde arıyorsun o zaman be adam "
"Hadi güzelim evden çık kapının önündeyim "
"Yok artık sen ciddi misin ?"deyip yataktan kalkıp pencereden dışarı baktı.
Ekrem kıza el sallayıp gülümsedi.  
"Hadi uykucu bekliyorum çabuk ol "deyip arabadan inip kapının önünde volta atmaya başladı.
Karşı evin ışığını görünce iyice sinirlendi .
Adam bit günde hayatlarına girip eve bile yerleşmişti.
Asmin de iyilik yapmak için bu adamı bulmuştu sanki .
Babasının evini tamir ettirip köye gelen öğretmenlere ücretsiz verilmesini istemişti.
İyi ki Yeliz ile evlendik yoksa bu sırık karıma yürürdü diye adama olmayan bir şey yüzünden durduk yere kin bile besler olmuştu.
Yeliz pijamasının üzerine bir hırka giyip terlikleri ile adamın karşısına çıkıp ona doğru uyku mahmuru haliyle yürümeye başladı.
Ekrem uykulu uykulu kendine gelen kıza hızlı adımlarla yürüyüp kucağına aldı .
Etrafında döndürmeye başladı .
"Ekrem napıyorsun ?"
"Annemler uyanacak rezil olacağız indir beni ?
"Tek şartla dururum "
"Kabul delim kabul nolur dur artık düşeceğiz "deyip adamın boynuna daha sıkı sarıldı .
"Öp beni "
"Sen "dediği anda adam kızın dudaklarına kapandı .
Yeliz artık uyanmış adama daha da sokulmuştu .

Kadir ise dışardan gelen araba sesi ile uyuduğu koltukta uyanmıştı.
Seslerle başını kaldırıp dışarı bakınca gündüz gördüğü kız ile adamın hallerine bakıp gülümsedi .
"Aşk güzel şey gibi duruyor size bakınca "deyip odasına gitti.

Ekrem kızın yüzünü avuçlarının arasına alıp nefesini yüzüne üfleyerek heyecanlı bir sesle konuşamaya başladı.
"Yeliz "
"Hıı Ekrem"
"Güneşim "
"Bir ömür boyu güneşim olacaksın beni bırakmayacaksın tamam mı ?"
"Etrafda ne kadar yakışıklı olursa olsun sen bir tek bana bakacaksın
"4+1 çocuklarımıza torunlarımız da eklenecek son nefesimi senin kalbinin sesini dinlerken vereceğim"
"saçlarımızda aklarla ben ton ton bir dede sen fena cadı bir kaynana olacaksın "
Yeliz adamın sözleri ile genişçe gülümsedi.
"O gün de bana böyle bakacak elimi şimdi ki gibi tutacaksın "
"Söz mü ?"
"Söz başımın kara belası söz "
"Uykularımı mahvetsen ,geceleri üzerime karabasan gibi yatsanda ,kavgalarımızı kazanıp beni susturmayı başarsanda ,karşıma mavi gözlü ultra yakışıklılar çıksa bile söz "deyip güldü.
Ekrem kaşlarını çatıp kızın boynunu ısırdı.
"Yasaklıyorum sana mavi göz bile diyemezsin "
"Yine başladın "
"Çok ciddiyim sana yetmiş yaşına gelsende yakışıklı demek bile yasak "
Yeliz ellerini adamın beline sarıp birleştirdi.
"Peki kara gözlüm kıskançlık faslın bittiyse neden gece gece sokaktayız"
"Ben sana güneş doğarken bir şey vermek istedim "
"Hadi bin arabaya "deyip kızın elinden tuttu.
"Bir tepeye gelince durdu.
Güneş yeni güne yeni umutlara doğarken adam güneşi izleyen sevdiğini izliyordu.
"Teşekkür ederim beni sevip bu mutluluğu yaşamama izin verdiğin için"
"Ben hiç Ekrem olarak sevilmedim "
"Rüstem ağanın oğlu ,Berzan ağanın kardeşi ,zengin iş adamı Ekrem Kozan olarak hep bir çıkar ile yaklaştı insanlar"
"Artık güneşimi buldum karanlıklar bitti."
"Kara kule Ekrem bembeyaz bir sayfa açtı."
"Benimle evlenir misin diyemiyorum kader buna fırsat vermedi "deyip yüzüğü cebinden çıkarıp kıza uzattı.
"Ömrünü ömrüme katar mısın ?"
"Benimle biz olur musun ?"dediği an Yeliz ağlayarak adama sarıldı.
Ekrem kızın parmağına yüzüğü taktıktan sonra Yeliz kocasının boynunu koklayarak öptü .
"Olurum seninle ölüme bile gider bu deli öyle seviyorum ki"
"İçimde küçük bir umut bir kıvılcımdın"
"Şimdi kocaman bir ateş oldu "
"Korkmuyorum senin için yanmaktan seninle birlikte her şeye varım deli adam"
"Her şeye mi ?"
"Bak söz verdin kaçamazsın"
"Öküzsün yemin ederim sapıksın "diye yalandan kızarak adamdan kaçıp arabaya bindi .
Ekrem de arabaya binip kızı kendine çekti .
"Her şeye varım dedin kaçmak yok küçük hanım "deyip dudaklarından boynuna doğru dudakları ile bir yol çizdi .
Yeliz ilk kez hissettikleri ile titreyip adama daha sıkı sarıldı .


