Evden çıkarken abilerime ve babama öpücük atıp çıkmayı asla ihmal etmem.
Anneme baktığımda umrunda bile olmadığımı tekrar gördüm. Beni neden umursamadığını hep merak etmişimdir. Her gece ağlamama ve kendimi güçsüz hissetmeme sebep olan kadına anne demek çok koyuyor insana.
Abilerimi çok severdim. Yakında büyük abimin düğünü vardı. Baya kıskançlardır. Can alıcı taraf babam ve abilerimin kasap olması. Kısmetlerim resmen koşarak benden uzaklaşıyor. Neden kasapsınız ki?
Babam bana hep şevkatle yaklaşmıştır. Bana annemin umursamamazlığını hissettirmemeye çalışıyor. Keşke başarılı olsa.
Okula giderken sahte bir gülücük daha oluşturmalıydım. Deniz ve Elena'nın yanına böyle gidemem.
Deniz iyi biri gibi duruyor ama bunu her seferinde inkar ediyor. Elena da soğuk duvar. Asla samimi davranmıyor. Neyse ki böyle şeylere alışığım.
Sınıfa girdiğimde Elena'nın gelmiş olduğunu ama Savaş ve Deniz'in daha gelmediğini gördüm. Şalımı dokunup Elena'nın yanına gittim. Neden bilmiyorum ama her sınıfa girdiğimde şalıma dokunurum.
Dersin başlamasına on dakika kala Savaş sınıfa girdi. İyi gözükmüyordu. Sanırım dört katı hızlı çıktı.
Ders başlamadan bir-iki dakika önce Deniz sonunda sınıfa girdi. Leş gibi sigara kokuyordu.
Deniz Elena'nın yanına otururken bana kafasıyla Elena'yı gösterip 'Ne oldu' işareti yaptı. Dudak büzüp ellerimi havaya kaldırdım. 'Bilmiyorum' işareti işte.
Dersler çok sıkıcı geçiyordu. Bir ara "Hocam bırakında dışarı çıkıp gerçek aşkımıza kavuşalım." diyecektim. Biraz daha dayanıp kafamı sıraya gömdüm.
Uyandığımda 8. dersin sonuna gelmiştik. Çok uyuyorum evet. Deniz çantasını takıp "Rekor kırdın sonunda." dedi. Gözlerimi anlamadığım şekilde bir kaç kez kırptım. Elena "8 saat nasıl uyur bir insan?" dedi.
Çantamı alıp resim sınıfına gittim. Deniz'in işe yetişmesi gerektiği için kursa kalamadık. Elena ile beraber okuldan çıktık. Onu durağa götürdüm. Normalde onun da Deniz gibi motoru var ama bugün canı istemediği için motorunu yanına almamış.
Eve giderken ister istemez somurtuyordum. Yine eve gidip anne dediğim kadını görecektim.
Eve girince yengemle karşılaşmayı beklemiyordum. Annem benden daha çok sevdiği kuzenimle alışverişe çıkmış ve yengemi tek başına evde bırakmış.
Hızlıca mutfağı toparlayıp yemek yaptım. Abim yengemi dükkana çağırdığı için bana yardım etmeye kalamadı. Yakında düğünleri var.
Mutfağı topladım, bulaşıkları yerleştirdim, çamaşırları astım, yemek yaptım ve odamı topladım ama o kadın bana bir aferin bile dememişti. Gözüne girmek için çok çabalıyorum ama başaramıyorum. Sanırım bunun nedenini asla öğrenemeyeceğim.
Tekrar gece olmuştu. İstemeden yanağımdan bir damla aktı. Neden bir kez olsun bana annelik yapmadı ki? Ben onun kızı değil miyim? Kuzenimi benden daha çok seviyor.
Kuzenim tam bir çift başlı yılan. Ondan yetenekliyim. Resim yapmakta iyiyim ve makyaj yapmakta da fena sayılmam ama benim yerime o yeteneksiz yılanı seçiyor. Kalbim acıyor be anne. Neden kızını görmüyorsun?
Bir keresinde kahve yapmam istenmişti. Türk kahvesi. Nasıl yapacağımı bilmiyordum. Daha 10 yaşındaydım. Kahvesini bol atmışım. Bu yüzden dayak yemiştim. Başta tokat atıp sonra terlikle vurmuştu. Bu dayakla son kalacağını düşünmüştüm ama bu sonun başlangıcıymış.
Bir damla daha gitti. Bana neden vurdun anne?
Bir damla daha gitti. Neden sanki beni yanlışlıkla doğurmuş gibisin?
Bir damla daha. Neden kendimi bir makine gibi hissediyorum? Sadece ev işlerine yardım eden biri gibi?
Bir damla daha. Neden kullanılıyormuşum gibi?
Bir damla daha. Neden beni sevmedin be anne?
(Y.N: Çok duygusal oldu be. Ağlamamak için direniyorum.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşıydık (Girlxgirl)
Fiksi RemajaHikaye girlxgirl olduğu için okumak istemeyenler okumasın. Boyxboy da var. O yüzden okumak istemiyorsanız hiç başlamayın. Hastanenin koridorunda bana sanki yabancıymışım gibi bakan en yakın arkadaşım derin bir nefes aldı. "Biliyorum." dedi. Anlamadı...