Hacer hanım iki genci bahçede el ele görünce gülümsedi .
"Ah gençlik ah "diye söylenerek evden çıktı köyün hocanın evine doğru yürümeye başladı.
Yeliz ile Ekrem eve girince yaşlı kadının yokluğu ile diz dize bir süre daha oturdular.
Ekrem kızın elini bir an olsun bırakmıyordu.
Yeliz adamın elinin sucaklığı ile hem heyecanlanıyor hemde artık eli terlemişti.
"Ne oldu niye astın yine kaşlarını ?"
"Elim terledi bıraksan mı artık "
"Bırakırım ama tek şartla"
Yeliz adamın şartını dinlemeden konuştu.
"Kabul "
Ekrem tek kaşı havada kıza gülerek sordu .
"Emin misin sonra caymak kaçmak yok ama "
"Ben verdiğim sözü tutarım bir kere" deyince adam kızın cümlesi biter bitmez dudaklarına eğildi.
Yeliz yaşadığı şokla kocaman açtığı gözleri ile adama baktı.
"Öp beni bırakayım elini "
"Yok artık "
"Sözlüm değil misin öp dudağımdan "
"Ha bir de dudaktan sen ölmek istiyorsun ben anladım "
Ekrem eğlenerek kızın yüzüne daha da yaklaştı.
"Bir kere öptüm doyamadım tadına hem ölmedim de bak turp gibiyim maşallah "deyip göz kırptı.
Yeliz utançla yüzünü eğdi.
"Utandın mı sen ?"
"Ne utanacağım boz ayıya bak "deyip yeşil gözlerini dikti adamın yüzüne .
"Bırak elimi yoksa çok fena yapacağım"
"Bırakmıyorum "
"Emin misin bak acımam "
"Sen bana kıyamazsın "dediği an Yeliz adamın elini ısırdı.
"Tamam tamam bırak kız koparacaksın vicdansız"
Ekrem kıza şaşkın bakarken Yeliz sırıtarak baktı.
"Gördün mü acımaz kıyarmışım "
"Ayağını denk al bir bakmışsın hık diye gitmişsin öteki tarafa"dedi gülerek .
"Görürsün küçük cadı bende sana acımayacağım "deyip kızın üzerine doğru yürümeye başladı.
"Gelme bak bu seferde kafanı kırarım yaparım bilirsin"deyip eline oklavayı aldı .
Ekrem vazgeçmeyip kızın üstüne üstüne yürüdü.
Kızı köşeye sıkıştırınca uzanıp oklavayı kızın elinden aldı.
Yeliz adamdan kaçmak için geri geri yürümeye başladı adam ise çaresiz kaçışını sırıtarak izledi kızı arkasında duran sandığın üzerindeki yorganlara doğru itti.
İki eli ile durdurup dudaklarına eğildi .
"Ha şimdi söyle bakalım ne yaparsın bana küçük cadı seni "
"Elbet kurtulacağım elinden görürsün o zaman ne yapacağımı "dediği an Ekrem kızın dudaklarına kapandı .
Yeliz yaşadığı duygularla ilk başta yenilmek istemese de bir kaç saniye sonra adama sokuldu .
Adamın elleri gevşeyip kızın beline sarıldı.
Yeliz de ince kolları ile sarıldı adamın öpüşüne karşılık vermeye başladı.
İçlerinde büyüyen aşkı onları bir araya getiren kıvılcımı dudakları ile ateşe döndürdüler.Kapıdan gelen sesler ile ikisi de nefese nefes birbirinden ayrıldı.
Ekrem salona Yeliz ise mutfağa adeta kaçtılar.
Adam saçlarını karıştırırken Yeliz yaşadığı duygunun hala etkisinde kalıp eli dudaklarında öylece durdu.Hacer hanım köyün imamı ile yanında iki kişi daha getirmişti adamlarla içeriye girince Ekrem karşıladı .
Yapılan hoş sohbetten sonra abdest alıp nikahları kıyılması için bir odaya girdiler.
Anneannesinin Yeliz'e bu sefer elbisesine uygun yeşil yazma verdiğini görünce Ekrem evden çıkıp arabasında ki kırmızı yazmayı alıp geldi .
Kıza uzatarak hiç bir şey söylemeden odadan çıktı .
Yeliz adamın gidişi ile yazmaya sarıldı .
Aynadaki yüzüne bakıp gülümsedi.
'Çok seviyorum nolur hiç bozulmasın 'diyerek kırmızı yazmayı başına taktı.
Mihir olarak kocasından okul isteyince herkes şaşırdı .
Ekrem ise nedenini bildiği için kabul etti.
Hacer hanım adamları yolcu etmek için gidince ikisi bir süre daha yalnız kaldı .
Ekrem kıza elini uzattı Yeliz hiç tereddüt etmeden tuttu.
"Karımsın artık tatlı cadım benimsin"
"Kocamsın artık boz ayım hala inanamıyorum "deyip güldü .
Ekrem kızı kolunun altına alıp alnından öptü .
"Yeliz eğer gelinlik giymek isteyip düğün istersen yaparız güzelim eksik bir şey kalmasın gönlünde "dedi .
Yeliz başını adamın boynuna gömüp konuşmaya başladı .
"Aslında gelinlikle ilgili pek güzel anım yok giymek ister miyim bilmiyorum "
Ekrem kızın demek istediğini anlayınca ortamda ki hüznü ve kasveti dağıtmak istedi .
Kulağına fısıltı ile konuştu .
