21.Bölüm

21.4K 1.5K 70
                                    

Hacer hanım sabah namazına kalkınca arabada öylece oturan torununu görünce aceleyle yanına gitti.
"Ula deli oğlan yine neye karardın "
"Niye orada oturuyorsun eve gelsene ?"
diye söylenerek adamı arabadan dışarı çıkardı.
"Ne oldu sana?"
" ne bu halin yine ?"
"O da gidiyor nenem o da istemiyor beni"
"Madem gidecekti nenem madem korkup kaçacaktı niye kalbime dokundu niye yarama dokundu "diye ağlamaya başladı .
Hacer hanım ağlayan torununa sarılıp öylece bekledi .

Ekrem biraz olsun sakinleşince yaşlı kadın konuşmaya başladı.
"O seni bıraktı ya sen ne yaptın kara oğlum benim "
"Kıza bırakma beni dedin mi ?"
"Bırakmam seni dedin mi ?"deyince Ekrem başını kaldırıp anneannesine baktı .
"Demedin ya sıntır demedin "
"Hadi gel içeri biraz dinlen sabah gider bırakma beni dersin "deyip gülümsedi.
Ekrem daha önce Yeliz ile geldiği eve sanki hep onunla gelmiş gibi hissetti.
Şimdi şu kapıdan ömre bedel gülüşü ile gelecek sanıp kapıya öylece bakıp gelmesini bekledi .
Sonra gelip bir konu hakkında kavga çıkaracak Ekrem kazanınca sabır çekecekti.
Adam kızla kısa zamanda yaşadığı anları düşünerek nasıl uykuya daldığını anlamadı.
Sabah menemen kokusu ile uyanınca gülümsedi.
'Nasıl işledin içime her şey sanki sen olmuşsun'
'Seni hatırlatmak için her şey birleşmiş küçük cadı' diye söylenerek yataktan kalktı.
Kahvaltısını yaparken yediği yumurta ile güldü.
Duyduğu horozun sesi, havlayan köpek sanki hepsi git elinden tut diyordu.
Anneanesinin elini öpüp sevgiyle sarıldı.
"Gelinini sana getirmek için gidiyorum"deyip güldü.
Arabaya binip şehir yolunu girince telefonuna gelen mesajı dinledi .
"Senin ki eve geldi annene diklendi çok pişmandı sana ne yaptıysa daha fazla üzme kızı çık ortaya "
Duydukları ile öyle keyiflendi ki heyecandan elleri titreyince  arabasını yolun kenarına çekip torpidoda ki yazmayı çıkarıp kokladı.
  'Bırakmayacağım küçük cadı sen bana geldin ya ölsem de seni bir daha asla bırakmayacağım 'diye kendi kendine konuşurken telefonu çaldı .
"Alo "
"Neredesin lan ?"
"Ne oldu Miran ?"
"Poyraz iti hem Yeliz'i hemde Fidan'ı kaçırdı."

"Ne Neden ?"
"Bilmiyorum çabuk gel bir karar vermek zorundayız"
"Ne demek bu ?"
"Gelince konuşuruz İbrahimlerin evde bekliyoruz "deyip kapattı.

Ekrem elinde ki yazmayı hiç bırakmadan arabayı sürmeye başladı.

Yeliz ne kadar yürüdüğünü bilmiyordu.
Ağlayarak evin önüne gelince derin bir nefes aldı .
Annesinin dizine gidip öylece yattı.
"Gitmiş beni bırakıp gitmiş anne"
"Ben onun için ablamı arkamda bırakırken o beni bırakıp gitmiş "diyerek ağlamaya başladı .
Fidan kardeşinin ağzından duydukları ile titremeye başladı.
Olamazdı Yeliz yapmazdı ablasının sevdiğine o gözle bakmazdı.
"Yalan de Yeliz yanlış anladın abla de bana"
" Yapmadım Ekrem'i senin elinden almadım de "
Yeliz annesinin dizinden başını kaldırıp ablasına şaşkın gözlerle baktı. 
"Ne dedğini bilmiyorsun abla sen ?"
"Ben ne dediğimi de ne yaptığımı da biliyorum ya sen Yeliz hanım ben o adamı kabul etseydim şuan enişten olacaktı "
"Nasıl ya nasıl o gözle bakarsın ?"
 
Yeliz hiç bir şey demeden evden çıktı.
Fidan ise peşinden gidiyordu kendilerine bakan insanları umursamadan hesap soruyordu.
"Kaçma hadi sen korkusuz cesur Yeliz'sin "
"Dürüst açık sözlüsün ya hadi anlat ablanın sevgilisine nasıl o gözle bakıp elinden aldığını anlat "

