26

1.9K 97 14
                                    

-Elena-

Tam düşecekken Alp'in beni belimden tutmasına utandım. Tabi ona belli etmemeye çalıştım. Merdivenleri tırmandım. Tabi ev benim olduğu için anahtarları bende. Bu ev için babama yalvarmıştım.

Kapıyı açıp içeri girdim. Peşimden herkes girdi. O sırada tanıdık güzel bir melodi kulaklarıma doldu. Telefonum. Arayan kişi Semih'ti.

Semih benim 2 aydır sevgilimdi. Seviyor muyum? Tabiki hayır. Çocuk çok fazla peşimden koştuğu için bir şans vereyim dedim. Kafamı sikeyim. Neden kendime küfrettim? Çünkü çocuk bana şu yapışkan hayvanlar vardı ya. Adı nedir. Sülük. Heh işte. Sülük gibi yapıştı. Ondan kurtulmanın bir yolunu bulmalıyım.

Telefonu açıp "Ne var?" dedim. Bana iğrenç sesiyle "Nasılsın yavrum?" dedi. Yavşak. Orospu çocuğu. "Beni bir daha arama." diyip kapattım. Ben öyle ayrılmak için uğraşanlardan değilim. Ayrılmak istersem direkt söylerim.

Telefonu masanın üzerine koyarken arkamı döndüm. Alp bana meraklı bir yüz ifadesiyle bakıyordu.

Deniz evi güzel bulmuş olmalı ki ağzıyla melodi şeyi yapıyor. İçindeki havayı dışarı bırakınca çıkan ses vardı ya. Adı her neyse işte. (Islık)

Savaş masaya telefonu koyduğum yere bakıyordu.

Deniz kapının önünde konuşan Akşın ve Aziz'i gözetliyordu.

Mert kankam daha içeri girmemişti. Neden hâlâ dışarda duruyor ki?

Telefon tekrar tekrar çalmaya başladığında umursamadım. Yukarı çıkarken Mert aşkım da bize katıldı. Ne ara geldiğini fark edemedim. Yukarda 4 tane oda vardı. Ama biz 7 kişiyiz. Nasıl plan yapıcaz?

Arkamı dönüp "Şimdi. 4 oda var. Bir tanesi annemlerin odası. Yani orda çift kişilik yatak var. Şimdi beyler aynı oda da kalıcak. Akşın sen Savaş ile kalırsın. Ben de Deniz'le." dedim. Hepsi birbirlerine baktı.

Mert "İyide çift kişilikte kimler kalacak?" diye sordu. Zekice bir soru. Sesli düşünürken "Şimdi beyler orada kalamaz. 3 tane yatak olan bir yer var. Siz orda kalıcaksınız. Kızlar? Kim çift kişilik yatakta kalabilir?" diye sordum.

"Şimdi şöyle bir şey var. Diğer odalarda 2'şer tane yatak va-" derken Deniz sözümü kesti. "Ben Savaş'la beraber uyuyabilirim." dedi. Bir dakika ne? Biricik Twin'imi o yellozla uyutmak istemiyorum ki.

Ben ne diyeceğimi düşünürken Akşın "Olur." dedi. Sağ ol ya. Ben bir şey diyecekken Mert'in telefonu çaldı. "Onur mu?" diye sordum. Onur Mert'in sevgilisi gibi bir şey.

Deniz "Onur kimdi?" diye sorunca göz devirdim. Aynı şeyi Savaş'ta yaptı. Onur'u tanıyor sanırım. Mert telefonu meşgule attıktan sonra "Parti sonrası boğazını sıktığın kişinin adını nasıl unuttun?" dedi. Alp ile göz göze geldikten sonra "Ne partisi lan?" diye sordum. Deniz'in gülümsemesi yüzünde kayboldu.

Ayağına baktığımda ayağını bilek kısmından çevirip duruyordu. Kısık sesle "Partinin biri işte." dedi. Merakla "Önemli bir parti miydi?" diye sordum.

Kafasını kaldırıp gözlerime baktı. İç geçirip "Bizim okuldan bi kızın partisi falandı işte. Önemli bir parti değildi." dedi. Kesin önemli ama anlatmak istemiyor. Onla aynı odada kalabilseydim öğrenirdim.

Konuyu kapattıktan sonra Akşın ellerini birbirine vurup "Hadi yerleşelim." dedi.

Akşın Aziz ile bakıştıktan sonra benim odama girdi.

Aziz de Mert'in arkasından işaret ettiğim 3 yataklı odaya gitti.

Deniz yanakları kırmızı şekilde Savaş'ın peşinden odaya girdi. Neden utandı ki?

Koridorda sadece Alp ve ben kalmıştık. Tam bavulumu bıraktığım yerden alacakken sırtıma sanki bıçak saplandı. O nasıl bir acı? Nefes alamadım acıdan.

Acıdan yere eğilmişim. Alp'te yüzüme bakarken eğilip omzuma elini koydu. "İyi misin Elena?" diye sordu. Kafamı evet anlamında salladım. Benim bavulumu yerden alıp odanın içine bıraktı. Teşekkür etmek için gülümsedim ve yanağını öptüm.

Ne? Bir dakika. Ben az önce ne yaptım?

Alp şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Eli ensesindeyken "Eee. Şey. Ben gideyim o zaman." dedi. Utandırdım çocuğu.

Giderken arkasından baktım. Odaya dönünce Akşın bana bakıyordu. "Ne oldu?" diye sordum. Eliyle ağzımı gösterip "Gülümsüyorsun." dedi. Gülümsüyor muyum? Aman neyse.

-bir süre sonra-

Aşağı inerken benle beraber Mert, Akşın ve Savaş da aşağı iniyordu. Deniz, Alp ve Aziz çoktan aşağı inmişlerdi bile. Masadan telefonu alırken Deniz "Ne telefonmuş amına koyayım kaç defa titredi." dedi.

Hemen telefonu elime aldım. Açtığımda "Oha." diye bağırmış olabilirim. Herkes bana bakarken "67 arama ve 143 mesaj ne amına koyayım?" dedim. Deniz gülerken "Oha." dedi. Kahkaha atmaya başladı. Savaş da ona bakıp gülmeye başladı.

Ben o ikisine bakarken Mert yanıma gelip "Ne yazmış?" dedi. Alp de sinirli sinirli "Kimden gelmiş?" dedi. Gözlerimi devirip "Semih diye birisi. Peşimi bırakmıyor." dedim.

Alp elini omzuma koyup "Hallederiz" dedi. Sen neyi hallediyorsun ki?

Omzumdaki elini kendi elimle indirirken "Gerek yok." dedim. Deniz yanımıza gelip Alp'in omzuna kolunu atmaya çalıştı. Tabi yapamaz çünkü Alp 1.90 kadar ve Deniz 1.70 kadar bir şey.

Deniz beceremeyince masanın yanın da duran sandalyeyi çekip üzerine çıktı. Şimdi Alp'ten 5 santim kadar uzun gözüküyordu. Hemen Alp'in omzuna kolunu attı. "Biz hallederiz balım." dedi. Sen dünyanın en güzel ikizi falan mısın? Bu nasıl bir ikizlik.

Telefonum çalarken "Hiç gerek yok. Ben hallederim." dedim. Telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Ne var aptal?" dedim. Bir de kibar mı davranacağım? "Benden bu kadar kolay kurtulamazsın güzelim." dedi. Ne iğrenç bir varlıksın sen? "Sen kendini ne sanıyorsun? Beni rahat bırak yoksa sonu kötü olacak!" diye bağırdım.

Tam kapatacakken "Seni asla bırakmayacağım. Aşığım ben sana." diye bağırdı. Bizimkilere bakınca tüm dikkatleriyle beni dinlediklerini fark ettim.

Tam onu şikayet edeceğimi söyleyecektim ki Alp telefonu elimden aldı. Elim havada kalırken o mutfağa gitti. Ne? "Buna ne oluyor amına koyayım?" diye bağırdım ve peşinden gittim.

Lan valla oruçtan yazamıyorum.

Bilmem kaç bin kere düzeltmek zorunda kalıyorum.
Açım ya.

Çok açım.

Bir daha ki bölümü Mert'in ağzından yazıcam.

Neyse ben biraz daha yemek resimlerine bakayım.

İyi okumalar 💕💕

Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin