Dün akşam Alp ve Elena'nın arasına girmek güzeldi. Elena'nın mutlu olması ve gülmesi beni de mutlu etmiş ve gülümsetmişti. Alp ile mutlu olmaları için gerekiyorsa bacağımı kesebilirim. Tabi önce bana sarılmış halde uyuyan Savaş'ı uyandırmadan sessizce mutfağa gitmeliyim. Çünkü açlıktan midem gurulduyor.
Dün Alp ve ben dışarıda biraz gezip market aramıştık. Sonunda aradığımız marketi bulduk. Marshmelow (Nasıl yazılıyor bilmiyorum), cips, kola ve 6-7 paket sigara almıştık. Tam arabaya binerken geri dönüp baya bir viski, bira ve 2 tanecik şarap aldık. Alp'te zengin çocuk. Valla Elena sayesinde zengin eniştem oldu.
Savaş'ın ayağını üzerimden yavaşça indirdim. Şimdi sadece kolu kaldı. Kolundan da tam kurtuluyordum ki hareket edip üstüme çıktı. Bütün ağırlığını verip üstümde uyumaya başladı. Saçları kolumu ve boynumu gıdıklıyordu. Uzun süre böyle duramam. Kaşıntı krizine falan girerim.
Burdan kurtulma şansım yok gibi gibi. E o zaman bende tadını çıkarırım.
Ellerimi sırtında birleştirdim ve kafamı geriye attım. Kollarım felç şu an kaşıntıdan. Boynum falan kızarmaya başladı kesin.
Düzensiz nefes almaya başladı. Bir insan uyurken düzenli nefes almaz mıydı?
"Uyumuyorsun değil mi?" diye sorunca bir an da gözlerini açtı. "Nerden anladın lan?" diye sordu. Gülümseyip "Nasıl anlamayayım?" dedim.
Üstümde cenin pozisyonunda yatarken "Biraz daha böyle kalabilir miyiz?" diye sordu. Normal de evet derdim ama "Hayır." dedim. Üstümden inip sırt üstü kendini yatağa attı. Ben sigara ve çakmağı alıp çıkarken arkamdan yastık atıp "Öküz." diye bağırdı.
Mutfağa girip sigaramı yaktım. Bu çakmağı da Ece hanımdan yürüttüm. Sigarayı bitirince şeytan kulağıma fısıldadı.
"Mert'in üstüne atla."
Dur lan bu benim iç sesim şeytan değil.
Mert'in, Alp'in ve Aziz'in odasına yavaşça girdim. Sessiz sessiz yürüyüp "Top güllesiiii" diye bağırıp Mert'in üzerine atladım. Ben üzerindeyken Aziz uyanıp "Top güllesi de ne?" diye sordu. Mert bıkkın bir şekilde "Deniz'in insan uyandırma şekli bu." dedi. "Günaydın aşkım." diyip yanağını öptüm.
Şimdi sırada Elena ve Akşın'ın odasına girmek var. Akşın'ın üzerine atlarsam Aziz beni döver. Elena'nın üzerine atlarsam Alp kankam beni dövmez. Sonuçta artık arkadaşız.
Kapıyı yavaşça ve sinsice açtım. İkisi de uyuyordu. Parmak uçlarımda yürüyordum. FBI ajanı gibiyim.
Yatağın ayak kısmına gelip tekrar "Top güllesiiii" diye bağırarak Elena'nın üzerine atladım. "Ahh." diye bağırdı.
Akşın uyanıp "Nabıyosun aptal." diye bağırdı. Elena da gözünü ovuşturup gülümsedi "Top güllesi ne?" diye sordu. Omuz silkip "Küçükken yaptığım bir şeydi." dedim. Tam üstünden kalkacakken üstüme birisi atladı. "Sürpriz!!" dedi Alp. "Nef-es. Al-am-ıyorum" diyince Alp kalktı. Elena ve ben aynı anda boğulmaktan kurtulan insanlar gibi nefes aldık. Akşın başına tülbent bağlayıp çıkarken bende "Ben sizi yalnız bırakayım." diyip çıktım.
Elena bana kötü kötü bakınca kalkıp kaçtım. Kapıdan çıkarken birisine çarptım. Hayvan gibi çarptım ama.
Yere üstüne düşünce kim olduğuna baktım. Saçını yüzünden çekerken Savaş olduğunu zaten anlamıştım ama yine de saçını yüzünden çektim. Elini burnuna götürüp "Burnum kırıldı galiba." dedi. Ağırlığımı üstüne vermemeye çalışırken "Elini çek bir bakayım." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)
Teen FictionHikaye girlxgirl olduğu için okumak istemeyenler okumasın. Boyxboy da var. O yüzden okumak istemiyorsanız hiç başlamayın. Hastanenin koridorunda bana sanki yabancıymışım gibi bakan en yakın arkadaşım derin bir nefes aldı. "Biliyorum." dedi. Anlamadı...