Yeliz arkasını dönüp ablasına acıyan gözlerle baktı.
"Delirmişsin sen ?"
"Hadi hesap ver "diye kardeşinin kolunu tutunca Yeliz sinirle baktı.
"Nasıl yaptın ha nasıl ?"
"Sen mi soruyorsun Fidan bana ?"
"Sen Mert'i sevdiğimi bile bile ona umut verdin be "
"Ben sırf sizin aranıza giren kişi olmamak için döndüm"
"Ekrem'i seviyorsun eniştem olacaktı öyle mi ?"
"Ne bekledin Fidan ben sevince mi Ekrem aşkın depreşti ha söyle "
"Evet Mert de vazgeçtim umudum yoktu engel olmadım mutlu ol diye çekildim ama artık yapamam "
"Çünkü şimdi sen benim mutluluğuma gölge oluyorsun"
"Ekrem acı çekerken tek başına savaşırken niye yanında yoktun Fidan ?"
"Kuma olmak istemiyorum Yeliz diyen kelimelerin hala kulaklarımda "
"Ne değişti ben söyleyeyim mi ?"
"Sen hep böyleydin  annem sana oyuncak alır eskisini  atardın bir köşeye"
"Ne zaman Asmin veya ben o bebeği yıkayıp yeni elbiseler diksek bizden gelir alırdın "
"Vermeyince ağlardın benim bebeğim diye "
"Şu an tıpkı çocuk gibisin ama biz büyüdük abla ve Ekrem senin sıkıldığında atacağın oyuncağın değil "
"Bende sen ağlama diye sana bırakacak küçük kız değilim "
"O adama bakınca benim içim acıyor sevmek istiyorum sarmak istiyorum yaralarını anlıyor musun ?"
"Sana rağmen ,Berçem yengeme rağmen başındaki belalara rağmen ben vazgeçmeyeceğim kendi tırnaklarımla ikimize bir dünya kuracağım "
"Buna engel olmazsın ister beni kardeşlikten sil suçla istersen büyümeye karar verip anlarsın beni"dedi.
Arkasını dönüp gideceği sırada alkış sesi ile iki kız da o yöne doğru döndü.
"Vay be kızlar çok duygulandım çektiğiniz aşk acısı karşısında"
"Ne buldunuz Ekrem de anlamasamda şanslı adam vesselam "
"İkiniz de pek güzelsiniz  "deyip kızların yanına yaklaştı.
"Defol git Poyraz "
Adam Yeliz'e yaklaşarak saçına dokundu.
"Bayılıyorum senin şu sert kız triplerine"
"Yüzünde ki yara yetmedi yenisini açmamı istiyorsun belli oldu "deyip adamın elini itti.

"Oyun oynamak istiyorum diyelim "
"Şu iki kardeşin uğruna kavga ettiği adamın kimi seçeceğini merak ediyorum "dedi.
Fidan'ın boynuna kolunu sarıp kafasına silahı dayadı.
"Ablan ölsün ister misin yeşil göz "
"Allah belanı versin ne istiyorsun bizden"
"Dedim ya küçük bir tercih oyunu oynayacağız "
"Bakalım sizin kıymetli Ekrem'iniz hanginizi seçecek "deyip Fidan'ı bayılttı.
Yeliz ise ağzına kapanan  bezle kendinden geçip bayıldı.

Uyandığında ablası ile aynı yatakta yatıyorlardı.
"Abla uyan "
"Hadi uyan artık "
Fidan zar zor gözlerini açıp kardeşine baktı.
"Hala bana abla demen komik o kadar sözden sonra "
Yeliz sabır çekerek yataktan kalktı.
Bu sefer kapatıldıkları yerde pencere bile yoktu .
"Hey ses verin neredesiniz ?"diye odanın içinde dolaşırken birden ses gelmeye başladı .

"Sessiz ol asabi prenses şimdi size verdiğim gelinlikleri üzerinize giyinin "
"Nerdesin ha yanıma gelmek korkuttuğu için mi buraya hapsettin "
"Seni dinledim diyelim istediğin tuvalette bodrum katı da hizmetinde "
"Çok konuşma da giy o gelinliği "dedi.
Fidan adamların getirdiği gelinliklerden birini alıp çoktan giyinmişti.
Yeliz ablasına şaşkın şaşkın baktı.
"Hadi diklenme de sen de giyin "
"Cesaretini bir yere sakla ve dediklerini yap ölmeni istemem "deyip arkasını döndü.
"Çek şu fermuarı "dedi.
Yeliz çaresiz ablasının dediğini yaptı .

Poyraz bodrum katına kızların yanına gelip bir süre ikisini de izledi.
"Of be fazla güzelsiniz "
"Bakalım hanginiz Ekrem'in hanginiz benim gelinim olacaksınız "diyerek gülmeye başladı .

Yeliz adamın suratına tükürünce Poyraz kıza acımadan tokat attı. Yeliz'in aldığı darbe ile başı savrulup yere düştü .
Fidan kardeşini kaldırmaya çalıştı.
Dudağındaki kanı görünce içi acıdı .
Parmağının ucuyla sildi.

"Diğer gelişinde Murat yüzünden canını yakmadım uslu dur acımam "deyip Fidan'ı kolundan çekerek sürükledi.
Yeliz'in kaldığı odadın kapısını kaparak kitleyip gittiler .
Yeliz ağlayarak bağırdı .
"Nereye götürüyorsun ablamı ?"

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin