Akşam olmadan valizlerimizi hazırlamıştık ve yola çıkmıştık. Arka tarafta Mert piçinin ve Onur piçinin arasına oturmuştum. Kusarsam kimin üzerine kusacağım belli oluyordur sanırım.
Piç piç sırıtırken Elena oturduğu şoför koltuğunda hareket edip arkasını dönüp bana baktı. Gözlerini kısıp "Ne piçliği düşünüyorsun?" diye sordu. Nasıl anladın lan?
Tam ona nasıl anladığını soracaktım ki Onur gevşeği omzuma kolunu attı. Sonra "Sevgilimle arama girersen bedelini uğraşlarımla ödersin." dedi.
Bakın çok kısa bir süre sonra. Cidden kısacık bir süre. Tahminimce 1 dakika 37 saniye sonra planladığım şeyi yaptım.
Arabadan indiğimizde ben hâlâ köşede kusuyordum. Mert de sevgilisinin gömleğini silmeye çalışıyordu. Ben dedim kusarsam Onur'un üzerine kusarım diye.
Tamam bir bölüm önce çok ponçik bir antlaşma yapmış olabiliriz ama bu gizli gizli piçlik yapmama engel olmuyor.
Şimdi tabi siz Savaş'ın nerede olduğunu merak ediyorsunuz. Aziz'in arabasıyla geliyor. Neden mi? Çünkü Onur bizle gelmek istedi ve bunu yaptığı için ilk defa içimden ona teşekkür ettim. Savaş'ın artık arkadaşım olmaması gerek. Nedenini ön tarafta oturup uyuyor numarası yaparken anlatırım.
Onur çantasındaki sikimsonik bir tişörtü çıkarıp giydi. Aslında güzel tişört ama sonuçta Onur giyiyor. Yani sikimsonik.
Öne geçtiğimde Onur ve Mert arkada birbirlerine sarılmış uyumaya çalışıyorlardı. Elena da ben öne oturduğum için ya da başka bir şeye kızgındı. Belki de biraz endişeli. Tabi biricik sıra arkadaşı kustuğu için endişelendi.
Şimdi ön kısımda uyuyor numarası yapmanın ve plan kurmanın zamanı.
1. Görev: Tuna'dan ayrıl. Çünkü Savaş'ı düşünürken başka birisini istemiyorum. Normalde şerefsiz olduğum için sorun olmazdı ama konu Savaş olunca insan bile öldürebilirim.
2. Görev: Savaş'a artık arkadaş olmak istemediğini söyle. Neden mi? Çünkü. Çünkü. Şey. Bunu ona yapamam. O bana her kanka dediğinde ben aslında ondan hoşlanıyor olacağım. Bu ona yalan söylemeye girer. Bunu ona yapamam. Söylesem zaten arkadaşlığımız bitecek. Tamam sarhoşken öpüşüyoruz ama bunları bilse zaten benimle bir daha görüşmez ki. Çünkü dostum o hetero ve ben lanet olsun ki bir kızım. (Çok tuhaf bir cümle biliyorum ama böyle yazasım geldi)
3. Görev: Kalacak bir yer bul. Kalacak bir yer bulma konusu sıkıntı değil dükkanda kalabilirim ama bazı geceler Ece hanım dükkanda içtiği için bana kızar. O geceler yine dışarda kalacağım.
Bir süre daha olanları düşünürken Onur ve Alp yer değiştirdi. Şaka mı bu? Cidden bu bok suratlı ile beni önde mi bırakacaksınız? Bu beni rahat bırakmaz ki.
Dediğim gibi oldu. Düz giderken beni dürttü. Uyandırmak amaçlı. Piç.
Sonuç ne mi oldu? Kaza yapmak üzereyken tekme atıyordum ve Mert. Benim biricik can parçam. Bana ihanet ederek kolumu ısırdı. Orospu çocuğu.
Tabi sonra bütün yolculuk boyunca Elena en ufak kavgamızda kafamıza vurdu. Bi ara adımı unuttum ve Onur uğuldadı. Lan biz her saniye kavga ediyoruz kafaya vurmak ne?
Peki ya Alp salağı neden sessiz? İnsan bi Onur'a kızar değil mi?
Yol boyunca Onur benimle ben Onur ile uğraştım. Yani baya bi kafa darbesi aldık ve çok kez kaza tehlikesi yaşadık. Sonuç. Hâlâ hayatta şerefsiz.
İlk olarak Elena'yı bıraktık. Sonra Mert'i bıraktık. Bizim evin önüne gelince Alp'e "Görüşürüz kanka." dedim. Onur piç piç sırıtırken kafasına vurdum. "Bu intikamdı." diyip gülümsedim. İnerken arkamdan "Anlaşmamız vardı ama?" diye bağırdı. Açık olan camdan "Biten anlaşmaydı o." dedim ve apartmana döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)
Teen FictionHikaye girlxgirl olduğu için okumak istemeyenler okumasın. Boyxboy da var. O yüzden okumak istemiyorsanız hiç başlamayın. Hastanenin koridorunda bana sanki yabancıymışım gibi bakan en yakın arkadaşım derin bir nefes aldı. "Biliyorum." dedi. Anlamadı...