"İyi misin ?"
"Hoşgeldin "
"Neden buradayım ?"
"Bak benim onlarla hiç bir ilgim yok seviyorlar birbirlerini  ben kabul ettim onların aşkını "
"Sana yardım edemem "
"Hem ne yaşarsak yaşayalım  o benim kardeşim onun mutluluğunu bozmam bozamam"
"Nolur bırak gideyim bu topraklara bile ait olmak istemiyorum "deyip ağlamaya başladı.
"Ağlama seni öldürecek değilim korkma "
"Neden kardeşin gibi değilsin seninle oynamak hiç zevk vermiyor yeşil göz"
"Fazla masum ve duygusalsın "
"Bu da seni zayıf halka yapıyor"
"Ne istiyorsun benden açıkça söyle o zaman yeter  dayanamıyorum bu sessizliğe "
"Evlen ve beni ailen ile tanıştır"
"Delirmişsin senle ben olacak şey mi ? "
"Neden olmasın yüzümdeki ize rağmen yakışıklıyım hala da karizmayım "
" Olmaz bir katil ile evlenmektense ölürüm daha iyi "deyip Fidan pencerenin önüne geçip dışarıya baktı.
Neredeyse bir gündür buradaydı ama kimsenin kaçırıldığından  haberi bile yoktu.
Nerede yanlış yaptım da etrafımda beni merak eden kimseyi bırakmadım diye kendini sorgulamaya başladı .
"Aslında haklısın ben zayıf halkayım bu hikayenin etkisiz elemanıyım "
"Amacın intikam almaksa yanlış kapıyı zorluyorsun "deyip adama dikkatli bir şekilde baktı.
"Merak etme tek yanlışım olmayacaksın"
"İçimden  bir his senin doğru kapı olduğunu söylüyor "
"Sadece merak ediyorum bu güzel yüzün arkasında neler gizli "
"Neden kimse bu kadar zamandır yokluğunun bile farkına varmadı?"
"Bende bunu düşünüyorum ve sanırım bir şeyleri yanlış yaptım "
"Belki de büyümemi söyleyen herkes haklıdır "
Poyraz kıza yaklaşarak elinden tuttu.
"O zaman hoşgeldin masum kız "
"Bu kapıdan büyümüş bir kadın olarak çıkacaksın "deyip ne yaptığını düşünmeden kızın saçlarının kokusunu içine çekti.
Fidan adamın yakınlığı ve hissettiği nefesi ile korkuyordu ama yine de sesini çıkarmadı.
Fidan için artık büyüme zamanı gelmişti karşısındaki yaralı yüzlü adam ona bilmediği bir kapının anahtarını verecek kapıyı açacaktı.
Tıpkı Fidan'ın da ona açacağı sonu bilinmeyen kapı gibi ...
Peki Fidan o kapıdan içeri  girecek kadar cesur muydu ?

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin