"Seni bilmem ama ben Beld'in yeteneğine kefilim ve o yapabileceği bir şey olmadığını söylüyorsa, doğrudur," diyerek tartışmaya son noktayı koydu Kaan. İsmail'in bu konudaki hassasiyetini bildiğinden devam etti. "Artık wargotzlara karşı farklı taktiklerimiz var ve okçularının da bu taktikleri uygulamamızda farklı görevleri olacak."
Çok konuşkan biri olmayan Beld, eserlerine eleştirel şekilde yaklaşıldığında susmak bilmiyordu anlaşılan. "Şu yaya bir bakın lütfen," diyerek İsmail için özel olarak yaptığı son yayı uzattı DarkKahn'a. "Daha iyisini gördünüz mü? Söyleyin." İsmail'in bir süreliğine avucunda kurcaladıktan sonra masaya bıraktığı metal parçalardan birini de görebileceği şekilde uzattı. "Ayrıca tek tek işleyerek bu zırh delici ok uçlarını yaptım. Şu ana kadar delemediği bir zırh çıkmadı."
Beld'in yeteneğini bilen ve faydasını yadsımayan Kaan, ilgisini çekmese de dinliyordu demircinin dertlerini. Herkes bazen biraz ilgiye ihtiyaç duyardı. Beld de bu ilgiyi sonuna kadar hak ediyordu. Bir yandan yayı inceliyordu ve kılıç hırsızlarını aradıkları gün Ticaret Şehri'ndeki tezgâhların hiçbirinde elindeki yayın kalitesine denk bir şey gördüğünü hatırlamıyordu. Daha önce yay kullanmamıştı fakat elindeki yay gerçekten hoşuna gitmişti. Telini germek istedi ve Beld onu durdurdu.
"Lütfen teline dokunmayın efendim."
"İstersen dışarıda konuşalım Beld! Hiçbir şeye dokundurmuyorsun," diyerek yayı masaya bıraktı. Kalkanları incelemesine de izin vermemişti. Ne oluyordu bugün Beld'e?
"Eldiven kullanmazsanız elinizi yaralayabilirsiniz. Oldukça ince, gergin bir teli var," şeklinde mahcup bir açıklama yaptı Beld.
"Yahu wargotzların boynu, karnı açıkta değil mi? Adamı sıkboğaz edeceğine daha iyi nişan alsana İsmail," diyen Okan da yay muhabbetinden sıkılmıştı anlaşılan.
"Bindikleri yılanımsı şeyler kıvıl kıvıl hareketliler biliyorsun, hem biz de dağın tepesindeydik. Nasıl boyunlarına nişan alabilirim?" Belki de sadık nasorunu o savaşta yitirmiş olmasının etkisiyle bu konuyu oldukça ciddiye alıyordu İsmail.
"Neyse İsmail, dediğim gibi; okçular sadece wargotzlar için değil. Hem bir sonraki karşılaşmamızda, hareketlerini kısıtlamanız yeterli olacaktır. Gerisini mancınıklar ve mızraklar halledebilir. Şu, el sürdürmediğin kalkanlar ne durumda Beld?"
"Dmerdin'in verdiği bir tarifle, aleve dayanıklı bir karışım hazırladık. Kalkanları ve mızrakların uç kısımlarını bununla sıvıyoruz. Sizin incelemeye çalıştığınız kalkanlar henüz kurumamıştı. Yaşken bu karışıma dokunulmaması gerektiği hakkında Dmerdin sıkıca uyarmıştı beni."
Bilmediği bir konu hakkında Beld'e çıkıştığı için mahcup olan Kaan konuyu değiştirdi. "Atölyenin önündeki mancınık; prototip mi, yoksa tamamlanmış hali mi o kadar?"
Birkaç saniye düşündü Beld. "Prototipi anlamadım efendim ama mancınığımız çalışır vaziyette," dedi sonra.
"Daha büyük olamaz mı?"
Kapıdaki mancınık gerçekten oldukça iriydi. DarkKahn'ın daha büyük bir şey istemesine şaşırmıştı Beld. "Aslında olabilir fakat kapıdan sığmaz, ayrıca taşıması oldukça güçleşir."
"Peki, sökülür-takılır biçimde bir şey tasarlarsan; o zaman daha büyük olabilir mi?"
Anlaşılan bugün herkes Beld'in sınırlarını zorlayacaktı. Yine de İsmail'in aksine DarkKahn sadece daha fazlasını istemiyor, bir öneri de sunuyordu. Yeni önerilere her zaman açıktı Beld ve kendini geliştirmekten çekinmezdi. Lakin bazı sıkıntılar vardı. "Bunu araştıracağım efendim. Yalnız, üretimimiz oldukça ağırlaştı. Elimde yeteri kadar çalışan yok."
![](https://img.wattpad.com/cover/166483286-288-k293844.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mortedra 2 - Bir Kralın Düşüşü (Tamamlandı)
FantasyMORTEDRA serisinin ikinci kitabıdır.