"Kardeşini bir daha ne zaman görürsün bilmem. Umarım artık benim yanımda yaşamaya alışır."
Bu cümle zihnimin derinliklerinde dönüp duruyordu. Tek düşünebildiğim Elena'ydı.
Sandığınızın aksine hâlâ kardeşmişiz gibi hissetmiyorum. Yapamıyordum.
Resim sınıfında bütün ekibi toplayıp sırtımı onlara dönmüştüm. Planlarımı anlatacak gücü bulamıyordum.
Tam gücümü bulmayı düşünürken can parçam gelip arkadan sarıldı. Mert'in güven dolu kolları bana hep huzur vermiştir.
Mert bana sarılırken etrafımda 2 kol daha hissettim. Onur piçi de Mert'e arkadan sarılmıştı. Tam ona sövecekken aynı anda "Yapabilirsin." dediler.
Sarılmayı bıraktıklarında bana merakla bakan ekibe döndüm. 1 haftadan uzun oldu. Herkes perişandı.
Önünü örttüğüm tahtayı açtım. Mert ve Onur zaten her şeyi biliyordu.
Arkama döndüğüm Akşın, Aziz, Mert ve Onur bana bakıyorlardı.
Şimdi onları neden topladığıma gelelim. Bir haftadır araştırma yaptım ve düşmanı olabilecek insanları araştırdım.
1. Kişi kesinlikle Semih. Hani şu Elena'nın telefonda konuştuğu sapık.
2. Kişi... Daha yok. Tahminim bu kadar.
Boş bir kağıdın üzerinde kafasına soru işareti konulmuş kişi çizimi vardı ve bu kağıt tahtaya yapıştırılmıştı.
Herkes gözlerimin içine bakarken "İkiz soruları duymak istemiyorum. Sadece Elena'yı bulmaya odaklanacağız. Uzun zamandır polis telsizlerini dinliyordum. Elena'nın kaçırıldığı gün araba çalınmış ve bir kaç dükkan yanmış. Yani pek bir şey yok." dedim. Mert'e baktığımda gözleriyle 'devam et' dedi. Derin bir nefes alıp "Yardımınız lazım. Hem arkadaşımı bulmaya hem kardeşimi bir daha görmeye ihtiyacım var." dedim.
Akşın Aziz'in elini bırakıp ayağa kalktı ve "Neye ihtiyacın var?" diye sordu. Ona buruk buruk gülümsedikten sonra "Aranızda hacker tanıdığı olan var mı?" diye sordum. Onur saniyesinde elini havaya kaldırdı. Sonra da "Ben varım ya ?" diye sordu.
Ellerimi birbirine vurup "Önce annesiyle ve babasıyla konuşacağız. Başka onu kaçırabilecek birileri var mı öğreneceğiz. Sonra beni arayan kişinin yerini bulacağız. Burda devreye Onur ve bilgisayarı giriyor. Sonra bir şekilde tekrar ona ulaşacağız. Sonrasını bende bilmiyorum." dedim.
Başta söylediklerimi dinlemiş olmasına rağmen Aziz elini kaldırıp "Yani kardeşsiniz?" dedi. Derin bir nefes alıp "İkiz sorusu yasak olan madde." dedim. Somurtunca "Evet" diye yanıtladım. Aziz tekrar elini kaldırıp "O zaman onun ailesi mantıken senin de ailen olmuyor mu?" dedi.
Sinirlenmemeliyim.
Daha derin bir nefes alıp "Evet. En zor kısmı da onlarla konuşma kısmı ve bunu ben yapmak zorundayım." dedim. Mert yanıma gelip elimi tuttu. Gülümseyip "Seni yalnız göndereceğimi düşündüren ne?" dedi. Bu piçi seviyorum ya.
Mert'in kolunun altına girip "Sen benim gerçek kardeşimsin." dedim. Mert ve Elena'yı bir tutamam asla.
Mert derin bir nefes çektikten sonra saçıma burnunu soktu. En sevdiği şey.
Bu arada hâlâ dükkanda kalıyorum. Yani 2 haftadır falan duş almadım. Lavabonun altına kafamı sokup saçlarımı yıkamaya alışığım zaten ama 2 haftadır duş almamak kendimi kötü hissettiriyor.
Savaş ile konuşmam lazım biliyorum ama şu an hiç zamanı değil. Önceliğim Elena olmalı.
Büyük ihtimalle Elena kaçırılınca ağlamaktan yerlere düştüğümü falan zannetmişsinizdir. Tabi gerçekte öyle olmadı. Her soğuk kanlı insan gibi sadece yol ortasında bulduğum motora bir kaç tekme attım o kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)
Teen FictionHikaye girlxgirl olduğu için okumak istemeyenler okumasın. Boyxboy da var. O yüzden okumak istemiyorsanız hiç başlamayın. Hastanenin koridorunda bana sanki yabancıymışım gibi bakan en yakın arkadaşım derin bir nefes aldı. "Biliyorum." dedi. Anlamadı...