Kezban hanım kendsini kızının söylediği sözlerle dışarı atmıştı.
Haklıyfı küçük kızı sinirle söylese bile sonuna kadar haklıydı ama pişmandı Kezban hanım artık sert katı kötü kalpli bir kadın olmak istemiyordu.
Aylardır çabalıyordu bunun için ama en küçük olayda geçmiş yüzüne hemde küçük kızı tarafından vurulmuştu.
Yine kızmadı tam tersine merak etmiştir diye eve varmak için adımlarını hızlandırdı .İçeri girdiğinde Yeliz hiç bir yerde yoktu.
Telaşla kızın numarasını çevirdi ama telefonu kapalıydı.
Geveze çok bilmiş kızının pek adeti değildi .
İçine düşen sızıyla önce arkadaşı Gülay'ı aradı .
"Alo "
"Gülay benim kızım Kezban teyzen "
"Kızım Yeliz evde yok arıyorum açmıyor senin haberin var mı ?"
"Beni görmeye geldi ama daha sonra gitti Kezban teyze"
"Belki sevgilisi ile görüşüyordur"
"Ne sevgilisi kızım be diyorsun sen ?"
"Şey Kezban teyze Yeliz bu aralar birilerinin arabasında geziyormuş ben diyenlerin yalancısıyım "deyip kadının içine ateş düşürdü.
Bilirdi kızı öyle şeyler yapmazdı yapamazdı başkasını severdi ama neden böyle laflar çıkmıştı hakkında hemde en iyi arkadaşı diyordu .
Kezban hanım içini çekerek telefonu kapattı .
Belki yolda takılmıştır diye bekledi artık saat dokuz olunca dayanamadı.
Oğlu İbrahim'i aradı.
Kocası Haşim beye demeye çekiniyordu Allah'tan adam Fidan için İstanbul'dan hala gelmemişti .
İbrahime anlatınca telaşla annesinin evine geldi.
Kapıyı öfke ile çalıp içeri hırsla girdi.
"Anne ne demek evde yok nereye gider bu saatte bu kız "
"Oğlum sizle tartışırken ben çıktım döndüğümde yoktu "deyip koltuğa çöküp ağlamaya başladı .
Berçem de kocası ile birlikte gelmişti.Görümcesini sever iyi tanırdı neyi yapıo neyi yapmayacağını bilirdi.
"İbrahim polise gidelim olmaz böyle "
"Yeliz habersiz çekip gitmez "
"Ya biriyle kaçtıysa anne varmıydı sevdiği "
"Oğlum saçmalama kız üniversite için gün sayıyor ne sevdiği "
İbrahim evin içinde bir sap bir sola dönüp duruyordu.
Aklına gelen bir anda diline döküldü.
"Senin o çok bilmiş kızın Ekrem'e kaçmış olabilir mi ?"
Kezban hanım son saatlerde kızı ile duyduklarına daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı.
"Sen ne diyorsun İbrahim ?"
"Ana sende gördün bugün nasıl savunurdu onu "
"Ulan o adam benden bile büyük nasıl abi demez niye demez hiç düşündün mü ?"
Kezban hanım hıçkırıklarla ağlarken İbrahim sinirle bağırmaya devam etti.
"Senin kızın ne kadar tanıyorda bugün sana bana karşı savundu anam sen söyle "deyip saçlarını karıştırdı.
Berçem kocasının çaresiz halini görünce abisi Miran ağayı aradı.Saat gece yarısı olmuş Yeliz hala ortada yoktu .
Kezban hanım artık dayanamayıp polise gideceğim diye üzerini giyinmeye başladı.Miran ise kardeşi Berçem'le konuştuktan sonra hastanede yatan Ekrem'i arayıp aramamak arasında kaldı .
En iyisi olayı iyice anlamak diye düşünüp Ekrem'e haber vermedi.
Annesi Dila hanım ile birlikte
evin önüne gelince Kezban hanım ve İbrahim'i dışarda gördüler.
"Teyze hayırdır neler oluyor ?"
"Bilmiyorum oğlum Yeliz yok ortada abisi kaçmıştır diyor arkadaşı kaçmıştır diyor "
"Benim kızımın içi dışı birdir Miran birini sevse benden saklamaz oğlum bilirim ben kızımın sevdiğini kaçmamıştır "
"Nolur bulun yavrumu benim kızım niye kaçsın kimi istese veririm bilir Yeliz de"deyip ağlıyordu. Dila hanım
kadının koluna girip içeriye soktu.
İki erkek dışarda kalkınca İbrahim sinirle konuşmaya başladı."Ara arkadaşına sor Yeliz'i o mu kaçırmış"
"İbrahim sinirle konuşuyorsun sende gerçeği biliyorsun "
"Ekrem öyle bir şey yapmaz adam hastanede yaralı "
"Hem Yeliz ile ne alakası var "
"Miran abi sen yapma bu adam önce Berçemi sevdi sonra Fidan'nın peşindeydi ondan ümidi kesince Yeliz'in peşinde düşmüştür "
"Onun bütün derdi biziz hala sindiremiyor bizim evliliğimizi"
Miran adamın düşündüğü şeylerle şaşırdı belki İbrahim haklıydı böyle düşünmekte ama Ekrem onun tanıdığı gibi bir adam değildi.
Sadece şansız bir adamdı .
"Tamam İbrahim sen sakin ol annenin karının yanına git ben ilgineceğim dediğin gibi Ekrem'e de soracağım "deyip adamın sırtını sıvazladı.
"Polise gideceğim Miran abi "
"Oğlum kız onsekizden büyük gitsen ne değişecek ben hallederim hadi içeri gir"deyip İbrahim'i eve gönderdi.
Kendisi de olanları anlamaya çalışıyor aklına gelen ile korkuyordu.
Arabasına binip hastaneye Ekrem'in yanına geldi .
Odasına girince koruması Mehmet ile kavga ettiğini gördü.
"Ulan ben sana kızı koru diyorum sen daha kendini koruyamıyorsun "diye bağırıyordu.
Miran adamın sinirini görünce bildiğini düşündü.
"Demek haberin var sence kim kaçırdı bu kızı "
Ekrem adamın yüzüne boş gözlerle baktı.
"Kimi kaçırmışlar yoksa Yeliz'e bir şey mi oldu ?"
"Bilmiyorum abisi senin kaçırdığını düşünüyor "
"Arkadaşı da sevgilisine kaçmıştır demiş annesine"
Ekrem hala adama öylece bakıyordu.
"Abisi annesi bilmiyor muymuş kızın
sevgilisi olmadığını "
Bu sefer şaşırma sırası Miran'a geçti.
"Sen nereden biliyorsun sevgilisi olmadığını ? "
"Önemli mi şuan "
"Ulan Mehmet biz sana kız emanet ediyoruz sen sahip bile çıkamıyorsun "diye söylenip yataktan kalkmaya çalıştı.
"Abi yavaş belin "
"Sus lan sus "deyip tekrar oturdu.
"Şimdi ne yapacağız bir fikrin var mı ?"
"Bilmiyorum sen diyorsun ki sevgilisi yok "
"Eğer doğruysa bu kızı bizim yüzümüzden kaçırdılar demektir"
"Öyle görünüyor "
"Annesine abisine gerçeği anlatmalıyız Miran "
"Kızın kaçmadığını kaçırıldığını bilmeliler"
"Olmaz Ekrem bunu unut "
"Herkes öğrenirse Berat'ı İstanbul'da tutamam ailemi koruyamam sende koruyamazsın"
"Ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi"
"Şuan tek önemli olan Yeliz'i sağ salim bulmak gerisini sonra düşünürüz "dedi.Yeliz gözlerini açtığında başı ağrıyordu.
Kaç saattir uyuyorum ben diye söylenirken bir anda yaşadıklarını hatırladı.
Bulunduğu odaya bakıp korkuyla yataktan kalktı.
"Hey burası neresi ?"
"Ben neredeyim neden kaçırdınız beni ?"
"Ses verin be "diye bağırmaya başladı.Kapıyı yumrukladı bir süre ama ne gelen oldu ne giden .
Pencereden dışarı baktığında dağ başında bir evde olduğunu anladı.
Çaresizce yatağa oturdu .
'Sakin ol kızım Murat kaçırıldığını gördü herkese haber vermiştir '
'Bulacaklar seni korkma sakın 'diye kendini teselli etti.
Biraz sakinlesince tekrar pencerenin önüne geçti.
Aşağdaki adamları görünce cama vurmaya başladı.
"Hey ızbandutlar bakın bir "
"Niye kaçırdınız beni ?"
"Siz kimsiniz ?"
"Benim tuvaletim geldi altımamı yapacağım be manyaklar bari tuvalete götürün beni "diye hepsine birden bağırmaya başladı.
Adamlar kızın konuşmalarına gülüyorlardı.
Patronlarının bu kızı neden sevdiğini şimdi daha iyi anlıyorlardı.
Murat ve Poyraz ise salonda oturmuş Yeliz'in bağırmasını dinliyorlardı.
"Sen bu kızla evlenmek istediğine emin misin ?"
"Ulan bu kız seni döver dikkat et çömez"
"Cıvıtma lan gidiyorum kıza dokunuyum demeyin ortak mortak dinlemem hepinizi öldürürüm "
Poyraz kafasını sağ sola salladı.
"Cadılardan hoşlanmıyorum merak etme " deyip güldü.
"Ee kardeşin kızın dedikodusunu iki günde yayabilecek mi ?"
"Yapar yapar merak etme kendini kurtarmak için Gülay beni bile satar "
"Öyle güvenilirdir canım üvey kardeşim" dedi sırıtarak.
Yeliz ise kulağını kapıya dayadı aşağıdan gelen sesleri duymak için ama hiç bir şey duyulmuyordu.Sinirle tekrar kapıya vurmaya başladı .
"Açın şu lanet kapıyı "
"Allah'ın belaları size söylüyorum "
Kapı birden açılınca Yeliz ağzı açık bir şekilde karşısında ki adama baktı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bahtımın Karası ♣️
Ficción GeneralYeliz dik başlı ,açık sözlü ve neşeli bir kız kader kara kule dediği adamla yollarını kesiştirince neler olur dersiniz ? Emanet Sevda hikayesinden tanıdığımız bilmiş Yeliz'in bir adamın yaralarını sarmak isterken düştüğü sevdanın hikayesi ... SEVD...