Giderken felaket bir şekilde heyecanlıydım. Korkmuyordum. Şu an şoförü öldürüp kaçabilirim. İnsan öldürmekten çekinmem. Özellikle konu değer verdiğim insanlarsa.
Yol çok sessiz geçmişti ve benim uykum vardı. Yolda yan tarafımda minibar bile vardı. İçmeli miyim?
Bu soruya şahane cevap olarak kırmızı eski bir şarap çıkardım. Şaraplar pahalı olduğu için pek sık bulamıyoruz. Bulmuşken içerim.
Şaraplardan 2 tanesini çantama koyup diğerini açtım. 2 dakika sonra uyuya kalmışım.
Uyumam sorun değil ama uyandığımda sorgu odası gibi bir yerde olmak biraz sorundu yani.
Nerdeyim lan ben?
Gözlerimi ovalamak için ellerimi kaldırdığımda ellerimden masaya bağlı olduğumu fark ettim. Tutuklandım mı ne oldu?
Tam gerçekten tutuklandığımı düşünmeye başlamışken içeri Elena girdi.
Tahmin ettiğimin aksine dayak yemiş ve perişan halde değildi. Üzerinde kazak ve kot vardı. Saçlarını topuz yapmıştı. Kırmızı bir fuları toka olarak kullanmıştı. İyi görünüyordu.
Önüme oturup "Cidden kelepçe mi?" dedi. Gülüp "Tutuklandığımı düşünmüştüm." dedim. O da gülümseyip "Şu kelepçeleri çıkar!" diye kapıya doğru bağırdı. İçeri 2 adam girip kelepçeleri çözdü.
Kelepçeleri çıkarınca çıktılar. Bir süre sadece birbirimize baktık. Daha fazla dayanamadım ve masanın yanından geçip üzerine atladım. İkimiz de yere düşmüştük. Yere düşünce gülmeye başladı. O kadar özlemişim ki. Kokusunu özellikle.
Boynuna gömülüp ağlamaya başladım. Uzun zamandır içimde tutuyordum. Onu çok özlemiştim.
-Elena-
Ne zamandır buradayım bilmiyordum. Günlerimi sayamıyordum.
Uyandığımda kocaman bir odadaydım. Üzerimde aynı yırtık giysilerim vardı. Oda sıcacıktı. Üzerimde kocaman bir yorgan vardı. Yorganı kaldırınca ayaklarımdan yatağa zincirlendiğimi fark ettim. Telefonum yanımda değildi. Çantamda.
Etrafı gözlerimle taradığımda pencerelerde parmaklık olduğunu fark ettim.
Kocaman bir oda, kocaman bir yatak, kocaman parmaklıklar? Nerdeyim ben?
Sonra içeri Semih piçi girince anladım. Şerefsiz beni kaçırmıştı.
Elinde temiz kıyafetlerle gelmişti. Sonra "Duş almak istersen zincirleri çıkarırım." dedi. Tek yaptığım kafamı 'Evet' anlamında sallamak oldu. Afallamıştım ama korkmuyordum.
Duş aldıktan sonra giyinmiştim. Odaya girince yatakta oturmuş beni bekliyordu. Sakin olmalıyım. Sakin olmalıyım. Saki-
Bağırarak üzerine atlamamı beklemiyordu. Yüzüne yumruk atarken sadist gibi gülüyordu. Deniz'in izlettiği eski Türk filmlerindeki kötülere benziyordu. Şerefsizdi.
Bir yerden sonra elim acımıştı ve ona vurmayı kesmiştim. O ise "Bana vuran sen olunca canım acımıyor." demişti. Sabır.
Daha sonra yemek yememeye başladım. O da yemek yemem karşılığında ufak bir isteğimi yerine getirecekti. Son defa kardeşimi görmek istediğimi söylemiştim. O da bir süre düşünmem lazım demişti. Sonra da olur dedi.
Heyecanla Deniz'in gelmesini bekledim. Onu çok özlemiştim.
-Deniz-
Sarılırken tek düşündüğüm onu buradan kurtarmaktı.
"Üstümden kalk nefes alamıyorum." diyince kalktım. Sonra da onu kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)
Teen FictionHikaye girlxgirl olduğu için okumak istemeyenler okumasın. Boyxboy da var. O yüzden okumak istemiyorsanız hiç başlamayın. Hastanenin koridorunda bana sanki yabancıymışım gibi bakan en yakın arkadaşım derin bir nefes aldı. "Biliyorum." dedi. Anlamadı...