"Haklısın kaç tane gelinlik giyersen giy fermuarını çözmek bana kalıyor"
"Artık üçüncüyü giymesen de olur "deyince Yeliz gözlerini adama dikti.
"Sen çok terbiyesiz bir şey oldun boşarım "seni diyeceği anda adam kızı doyamadığı dudakları ile susturdu.
Yüzünü avuçlarının içine aldı.
"Ayrılığın şakasını bile yapma güzelim "
"Çok bekledim karşılıklı sevmeyi sevilmeyi "
"Sakın bırakma beni Yeliz yaşayamam sensiz bu mutluluğun tadını aldıktan sonra sensiz olmaz yapamam yemin ederim "deyip karısına sımsıkı sarıldı.
Yeliz de adamı kollarına aldı hüzünlenen ortamı değiştirmek için konuştu .
"Öyle şeyler yapacağım ki sana yandım anam nasıl bir cadıyla evlendim diyeceksin kaçışında yok üstelik bak ben bile acıdım şimdi sana "deyip kötü kötü güldü.
Ekrem de kıza muzip muzip bakıp boynuna gömüldü.
"Öyle şeyler yapacağım ki sana konuşmaya başımın etini yemeye vaktin olmayacak "deyip ısırdı .
Yeliz yaşadığı şokla adamdan kaçtı .
"Sapıksın sen vallahi sapıksın "diyerek odadan çıktı .
Ekrem giden karısının arkasından gülerek baktı .
Akşam yemeğinden sonra çaylarını içerken Hacer hanım yine uyuklamaya başladı .
Bu sefer ikisi de tedirgindi ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlardı .
Hacer hanım yerinden kalkıp "size içeri odayı hazırladım "
"Ben yatıyorum "deyip gitti.
Yeliz başını eğdi adama bakacak hali yoktu bakarsam yine sapıklık yapar diye düşünüyordu .
Ekrem karısının halinden çekindiğini ve hazır olmadığını anladı yanına gelip çenesini yukarı kaldırıp kendisine bakmasını sağladı.
"Sadece uyuyalım güneşim olmaz mı ?"
"Ama kollarımla sarayım seni böyle sımsıkı "dedi .
Yeliz sevgi dolu bakışlarla kocasına baktı.
"Tamam "dedi .
Birlikte odaya girdiker Yeliz çekinerek yatağa girince Ekrem bir uçta yatan kızı kollarına aldı .
Dışardan vuran ayın ışığı ile yüzüne baktı.
Yeliz ise düşündükleri ile adamın yüzüne ince parmakları ile dokundu.
"Hala inanamıyorum "
"Neye güzelim ?"
"Sana dokunuyorum sarılıyorum "
"Seninle aynı yataktayız ve evliyiz"
"Hiç düşünmemiştim senin kocam olacağını tuhaf sanki uzun zamandır tanıyorum seviyorum gibi "
Ekrem gülerek kıza baktı .
"Bende tatlı bir cadı ile evleneceğimi hiç düşünmedim "
Deyip saçlarından öptü.
"Hatırlıyor musun Asmin 'in doğumunda seninle karşılaşmıştık"
Ekrem kızın dudağının kenarına dokunarak başını salladı .
"Her kelimesini hemde "
"Ve seviniyorum kara kulelerin annesi sen olacaksın "
Yeliz gülmeye başladı "ama bir keresinde senden bir tane daha çekemem demiştin "
"Farkettiysen kara kule dedim hala senden bir taneyi daha bünyemin taşıyamayacağını düşünüyorum "deyip güldü.
"Yaa deme öyle çok mu fenayım ?"
"Fena değilsin güzelin cadısın "
"Ama çok tatlı bir cadı benim cadım "deyip öptü.
Yeliz adama daha da sokuldu .
"Ben sanırım düğün istiyorum Ekrem "
"Asmin doğumunda söz vermişti halay başın olacağım diye "
"Gelir değil mi yoksa ablamın tarafını mı tutar ?"
"Bizi anlayacaklar mı ?"
"Bizi en iyi Asmin anlar güzelim "
"Sevdaya düşen bilir acısınıda neşesinide"
"Bunları düşünüp üzme kendini Yeliz'im "dedi.
Yeliz yeşil gözlerini adama dikip şefkatle baktı .
"Sanırım seni Asmin yüzünden sevdim"
"Birkeresinde bana benziyorsun Yeliz eğer karşına yaralı bir adam çıkarsa kaçma iyileştirmeye çalış o adam senin kaderin demişti"
"O kadar etkilendim ki o zaman söylediklerinden kaç gün aklımdan çıkmadı sözleri atamadım bu düşünceyi uzun bir süre "
"Şimdi tam da dediği yerdeyim sarmak istiyorum yaralarını hayal ettiğin ailen olmak istiyorum "dedi."Ne güzel demiş Asmin iyi ki demiş sende iyi ki sevdin beni "deyip karısının boynuna başını gömdü.
Birlikte ilk gecelerini sarılarak geçirdiler.
Gelecek günlerin getireceklerinden habersiz onlar kendilerini sevdaya bıraktılar.
Yaşadıkları aşkın da sevdanın da her şeyine razıydılar.
Acısına da tatlısına da ...
Neşesine de hüznünü de razıydılar yeter ki elleri hiç ayrılmasın ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bahtımın Karası ♣️
Ficção GeralYeliz dik başlı ,açık sözlü ve neşeli bir kız kader kara kule dediği adamla yollarını kesiştirince neler olur dersiniz ? Emanet Sevda hikayesinden tanıdığımız bilmiş Yeliz'in bir adamın yaralarını sarmak isterken düştüğü sevdanın hikayesi ... SEVD...