"Cevabını umursamasan da fikrimizi sorduğun zamanların kıymetini bilmedik diye böyle oldu değil mi? Sen de haklısın aslında; ne zaman onay istesen, biz hep şikâyet ettik!"
Yanında İsmail, arkasında Rubin ile kalenin kapısı önünde bekleyen Okan; azarlamak için Dmerdin ve Kaan'ın içeri girmesini bekleyememişti. İkilinin, beş gün kadar süren kısa (!) ve gizli yolculuğundan hiç hoşnut olmadığı her halinden belliydi. İsmail nispeten daha sakin görünüyordu. Rubin ise sadece efendisini karşılamaya çıkmıştı. Gidişinden haberdar olsa da nereye gittiğini ya da ne zaman döneceğini bilmiyordu. Şimdi de efendisi olan biteni en ince detayına kadar anlatsa ya da hiçbir şey olmamış gibi yanından geçip gitse yine Rubin için bir şey fark etmeyecekti.
Olumlu geçen kuldra görüşmesinin ardından sağ salim kaleye dönebildiklerine sevinen Dmerdin, iki insanoğlunun yüzleri asık şekilde kapıda beklemesine şaşırmamıştı. Olan biteni anlattığında her şeyin tatlıya bağlanacağını düşünmüştü fakat Okan'ın yaptığı çıkışla, biraz hayalci davrandığını anlamış, konuşma işini bir süreliğine DarkKahn'a devretmeye karar vermişti. Okan'ı severdi, iyi birisi olduğuna dair şüphesi yoktu. Yine de sinirlendiği bir anda önüne çıkmak istemiyordu.
Olayların buraya gelmesinin tek sebebi Dmerdin'e verdiği sözdü ama genç milendarı, Okan'ın önüne atmak gibi bir düşüncesi yoktu. Sözü veren kişi olarak karşılığıyla da yüzleşmek zorunda olduğunu kabullenmişti Kaan. "Durum bildiğiniz gibi değildi Okan, açıklamama izin verirsen..."
"Okan'ı bilmem ama ben izin vereceğim," dedi İsmail. "Lütfen bana açıkla. Geçen sene karşılıklı kılıç çektiğimiz birini yanına alarak, bize haber verme gereği dahi duymadan ortadan kaybolmanı nasıl karşılamalıyız?"
"Dmerdin bizim dostumuz İsmail! Sen ne söylediğinin farkında mısın?" diyerek sert çıktı Kaan. Olayın Dmerdin'e, özellikle de bu şekilde bağlanmasına müsaade edemezdi.
"Dmerdin, konu sen değilsin. Lütfen bizi yanlış anlama," diye araya girdi Okan. Genç milendar anladığını belirten bir hareket yaptıktan sonra Kaan'a döndü tekrar. "Wulcan da dostumuzdu, şimdi nerede? Adamın yatağının altına kadar baktım sen yokken. Ne bir not bırakmış, ne bir iz. Hem onun da 'dostum' dediği bir büyücüsü vardı hatırlarsan. Dostluklarının ne şekilde sona erdiğini biliyoruz." Tekrar Dmerdin'e döndü. "Dmerdin konu sen değilsin, arkadaşımızın karar mekanizmasında bazı sıkıntılar var."
Bu açıklamadan sonra, orada daha fazla durmasının gereksiz olduğunu anlayan Dmerdin, arkadaşları baş başa bırakarak hızlı adımlarla şatoya doğru hareketlenmişti.
İsmail'in yaptığı girişi, Okan daha anlaşılabilir şekilde doldurmuştu ve Kaan'ın da aksine söyleyebileceği bir şey yoktu bu konuda. Öyleyse konuyu uzatmasının bir anlamı da yoktu, en kısa yoldan özür dilemek en iyisiydi. "Haklısın Okan, İsmail sen de haklısın. Düşüncesiz bir karar aldım..."
"Her zamanki gibi," diyerek araya girdi Okan. İsmail ise açıklamanın devamını bekliyordu.
"Size söz veriyorum bir daha böyle bir şey olmayacak. Bir daha saçma bir işe kalkışacağım zaman size kesinlikle haber vereceğim. Bu arada nereye gittiğimi merak ettiyseniz, fırçamı peşinen yediğime göre anlatabilirim artık. Uğursuz Orman'ın ötesine geçtik. Kuldra diye bir ırkın reisiyle tanıştırdı Dmerdin beni. Nasıl iletişime geçeceğimizi ya da bir daha ne zaman, nerede görüşeceğimizi henüz bilmesem de müttefik olduk. Kesinlikle bir mazeret sayılmayacak olsa da görüşmeye yalnız gitmem gerekiyordu. Biraz daha azarlamak isterseniz yarını bekleyin lütfen. Alışkın olmadığımdan; at sırtında gitmekten kalçalarım ağrıyor. Ha bir de kuldra reisiyle teke tek mücadeleye girmem gerekti anlaşma sağlayabilmek için, onun da yorgunluğumda etkisi olabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mortedra 2 - Bir Kralın Düşüşü (Tamamlandı)
FantasyMORTEDRA serisinin ikinci kitabıdır.