59.Bölüm

18.3K 1.3K 27
                                    

6 Saat Sonra 

Kadir sevdiği kızın sesini duyması ile öyle mutlu oldu ki eve sığmıyordu.
Dedesi gibi sevip kavuşamamak en büyük korkusuydu ama şimdi avuçlarına bırakılan bir umut vardı .

Aradan geçen kısa bir süreden sonra Zelal Ekrem'in numarasını adama gönderdi.
Kadir de adamı heyecanla arayıp konuşmak istediğini söyleyince Ekrem biraz sinirle konuşmuştu ama kızdığı ne Kadir ne de Zelal'di .
Küçük cadısı yine kendi bidiğini okumuş adamı beklememişti.
Söylenerek şirketten çıktı zaten az bir süre sonra bu şirket ve fabrika elden gidecekti.
Ekrem gelecekte ne yapacağını düşünüyordu .
Babası bile olmayan adamın hiç bir şeyini istemiyordu ama karısı hamileydi şuan  başlarını sokacakları bir evleri bile yoktu .
Aklında biriken sorunları bir kenara itmeye şimdilik unutmaya çalıştı.
Kadir ile buluşacağı yere geldi.
Adam ondan gelmiş kayalıkların üstüne oturmuş Ekrem'i bekliyordu .
"Selamın Aleyküm "deyip adama elini uzattı.
Ekrem'de elini uzatıp "Aleyküm selam "dedi.
Sinirle elini çekip adama konuştu.
"Sana vurmayayım diye mi Allah'ın selamını verirsin ?"
"Neden vuracaksın ki bana ?"
"Zelal kim nasıl bir hayatı var biliyor musun sen ?"
Adamın sessizce başını eğip  yere bakması ile Ekrem sinirle konuştu.
"Benim nikahımda ?"
"Ben bilmiyordum dedikodu sandım çocuklar uyduruyor sandım"deyip kayalıkların üzerine oturdu.
Ekrem'in yüzüne baktı.
"Ben dedemin yarım  sevdasını dinleyerek büyüdüm "
"Hep sevmeyi sevdalanmayı bekledim"
"Yirmiyedi yaşındayım bir kız gördüm evimin arkasında ağlıyordu"
"Onun gözünden akan bir damla yaş benim kalbimde okyanus oldu "
"Çocuğu olduğunu bebeği olduğunu öğrendiğim an başımı eğip geçip gittim"
"Umudumu yitirdiğimde Yeliz okulda Cemal'i korumak isterken umut doldum"
"Sarmak istedim yüzünü güldüren umudu olmak istedim"
"Ben sadece sevdim Ekrem sadece kalbim ile sevdim sesini bile duymadım bugüne kadar bir kez adımı dilinden duymadım"
"İstersen vur beni nasıl namusuma bakarsın de haklısın da ama
seviyorum "
"Hemde tanımadan konuşmadan bir bakışı bir gülüşle seviyorum "deyip adamın önüne geçti.

"Zelal gerçekten ezilmemiş sevilmiş bir kadın olsaydı karşımda tek kelime edemezdin ama "
"O hiç sevilmedi abim sevmedi sahip çıkmadı annem babam çok ezdi "
"Seni dinliyorum çünkü nikahıma alırken söz verdim mutluluk umudu olursa yardım edecektim "

Kadir umutla adamın kelimlerini bekledi.
"Sen hiç evlenmedin Kadir onun ise çocuğu var "
"Ailen hor görür ezerse ben kendimi suçlu hissederim abimin emanetine sahip çıkmadım diye kahrolurum "
"Sen ailenin Zelal'i koşulsuz şartsız kabul edeceğini düşünüyor musun ?"
Kadir ellerini ovuşturdu.
"Bilmiyorum tek bildiğim Zelal ile mutlu olmak için elimden ne gelirse yapacağım "
"Ailemi karşıma almaksa alırım ama ondan vazgeçemem"
"Olacakları şimdiden bilemeyiz ki yaşayıp göreceğiz ama bildiğim bir şey varsa Zelal ve çocuklar şimdi ki hallerinden daha rahat olacaklar söz veriyorum sana "dedi.
Ekrem ne diyebilirdi ki hayat Zelal ve Kadir'in hayatıydı .
Gitmek isteyene gitme seviyorum diye sevme diyemezdi.
"Tamam düşüneceğim Kadir efendi o zamana kadar uzak dur "
"Bir eve çıkalım kızı gelir ailen ile istersin tabi önce ailene söyle bakalım kabul edecekler mi ?"
"Ben de Zelal'i nikahımdan çıkaracağım " dedi .
adamın yüzüne bir tane yumruk attı.
"Başına gelecekleri bil diyeydi bu "
"Sonunda sevdiğim kadına kavuşacaksam hepsine razıyım"deyip dudağındaki kana rağmen gülümsedi.

Ekrem bacağına yapışıp kalmış Cemal'i kucağına aldı.
"Söz ulan eğer kızım olsun sende istersen onu sana vereceğim "
Yeliz yalancı sinirle kocasının yanına geldi.
Kalbi adama kızsada böyle bir şey olmayacağını düşünüp o da bu oyuna katıldı . 
"Benim kuzumu bir aslana nasıl verirsin Ekrem yer bu  Cemal benim küçük kuzumu"deyip ikisi ile dalga geçti.
Zelal ise onların gülen yüzlerine bakıp şükretti.
Doğmamış bir gelini olmuştu ama biliyordu o kız annesi kadar güzel babası kadar iyi kalpli biri olacaktı.
Keşke Allah'ım bahsız Cemal'ime de bir güneş yazsan diye dua etti.

Herkes umutla günlerin geçip kavuşma anını beklerken  Gülay kendi planını devreye sokmuştu.

Ekrem ve Kadir'in konuşmalarını duyunca kıskançlıkla soluğu Rüstem ağanın yanında aldı.
"Rüstem ağa nerede ?"
"Sen kimsin bu ne hadsizlik nasıl ağa evine böyle girersin ?"
"Seninle konuşacak bir şeyim yok teyze ben kocanla konuşacağım nerede o ?"deyip kadının önüne geçti.

Rüstem ağa avludan duyduğu seslerle dışarı çıktı.
"Ne bu gürültü sen kimsin ?"
"Bırakın benim kim olduğumu da  gelininiz Zelal'e sahip çıkın öğretmenle kırıştırıyor bu köy kasaba namusuna laf eder Rüstem ağa "
"Ne diyorsun kızım sen ?"
"Duyduğumu derim ha oğlun Ekrem de bilir artık amacı neyse ikisinin buluşmasına göz yumar olmuş "
"Sen söyle bunu yapan adam ne derler Rüstem ağa " deyince Fatma kızın yüzüne tokat attı.
"Sen benim oğlumun adını ağzına alacak kişi değilsin defol evimden "
Rüstem ağa karısının yaptıklarını izledi sonra bastonunu yere vurdu.
"Kızı bırak Fatma yukarı gelsin konuşacağım "deyince Fatma hanım dengesini sağlayamadı .
Emine kadın hanımının koluna girip sedire zar zor taşıdı.
"İyi misin hanımım "
"Ben iyiyim oğlum "deyip gözyaşları ile konuşmaya başladı.
"Emine Rüstem'in gözü döndü yakıp yıkacak yardım et git oğluma haber ver"
"Söyle bilsin başına geleceği ben gitsem yüzüme bakmaz dinlemez sen git kurbanın olayım engel ol koru oğlumu" deyip ağlamaya başladı.
Emine hanım hem kadının sözleri hemde tek evladına bir şey olacak korkusu ile evden kocasına bile haber vermeden çıktı .

Gülay yıllarca namını duyduğu  sert bakışlı yaşlı adamın karşısına geçip oturdu.
Yaptığına kendi bile inanamıyordu ama içindeki kin ve kıskançlık onu buraya kadar getirmişti.
Kimi beğense hangi adam hoşuna gitse başkasını seviyordu.
"Anlat ne duydun ?"
"Ama iftira atmadan doğruyu anlat "
"Ben en başından doğruyu anlattım zaten inanıp inanmamak size kalmış ben gidiyorum"
"Dur bakalım nereye ben gidebilirsin demedim"
"Madem bu kadar korkusuzsun bir işe kalkıştın devamını getir "
"Ben ne yapabilirim ki ?"
"Bu dedikoduyu kasabaya yay ki bende öldürürken namus için öldürdüm diyeyim "
Gülay karşısındaki adamın gözlerinde gördükleri ile titredi.
Nasıl böyle bir şey yaptım diye kendine kızdı amacı ayrılmalarını sağlamaktı.
Kimse ölsün istemiyordu hemde yıllarca onu koruyan arkadaşı Yeliz'in kocası onun yüzünden ölemezdi.
"Ama oğlunuz da kötü duruma düşer "
"O artık benim oğlum değil "deyip odadan çıktı.
Ekrem'i de çoktan gözden çıkarmıştı çünkü yıllarını hayatını verdiği fabrikayı ondan habersiz namuslu olma ayağına kapatamazdı.
Orası Rüstem ağa demekti adamın hayatı demekti ve bunu yok etmeye Ekrem'in bile hakkı yoktu .
Artık yolun sonuna gelmişti madem Rüstem ağa kaybetmiş olarak ölecekti kimsenin arkasından kazanmasına da izin vermeyecekti .
Telefonun arama tuşuna bastı .
Karşısındaki adamın konuşmasını beklemeden hükmünü verdi .
"Halil Miran'ın işini bitirin yarın helvasını yiyeceğim "dedi.
Gülay duydukları ile konaktan ağlayarak çıktı.
Onun yüzünden akan kanlara engel olmalıydı ben kötü biri değilim diyerek Kıratlı konağına doğru koşarak gitmeye başladı.
Rüstem ağa adamı Hakkı'yı yanına çağırdı en son sıra ona gelmişti ve Ekrem öz babası tarafından öldürülecekti .

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin