44

1.5K 97 1
                                    

Filmin üzerine bir de Ölümcül Oyuncaklar: Kemikler Şehri filmini açtırıp zorla tekrar izletmiştim. Bu sırada Mert'in ve Alp'in paketlerini bitirmiştim. Elena, Savaş, Onur ve Mert bana öldürücü bakışlar atarak kızgınlıklarını belli ediyordular.

Son sigarayı da söndürdüm. Çöp için kenarda duran poşete attım. Akşın ve Aziz gitmek zorunda kalmışlardı.

Onur ve Mert de birazdan gidecekti. Mert Alp'e "Sana emanet." derken Onur da Savaş'a "Sana emanet." diyordu. Mert Onur'a 'Seni yerim.' bakışı atıp dışarı çıktı. Onur da bana hafifçe sarılıp geri çekildi. Sonra saçımı karıştırıp "Başına bir şey gelirse seni parçalarına ayıran kişi ben olurum." dedi. Sonra güldü.

Gittiğinde 4 kişi kalmıştık. Saat daha 8 olduğu için ve Savaş'ın ailesi olmadığı için istediği çoğu şeyi yapabiliyordu.

Alp ile ilgili hiç bir şey bilmiyorum. Ailesi nasıl. Var mı yok mu?

Şimdi mal gibi odada 4 kişi kalmıştık. Bir film daha izleyelim dedik. Galaksinin Koruyucuları filmini açıp izlemeye başladık. Bu sırada artan abur-cuburları yiyorduk.

Film bitince Alp gitti. Alp, Elena ile konuşamamıştı. Diyecek bir şey bulamıyor olsa gerek. Yazık çocuğa.

Biraz da gidip ailemiz ile vakit geçirmeliydik. Ve tabi Savaş ile adını koymamız gereken bir şey vardı.

Elena'ya dönüp "Sen eve git. Biz de geliriz." dedim. Hemen "Neden?" diye sordu. Savaş'ın elini tutup "Biraz konuşup geleceğiz." dedim. Omuz silkip çıktı.

Yavaşça koltuğa oturdum. Savaş da yanıma oturdu. Elini tutup boynuna kafamı gömdüm. Aklımdaki soruyu sorma vaktiydi.

Derin bir nefes alıp "Biz şimdi sevgiliyiz değil mi?" diye sordum. Kahkaha atıp "1 aydır falan öyleyiz." dedi.

Sevgiliyiz. Artık herkese 'Yengeniz var' diyeceğim. Onu hiç aldatmayacağım. İç çamaşırını beraber seçtiğimiz bir insan olacak falan. Bunu zaten yapıyorduk. Neyse.

Elini tutup müştemilattan çıktık. Sonra eve girdik. Çok heyecanlıydım. Savaş'ın sevgilim olduğunu görecektiler. Yani gerçek ailem ya. Anladınız işte.

Kapının önünde durup heyecan ile bekledim. Savaş da heyecan dolu gözlerle bana bakıyordu.

Nuray abla kapıyı açıp "Hoşgeldiniz." dedi. Sonra bizi içeri aldı.

İçeri girer girmez mis gibi yemek kokuları ciğerim ile midemi harekete geçirdi. Tabi ben çok yiyemeyecektim.

Son kez derin nefes alıp "Biz geldik!" diye bağırıp içeri girdik. Annem bize dönüp baktığında 32 diş gülümsedi. Babam ellerimize sonra yüzlerimize bakıp minik bir tebessüm etti.

Karnıma elimi koyup "Ben açım ya. Yemeğe geçebilir miyiz?" dedim. Babam ayağa kalkıp "E hadi o zaman." dedi.

Zengin evi masası gibi değildi. Küçüktü. Babam baş köşeye, Elena onun sağına, annem Elena'nın yanına, ben babamın soluna ve Savaş da benim yanıma oturdu.

Yemeğe başladığımızda babam "Yarın ailen gelecek. Babanla konuştum. Düşünmek istediğini söyledi." dedi.

Yemek boğazıma kaçınca öksürmeye başladım. Annem hemen su verdi. Savaş çatalını bırakıp "Deniz o adam ile karşı karşıya gelemez. Deniz'e yaşattıkları şeylerden sonra asla olmaz." dedi.

Elini tutup sessiz olmasını kaş göz işaretiyle belirttim. Bana bakıp "Hastanede gördüler. Sırtını. Anlatmalısın." dedi.

Ya hay ananın amı ya. Bi bu eksikti. Yakında biri kör olur. Ölür. Ne bileyim sakat kalır. Daha var mı kötü şeyler? Yükleyin ya yükleyin. Hiç sıkıntı değil.

Bir süre mal mal yüzlerini inceleyince annem "Biz hemen sormak istemedik. Yani iyileşince sorarız diye düşünmüştük." dedi.

Acı dolu bir kahkaha atıp "Bunu anlatmam için biraz sarhoş olmam lazımdı ama neyse." dedim.

Derin nefes alıp "Annem çok iyi bir insandır.

Ablam psikolojik şiddeti çok kullanırdı. Herkesin içinde ya da tek başımızayken beni rencide edecek şeyler söylerdi. Laf sokardı.

Babam beni pek umursamazdı. Kızdırdığım zaman vururdu. Sonra ben 8. sınıfta saçımı kestirdim. O zaman bana "Eskiden kız olduğun için vuramıyordum ama şimdi madem erkek gibi olmak istiyorsun. Artık istediğimi yapabilirim." dedi. Çok kere balkonda uyudum.

Bana öyle aşırı derecede vurmadı. Hani bu filmlerde ya da kitaplardaki gibi kırbaçla falan değil. 4 5 kere kemerle vurdu. Bir kerede sandalye.

Böyleydi hayatım. 9. sınıfın başlarında Savaş ile tanıştım. 9. Sınıfın sonuna doğru da Savaş ile yaşamaya başladım. Önceden ev arkadaşıydık. Şimdi sevgiliyiz." dedim.

Konu dağılsın diye Savaş konusunu da sona ekledim.

Annem burnunu çekmişti. Ben bütün bu söylediklerim boyunca yüzlerine bakamadım. Demek ki annem ağlamış.

Ayağa kalkıp arkasından sarıldım. Karnıma sandalyenin metali değiyordu. Acımıştı ama belli etmemeye çalışmıştım.

Annemin yanağını öpüp eski yerime geçtim. Savaş hemen elimi tuttu.

Babam diğer elimi tutup "O adamı bir daha görmeyeceksin. Hemen iyi bir avukat bulup onu dava edeceğiz. Bir daha sana ve başkasına zarar veremez." dedi.

Savaş'ın elini bırakıp diğer elimle babamın elini kavradım. "O adamın oradan çıkacağına eminim. Eskiden bir kaç kere tutuklanmıştı ama hep geri çıkıyor. Ne hapis de kalıyor ne bir ceza ödüyor. Bir şekilde kurtulup duruyor." dedim.

Elena "Ama-" derken sözünü kesip "Onunla sadece şu kağıtlar için muhatap olacağım. Bir daha muhatap olamam. Ondan korkmuyorum ama size ya da bana zarar vermeye çalışırsa onu öldürürüm. Bunu biliyorsun Elena." dedim.

Elena ağzını kapayıp sustu. Diğerleri anlamayan gözler ile bize bakmaya başladı.

Öksürüp "Yaparım." dedim.

Sonra bir şey demediler zaten. Çünkü yapardım.

Yemek bitince bir süre daha oturduk. Kağıtları ayarladık. İmzalanacak şeyler vardı. Yarın Orospu çocuğu gelip imzalayacaktı. Bir de annem gelecekti.

Kâğıt şeylerini ayarladıktan sonra Savaş ve ben yukarı çıktık.

Gece daha yeni başlıyor.

Gençler bayram da bölüm atamayacağım.

Çünkü internetin yok.

İyi okumalar 💕

Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin