Fidan hala yaptıklarına inanamıyordu içinde şüphe yoktu ama gelecekten korkuyordu.
Yanında ona umutla bakan bu adamı kaybetme korkusu bütün vücuduna acı veriyordu.
Ya ailesi onlara ne diyecekti yıllarca okuduğu kurduğu hayat bu adamın tek bakışına feda etmeye değer miydi?
Tam olarak tanımıyordu fakat kalbi sanki yıllardır onu biliyor gibiydi gidemiyordu istese bile tuttuğu eli bırakamıyordu.
Sonunda ne yaşarsa yaşasın pişman olma sev gitsin diye kendi kendine söylendi.
Başını çevirip Poyraz'a bakınca adamın asılan yüzünü güldürmek bütün hüzünlerini almak rahatlatmak istedi bunun için kocaman sevgi dolu gülümsedi.
"Çok güzelsin"
"Biliyorum "deyip önüne baktı.
"Kibirli seni "
"Fidan "
"Efendim "
"Benimle evlenir misin ?"
Fidan Poyraz'ın son söylediği ile öyle bir frene bastı ki ikisininde kafası adeta cama yapıştı.
"Kızım dikkat etsene sana kavuşmadan ölmeye niyetim yok "
"Sen ciddisin ?"
"Evliliğin şakası olur mu prenses ?"
"Olmaz ama biz daha tanımıyoruz bile birbirimizi"
"Evlenince tanışırız"
"Ama olur mu öyle Poyraz"
"Ben bile tanımıyorum ki kendimi neyimi tanıyacaksın ?"
"Dalga geçme Poyraz bu öyle basit bir konu değil "
"Nolur evet de "
"Zaman sanki seni benden alacak
Fidan "
"Ne kadar elini tutsam gözlerine baksam yanıma kar kalacak gibi hissediyorum"
"Sana beklerim diyorum be adam "
"Ya hiç gelemeyecek bir yere gidersem "
"Hayatıma bak güzelim ölüm yoldaşım olmuş ailem olmuş "
"Diyeceksin ki madem bunu biliyorsun niye benim hayatımı da karartıyorsun ?"
"Değmez mi Fidan ?"
"Benim gibi kimsesiz bir adamı bir kez mutlu etmeye değmez mi ?"
Fidan adamın sözleri ile camdan dışarıya baktı.
Ne demesi gerektiğini bilmiyordu kalbi evet dese de aklı kararsızdı.
"Ben sana bir şey olursa ne yaparım peki bunu düşündün mü ?"
"Çocuğumuzu büyütürsün babasının yaşayamadığı her şeyi ona yaşatırsın"
"Neydi adı ?"
"Şu prens Mert ile evlenirsin "
Fidan sinirle arabadan indi .
"Delir mişsin sen ?"
"Seni severken nasıl Mert dersin "
Poyraz kıza gülerek baktı.
Fidan adamı var gücüyle itmeye çalışsa da Poyraz kızın kollarını tutup başını boynuna gömdü.
"Bir daha söylesene "
"Ne diyorsun Poyraz anlamıyorum seni ?"
"Beni sevdiğini söyledin bir daha söyle"deyip kızın saçlarını öptü.
"Taş kafa hala anlamadın mı seni sevdiğimi "
"Deli gibi korkuyorum seni kaybetmekten "
"Sana bir şey olursa ben nasıl yaşarım ?"
"Neden sanki kalbime girdin ki bir de Mert diyorsun "
"Salak "diye adamı itip ağlamaya başladı.
"Sen prenses ben avcıyım be güzelim benim görevim belli "deyip saçlarını öptü sımsıkı sarıldı.
"Senin görevin beni sevmek duydun mu ?"
"Sakın öleyim falan deme öldürürüm seni "deyip ağlarken kendi söylediği sözlere gülmeye başladı.
"O zaman evleniyoruz kabul mu ?"
"Kabul başımın belası kabul ?"
"Neden nasıl sana kapıldım bilmiyorum ama bu rüzgarın bizi savurduğu yere kadar gidelim kabul "deyip adamın gözlerinin içine sevgi dolu baktı.
Poyraz kızın yüzünü avuçlarının arasına alıp alnını öptü.
"Yarın hemen evlenelim "
"Poyraz Ekrem ile konuşacaktık"
"Beklesin "
"ben bunca yıl bekledim biraz da o beklesin "deyip kızın dudaklarına eğildi.
Fidan hiç düşünmeden karşısında ki adama karşılık verdi.
İçinde bir yerler deli gibi korksa da bu adamla yaşadığı bir güne bile razıydı.Ekrem Kezban hanıma selam verip karısını arabaya bindirdi .
"Önce eve gitsek o faslı atlatsak yarın sakin kafa konuşsak olur mu ?"
"Sen ne zaman hazır olursan ben seni beklerim "
"Yeter ki gücünün yetmediğini bittiğini hissettiğinde elimi sımsıkı tut."
"Keşke o bağ evindeki Ekrem ve Yeliz olabilsek "
"Oluruz yine merak etme "
Yeliz kocasının hüznünü dağıtmak için bıcır bıcır konuşmaya başladı.
"Düşünsene altı çocuğumuz var Cemal büyümüş Cihan büyümüş "
"Zelal abla mutlu "
"Hacer nene bizimle yaşıyor oturmuşuz kocaman bir masaya "
"Sevdiğimiz tanıdığımız bize huzur veren herkes var "
"Sen bana güneşim diyorsun Berat abi Asmin'e ömrüm diyerek ortalarda geziyorsunuz etrafta koşturan çocuklar "deyip güldü.
Ekrem karısının gülen yüzüne bakıp iç çekti.
"Gerçek olamayacak kadar güzel bir hayal "
"Ben inanıyorum gerçek olacak "deyip dudak büzdü.
"Altı çocuk için demiştim"deyince Yeliz kocasının yüzüne baktı.
"Sen istiyordun ama ?"
"Hala istiyorum hatta keşke hamile olsan şuan onun varlığına öyle çok ihtiyacım var ki "deyip iç çekti.
"Belki bizimki de ikiz olur düşünsene iki tane benden ya da iki tane senden "
"Güzel olur da biri senden biri benden olsun bari "
"İki Yeliz çok zor "
"Gerçekten istemez misin bana benzesinler "
"Şaka yapıyorum tatlı cadım en çok sana benzesinler bir bakışları ile babalarına huzur versinler "dedi.
"O günler de gelecek eminim biz kocaman çok mutlu bir aile olacağız "
"Hem sen yanımdasın sağlıklıyız elini tutuyorum gözlerine bakabiliyorum "
"Bundan daha büyük mutluluk var mıdır ?"
Ekrem karısının gözlerinin içine bakarak güldü .
Haklıydı küçük cadısı şuan kafasında bin tane soru varken gülüyordu kalbinde huzur vardı aşkı sevgisi her geçen gün artıyordu.
Daha ne isterdi ki hayattan ailesini seçme şansı olmamıştı ama kendi kuracağı aileyi kalbi seçmişti ve karısına baktıkça iyi ki diyordu.
"Yok güzelim bu andan daha mutlu bir an yok "deyip uzanıp elini öptü.Poyraz ile Fidan evlerine gelince adam kızın elinden tutup televizyon başına geçirdi.
"Televizyon mu izleyeceğiz !"
"Yok selvi boylum al yazmalı mı izleyeceğiz ?"deyip güldü.
"Ben artık sevmiyorum o filmi izlemeyelim "
"Neden güzelim "
"Yıllarca kendimi o filmin içinde bir yerde buldum ve ilk kez Asya olmaktan korkuyorum "deyip adamın göğsüne başını yasladı.
"Sonunda kavuşamasam da ben İlyas olmak isterdim"
"Neden ?"
"Aşkını yaşamak için "
"Bilirdim ki başını yastığa koyduğunda ,gece yıldızlara baktığında aklına ilk ben düşeceğim "
"Bilirdim ki zaman geçse her şey değişse bile kalbin beni hep bilecek hep sevecek "deyip saçlarını öptü.
"Neden böyle şeyler söylüyorsun ?"
"Biz istersek ayrılmayız istersen gideriz buralardan"
"Yurt dışında Poyraz ve Fidan olduğumuzu unutarak baştan başlarız"
"O zaman ben Asya olurum sende
İlyas "
Poyraz kızın burnunun ucunu öptü.
"Bir de Samet'imiz olur "deyip sımsıkı sarıldı.
"Önce kapatmam gereken bir defter
var "
"Söz veriyorum geçmiş hesaplaşmamı yaptığımız gün gideceğiz buralardan hemde dönmemek üzere "
"Söz verdin bak tutmazsan "
"Eee tutmazsam ne yaparsın ?"
"Boşarım seni tek celsede"
"Ha evleneceksin yani benimle "
"Seni varya ?"
"Birde dalga geçiyor teklif ettin bende kabul ettim "
"Ahh salak kafam niye yüzüksüz evet dersin ki "diye söylenirken Poyraz kızın dudaklarına eğildi .
Fidan'ın da verdiği karşılıkla kızı kucağına alıp yatak odasına çıktı.
Fidan yaşadığı tek bir andan pişman olmadan kendini adamın öpüşlerine bıraktı .Rüstem ağa karşısındaki adama sinirle baktı.
"Geçmişim fazla döküldü ortalığa Halil"
"Ağam sırrına biz sadığız Emine 'de kocası Hakkı dauzaktan severler bugüne kadar hiç belli bile etmediler"
"O değil mevzu bilirim bana sadıktırlar"
"Konu ne ağam "
"Miran ve Poyraz Ekrem ile konuşmadan oğlum gerçeği öğrenmeden ikisi de toprağa girmeli Halil "
"Ekrem benim oğlum hepte öyle bilmeli" deyip arkasına yaslandı .
"Tamam ağam ama nasıl yapacağız "
"Murat yaşıyor değil mi ?"
"Felçli kalmış ağam yürüyemez "
"Kimse bizden şüphelenmemeli"deyip etrafı kana bulayacak planı adamına anlatmaya başladı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bahtımın Karası ♣️
General FictionYeliz dik başlı ,açık sözlü ve neşeli bir kız kader kara kule dediği adamla yollarını kesiştirince neler olur dersiniz ? Emanet Sevda hikayesinden tanıdığımız bilmiş Yeliz'in bir adamın yaralarını sarmak isterken düştüğü sevdanın hikayesi ... SEVD...