Yorucu bir parti akşamından sonra Ece hanımdan yalvar yakar hafta sonu açmamasını istedik. O kadar rahat bir uyku çektim ki anlatamam. Rüya görmedim. Bu aralar rüya görmemeye başladım. O gördüğüm tuhaf saçma rüyalar artık sonra erdi.
Kalktığımda saat öğlen 1'di. Telefonu şarja takmıştım. Gerine gerine salona gittim. Telefonu elime aldığımda gelen aramalara baktım. Mert 37 kere aramış. "Öh amına koyayım" diye bağırdım. İstem dışı oldu pardon. Şimdi bu gerizekalı canım biricik kankam beni niye aradı?
Ardından mesajlara girdim.
My Other Half: 1.30 da her zaman ki yer.
Mesajı gördükten sonra saate baktım. 1.05 olmuştu. Hemen pantolonumu tişörtümü giyip çıktım. Savaş daha uyanmadığı için sorun olmaz umarım.
1.40 da Unutulmuş'a varmıştım. Motoru parkın içine soktum. Motordan inerken endişeyle ayağını yere vuran Mert'i gördüm. Neden elinde bilgisayar çantası var ki?
"Çok önemli şeyler var." dedi. Yere oturup bilgisayarı çıkardı. USB kablosunu çıkardı ve telefonu bilgisayara bağladı. Dalgaya vurup endişesini gidermeliydim. "Oğlum insan bi günaydın falan der." diyip gülümsedim.
Endişesi dağılsın diye dedim ama o bana kızgın bir şekilde baktı. Ellerimi teslim olur gibi göğüs hizasına getirip "Tamam tamam kızma." dedim. Gülmesini bekliyordum ama gülmüyordu.
Telefondaki resimleri bilgisayardan açtı. Resimlerde biz vardık. Savaş, ben, Mert ve Onur salağı. Savaş ve ben elimizde bira Mert ve Onur'un yanında dans ediyoruz. Ne var bunda şimdi?
"Ne var bunda?" diye sordum. Normal fotoğraf işte. "Bekle" diyip video kısmına girdi. Bir tane videoyu arıyordu. Bulduğunda açtı. Onur Mert'in omzuna kolunu atmış. Sonra Mert yanımıza geliyor. Biz Savaş'la dans ederken kollarımı onun boynuna dolayıp ensesinde birleştirdikten sonra kafamı boynuna gömüyorum.
"E bunda da bir şey yo-" sözüme devam edemedim çünkü gördüğüm şeyle dondum kaldım. Boynuna gömdüğüm kafamı Savaş eliyle çenemden tutup kaldırdı. Ona bakıyorum ve 2 saniye sonra beni öpüyor. Üstüne ben de ona karşılık veriyorum.
Gözlerim kocaman olmuş ve ağzım açılmıştı. Dün Savaş beni öpmüş. Bende onu öpmüş oluyorum değil mi? Hoşlandığım insancık ve en yakın arkadaşım beni öpmüş. Kıçını yediğim beni öpmüş. Ciddi ciddi beni öpm-
"Hey. Gerizekalı. Kendine gel." dedi Mert. Dalmışım. Ona döndüm. "Ağzın hala açık" diyip ağzıma hafifçe vurdu. "Beni öpmüş" dediğimde bana bakıp göz devirdi.
Ben şaşkınken videoyu durdurmuştu. "Daha devamı var" diyip videoyu kaldığı yerden oynattı. Savaş ve ben öpüşürken Mert "Woowwowowwuhuouh" diye bağırıyor. Mert'in omzunda bir kol vardı. Onur.
Öpüşürken geri çekilmiş ve Savaş'a bakıyordum. O da bana bakarken ikimizde sırıtmışız. Sonra onu elinden tutmuş ve onu başka bir yere -duvar dibine- götürmüşüm. Orda bitiyor video.
"Devamı yok mu?" diye sordum. "Ya-yani illaki vardır. Değil mi?" diye de ekledim. Başka bir videoya geçti. Bu sefer göz devirmedi. Hayret.Videoyu açmadan önce bana dönüp şevkatle baktı. Sonra videoya geçti. Karanlık ve dans eden insancıkların arasından geçip giden bir adet Mert vardı video da. Mert duvarın oraya gelince belime dolanan bacaklar olduğunu gördüm.
Savaş'ı duvara yaslamışım ve o da bacaklarını belime dolamış. Dudaklarını sömürdüğümü burdan anlamıştım. Savaş elini enseme atmış. Kendini biraz daha yukarı kaldırdı. Saçlarından yüzümü göremiyordum. Boynunu emiyorum sanırım ama emin olamıyorum.
Bi saniye. Bi saniye. Savaş'ın boynunda iz yoktu ki? Bu demek oluyor ki yanlış gözlem yaptım. Boynunu emiklememişim.
Mert videoyu durdurdu. Bir anda elini enseme attı. Ben öyle soğuk elle enseme dokunduğunuz da huylanacak insan değilim.
Mert "Tırnak izi yapmış." dedi. Ne? "Ne izi?" diye sordum. Tırnak izi derken? "Videoda baya hırpalamış gibiydi. Emin olmak için kontrol edeyim." dedi. Al işte salak.
Elini ensemden itip "Mert. Bu videodan Savaş'ın haberi olmasın. Bana at ve sakın silme." diyip kalktım.
Bilgisayarı çantaya koyup ayağa kalktı. "Nereye?" dedi. "Ben.... Eve sanırım." dedim. Elimden tutup "Seni yalnız bırakmayacağım. Unuttun sanırım. Ben senin herşeyinim." dedi ve anlımdan öptü. Derin bir nefes alıp "Sen olmasan ne yapardım ben?" dediğimde cilveli bir şekilde kıkırdadı.
Konuyu dağıtmak için "Bakıyorum ki Onur'la iyi anlaşıyorsunuz." dediğimde utandı. "Evet" dedi. Yanaklarını bastırıp "Ya sen utandın mı?" dedim. Gülümserken elimi itti. Tekrar aynı şekilde bastırıp "Iııı. Seni ırıspı çıcığı." dedim. Bu benim Mert'i sevme şeklim.
Mert'le motora binmeden önce Savaş'ı aradım. Anında açtı.
"Alo?"
"Savaş, Mert'i aldım eve geliyorum. İstediğin bir şey varsa alayım."
"Ekmek alsana iki tane."
"Tamam."
Mert'le önce markette uğrayıp sonra eve geçtik. Sürüne sürüne 4 katı çıktıktan sonra evdeki harika patates kızartması kokusu ile yorgunluğumuz dağıldı.
Her zamanki gibi bir hafta sonu geçirdik. Kahvaltı yaptık. Ölümcül Oyuncaklar izledik. Sigara içtik. Sonra Mert eve gitti.
Mert gidince Savaş kanepeye atladı. Benim ise düşündüğüm tek şey vardı.
Şimdi Savaş'ın yüzüne nasıl bakacağım ben?
Umarım seversiniz.
İyi okumalar 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)
Novela JuvenilHikaye girlxgirl olduğu için okumak istemeyenler okumasın. Boyxboy da var. O yüzden okumak istemiyorsanız hiç başlamayın. Hastanenin koridorunda bana sanki yabancıymışım gibi bakan en yakın arkadaşım derin bir nefes aldı. "Biliyorum." dedi. Anlamadı...