64.Bölüm

17.3K 1.2K 37
                                    

Öğlene doğru evin sessizliğine rağmen birden uyanan Yeliz neler olduğunu yatağa ne zaman nasıl geldiğini hatırlamaya çalıştı.
Zihninde canlanan görüntülerle gülümsedi.
Ablası için mutluydu ne kadar kızgın olsa laf sayıp odun dese de Poyraz için de mutluydu .
Yeni bir hayat verecekti Fidan yaralı adama ve Poyraz çektiği acılarla kimsesizlikle bunu hakediyordu.
Aklına Murat'ın gelişi ile derin bir nefes aldı .
Onunda mutlu olmasını iyileşmesini isterdi.
Ne tuhaftı hayat insanların beyaz ve siyah olması bir adım kadar kolaydı .
Diğer tarafa geçmek bu kadar basitti .
Bazende şartlar sizi başka tarafta olmaya zorluyordu  fakat iradenizle iyiyi seçmek mümkündü ama bunun için bir sebep bir amaç lazımdı.
Murat ve Poyraz hatta Ekrem için de aşktı sebep Fatma hanım için Kezban hanım için  evlat sevgisiydi.
Bir şekilde insanın yolunu belirleyen sevdiğiydi .

Sevmek çok zor ve güzel bir duyguydu ama en önemlisi güzel sevmekti.
Sırf sen seviyorsun diye onun da seni sevmesini bekleyip can yakmak sevgi değildi.
Sevgi masumdu saftı içinde kötülük barındırmazdı ve bir gün önündeki sis dalgasını kaldırıp seni iyi ve mutlu bir insan yapabilirdi .
Yeliz bu düşüncelerle yataktan kalktı kocasını çok merak ediyordu.
Bir haftadır yüzünü güldürmek için uğraşsa da Ekrem çok dalgındı.
Kanatları kırık bir adamdı zaten  ama sanki şimdi kırılan kalbiydi ve Yeliz ona iyi gelmek için çabalıyordu .
Ailesini ona vermek istiyordu aklında ki düşüncenin gerçekliğine iyice kafayı takmıştı.
Emine ve Hakkı beyin Ekrem'in ailesi olduğunu düşünüyordu ama bir türlü emin olamıyordu.
Telefonunu eline alıp kocasının özlediği sesini duymak için aradı.
"Alo "
"Ekrem iyi misin sen ağladın mı ?"
"Annem öldü Yeliz  benim kimsem kalmadı "deyip iç çekti .
Yeliz de ağlamaya başladı acele ile üzerini giyindi .
"Ben varım sevgilim çocuklarımız var yalnız değilsin biz varız hepte yanında olacağız "
"Hastanede misin hala geliyorum yanına "
"Gelme güzelim hamilesin üzülmeni yorulmanı  istemiyorum "
"İyiyim dinlendim ben "
diyerek çantasını alıp evden annesine Fidan'a bile haber vermeden acele ile çıktı .
Yolda bir süre bekledi abisine haber vermediği için pişman olup yürümeye devam etti.
Karşısına Murat ve Gülay çıkınca gözyaşlarını silip karşı yola adamın yanına gitti.
"Nasılsın Murat ?"
"Gördüğün gibi Yeliz "diye zorlanarak konuştu .
"Ben senin mutlu olman için hep dua ediyorum Murat sana ne kadar çok teşekkür etsem az "
"Hakkını helal et olur mu ?"
"Helal olsun Yeliz sen mutluluğu hakediyorsun sen bizi affet bizim yüzümüzden acılar çektin"deyince Gülay başını eğdi.
"Helal olsun senin ve Gülay'ın oyunları sayesinde biz Ekrem ile bir araya geldik"
"Bizim kaderimizdi siz sadece bizi bir araya getiren vesilelere sebep oldunuz "deyip iç çekti.
"Umarım sende iyi bir insan olursun Gülay "
"Kendine iyi bak Murat seni hep iyi hatırlayacağım"
"Bende yeşil göz bende seni hep iyi hatırlayacağım "deyip ayrıldılar .
Yeliz arkasını dönmüş  yürümeye devam ederken Murat seslendi.
"Yeliz bana bir kere daha gülebilir misin ?"diye çok masum bir istekte bulundu.
Yeliz derin bir nefes alıp adama gülümsemeye çalıştı .
Murat o güzel gözlerin ta içine aşk ile baktı .Yeliz'in hatta yanı başındaki Gülay'ın duymadığı bir sesle fısıldadı.
"Teşekkür ederim sevgilim"deyip gözlerini kapatıp iç çekti.

Yeliz yürümeye devam ederken
yolda Miran'ın kardeşi Bora'yı görünce genç adam durdurdu.
"Beni kasaba hastenesine bırakır mısın ?"
"Atla bakalım gelin hanım önemli bir şey mi oldu "deyip arabayı sürdü.
"Ekrem'in annesi ölmüş "
"Başınız sağolsun "deyip hiç konuşmadan hastaneye geldiler .

Yeliz hastaneye gelince girişte başını iki eli arasına alıp oturan kocasına içi giderek baktı .
Bu adamın mutsuz olmasına üzülmesine kalbi dayanmıyordu.
Ekrem hep gülsün mutlu olsun istiyordu onun mutluluğu Yeliz'in mutluluğu demekti.
Hızlı adımlarla  yürüdü adamın yanına  gelince oturdu  eline uzanıp tutunca Ekrem kıp kırmızı olmuş gözlerle küçük karısına tek ailesine baktı .
İki aşık göz göze gelince hiç konuşmadılar fakat aslında gözleri ile kalpleri ile   her şeyi konuştu.
Ekrem ona annesini ne kadar sevdiğini anlattı ,yalnız kalmaktan çok korktuğunu anlattı beni bırakma dedi .
Sen de gidersen kimsem kalmaz diye adeta yalvardı.
Yeliz kocasının gözlerinden akan sözsüz istekleri kabul edip sımsıkı sarıldı.
"Geldim ben varım yalnız değilsin "
"Hiç bırakmayacağım "
"Çok seviyorum seni"deyip o da ağladı .

Fidan da ölüm haberini almıştı Poyraz'ın şuan da yanında olmak için neler verirdi .
Keşke biletimi ileri alabilsem diye düşünürken kapı sesi ile yerinden  kalktı  .
Karşısında gördüğü adama şaşkınca bakıp bir süre öylece kaldı .
"Miran abi Poyraz'a mı bir şey oldu ?"
"Korkutma beni nolur konuş"
"Olmadı merak etme ama senin hemen yanına gitmen lazım yoksa her şeyi mahvedecek "
"Tutturdu ben döneceğim diye "
"Annesinin cenazesine gelse olmaz mı abi ?"
"olmaz Fidan onun  yüzünü herkes unutmalı yoksa bütün verdiğimiz emekler senin gözyaşların hepsi boşa gider "
"Ne yapacağız o zaman ?"
"Benim biletimi erkene alsak abi ben onu ikna ederim "dedi.
"Bende onun için geldim üç saat sonra uçağın kalkıyor ailen ile vedalaşmak için bir saatin var "
"Bir saat mi çok azmış kimse ile vedalaşamam ki bu kısa sürede"
"Herkesi boşver Fidan annene ne diyeceksin nasıl anlatacağız gitmek zorunda olduğunu "dediği an Kezban hanım kızının valizini odadan getirip yere bıraktı.
"Bana hiç bir şey demesine gerek yok "
Fidan ve Miran karşılarındaki kadına öylece bakakaldılar.
"Hadi git kızım  ne bekliyorsun ?"
"Anne özür dilerim "
"Dileme prensesim dileme git kızın kimseyi düşünme merak etme ben hallederim  ama önce sımsıkı sarıl annene"deyip ağlayarak kızının yanına geldi.
"Anne sen biliyor musun ?"
"Şist ben hiç bir şey bilmiyorum sus "deyip kızını kollarına alıp sımsıkı sarıldı.
"Çok mutlu ol Fidan'ım prenses kızım "diyerek saçlarını öptü .
"Mutlu olacağım anne söz veriyorum sana "diyerek ağlamaya başladı.
"Ağlama gül artık "deyip kızının saçlarını öptü.
Fidan sadece annesi ile vedalaşıp evden çıktı .
Ne kadar zaman gelemeyeceğini bilmediği topraklara bakıp iç çekti.
'Seni seviyorum Adana sadece ben acı çekmekten korktum senin aşkında acı vardı '
'Şimdi yanımda olsun ben o aşkın acısına da razıyım iyi ki yolumu düşürdün topraklarına ben senden değil aşktan kaçmışım meğer' diye ağlayarak topraklarına, vatanına veda etti.
Kardeşi Yeliz'e sarılıp veda edecek vakti olmamıştı telefon ile ayrılmak kızı daha fazla üzmek istemedi .
Miran kızı havaalanına getirip bir zarf uzattı.
"Bu şimdilik sizi idare eder "
"Oraya gidince kendine bir hesap aç Ekrem Poyraz'ın miras hakkını vermek istiyor "
"Rahat yaşamalısınız ilk bir iki sene iş bulmanız zor olacaktır "
"Teşekkür ederim Miran abi sen çok iyi bir adamsın"deyip sarıldı .
Miran sarılan kıza tebessümle bakıp kollarından çıkarmaya çalıştı.
"Hadi hadi kız ayrıl yengen sevmez kızlara sarılmamı "
"Kader de herkes yerine Miran ağa ile sarılıp vedalaşmak varmış "deyip gülerek arabadan indi.
Son kez arkasına bakıp el salladı.
Sanki bütün aile buradaymış gibi baktı arkasına annesi kardeşi abisi babası yeğenleri hatta Asmin ve Berat ,Zelal ve çocuklar bile varmış gibi baktı.
Sonra derin bir nefes alıp arkasını dönüp ağır adımlarla güvenlik kontrolüne doğru yürüdü.  

  Bir iyi bir kötü haberim var.

Adım adım finale gidiyoruz  Bahtımın Karası bitiyor. Bu kötü olandı çünkü üzgünüm  bitmesine çok sevmiştim Yeliz'i Ekrem'i Poyraz'ı Zelal'i Kadir'i Fidan'ı bu hikayede ki karakterlerde benim için özel kalacak ama her şey tanında güzel .

İyi haber ise 
Cemal&Güneş hikayesine İsmail&Hasret'i de eklemek istedim ve hikayenin adı belli oldu .
"Çay Karası" ilk bölümü bile yazıldı .
Kısa süre sonra sizlerle olacak .

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin