Tahmin edilenin ne olduğunu biliyorum. Savaş ile sabaha kadar falan seviştiğimiz tahmin edilsede öyle olmadı. Onur "Oha" diye haykırarak masanın üzerinde bizim resmimizi çekti. Sonra ben Savaş'ı atölyeden çıkardım. Okuldan şahane bir şekilde kaçarak -yani Hayrettin abi görmeden kapıya koştuk- eve gittik.
Bu evi çok özlemiştim. İçeri girdiğimiz anda beni kanepeye atıp üzerime çıktı. O an bana pasif ol dese olurdum. Sonra onu durdurdum ve buna hazır olmadığını söyledim. Evet küfür hak ediyorum ama cidden buna hazır değildi. Daha önce hep erkeklerden hoşlanmıştı ve bir kızla birlikte olmamıştı. Daha önce eve erkek attığını ve bakire olmadığını biliyordum. Evet. Savaş'ımız o kadar masum değil.
Onun ile ilgili ne kadar fantezi kursamda yapamadım işte. Hazır olmadığı bakışlarından belliydi. Bana masum masum bakıyordu. Bakire olmadığını bilenler onu masum görmüyorlardı. Çünkü onlar için eğer bakire değilsen insan değilsindir. Ne yapılırsa hak etmiş olursun. Bu yüzden Savaş'ı masum görmezler. Ki bence o hâlâ çok masum.
İşte durduk, sarıldık, uyuduk falan. Sonra ne mi oldu? Kapı çaldı. Mert ve Onur bize geldi.
Neyse işte geçen haftanın özeti buydu. Ve bir de annemle konuşmalıydım. Yani gerçek olmayan annemle. Bu Bay E saçmalığını sormalıyım. İsme bak amına koyayım. Bay E diye isim mi olur? Başka bir lakab seçemedin mi? E.J bile daha iyi be. Bu adama başka bir isim bulmam lazım benim. Dalyarak? Yok o Onur'un lakabı. Neyse bunu sonra düşünürüm.
Okulda hepimiz Onur'un bilgisayar başında yaratacağı mucizeyi bekliyorduk. Bugün yine toplanmıştık. Aramızda Savaş da vardı.
Hepsi oturmuş kendi aralarında konuşurken Onur Savaş'a saçma salak sorular soruyordu. İşte niye beni seviyormuş, bende ne buluyormuş, daha yakışıklı kız bulamamışmıymış. Yarak kafalı.
Mert yanıma gelip "Bence Semih." dedi. Kafamı o yöne çevirip "Bencede." dedim. Sonra Mert'e bakıp "Sen iyi misin? Bu aralar tuhafsın?" diye sordum. Yüzüme bir süre bakıp "Bir şey düşünüyordum." dedi.
Bizimkilere dönüp "Gençler biz bi sigara içip geliyoruz." dedim. Onur piçi genelde lap diye içmek için aramıza damlardı ama şu an Savaş ile konuşuyordu.
Bizi kimse siklemedi ve bizde dışarı çıktık. Gizli bölmemize ilerleyip cebimden sigara ve çakmak çıkardım.
Sigaralarımızı yaktıktan sonra Mert derin bir nefes alıp "Onur." dedi. Göz devirip "Sakın beddualarımın tuttuğunu ve öleceğini söyleme. Şu an iyi haber alamam." dedim. Gülümseyip "Öyle değil ya. Ben onun doğru kişi olduğunu düşünüyorum. Yaşım genç ve daha ileride neler olacak bilmiyorum ama bunun içinde Onur'un olmasını istiyorum. Geleceğimde yanımda olmasını istiyorum." dedi.
Ona doğru yaslanıp "Eğer senin canını yakacak olursa en iyi yerlerine vurup gerekirse öldürebileceğimi biliyorsun değil mi?" dedim. Kollarını etrafıma sarıp "Biliyorsun ki cinsel hayatım pek parlak değil. Yani. Şey. Ben ilkimin Onur'la olmasını istiyorum." dedi. Bir anda doğrulup kocaman gözlerle ona baktım.
Ona bunu bana söylediği için onunla gurur duyduğumu ve eğer istediği buysa onun için mutlu olduğumu söylemeliyim değil mi? Tek yaptığım şey resmini çekmek ve "Feels geçiriyorum şu an." diye sessizce bağırmak oldu.
Siz sessizce bağırmak nedir bilir misin? Bilmezsiniz tabi. Zordur. Sesinizi tiz çıkarırsın ama bir tek yanınızdaki duyar.
Yanaklarını sıkıp "Ya sen tatlı tatlı ilk sexini mi yapacaksın." dedim. Buna hayvan gibi haykırdı. Sonra beni kollarının arasına alıp "Şu Elena işini halledelim sonra yine bu konuyu açalım." dedi. Ve işte ponçik bir şekilde gülümsediğim anlar yerine yine somurttuğum anlara geldik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)
Teen FictionHikaye girlxgirl olduğu için okumak istemeyenler okumasın. Boyxboy da var. O yüzden okumak istemiyorsanız hiç başlamayın. Hastanenin koridorunda bana sanki yabancıymışım gibi bakan en yakın arkadaşım derin bir nefes aldı. "Biliyorum." dedi. Anlamadı...