BÖLÜM XIII - HALDERMORTH - (Part 1)

204 30 0
                                    

(Sessizler'in Yuvası)

Tek Olan'ın favori gezegeni Dünya, favori yaratıkları ise hiç şüphesiz insanoğullarıydı. Bunun temel sebebi ise insanoğullarının, Mortedra insanlarının bir üst modeli olmasıydı. Tek Olan, yarattığı türler arasında bir tek insan ırkını geliştirmeye layık görmüştü. İlk güncelleme denemesi olan aldorların ömrü kısa sürmüştü. Aldorlar ile kıyaslanamayacak derecede zayıf olan insanoğulları, beklentisini karşılamıştı fakat orijinal ürün olan Mortedra insanlarının yeri her zaman ayrı olacaktı.

Bir büyücü olmasının yanı sıra oldukça zeki bir insanoğlu olan Milla'nın DarkKahn tarafından başlatılan sorgu sürecini andırır sohbette anlattığı birçok şey doğru olmakla birlikte eksikti. Milla, Mortedra tarihinin en gizli cemiyetinin bir üyesiydi ve kendisine verilen görev adına Perlanos'a gelmiş, DarkKahn'ın hizmetine girmişti. Adı 'Sessizler' olan cemiyetin varlığı, Quaron'un tanrılar katına çıktığı döneme kadar uzanıyordu, merkez üssü ise yüzyıllarca değişmemişti. Mevcudiyet süresi düşünüldüğünde, korumayı başardığı gizem takdire şayandı.

Mortedra'nın merkezinde bulunan Septagram Dağları, halk arasında Haldermorth olarak bilinirdi. Tanrı lisanındaki gerçek manası 'Mortedra'nın Kafesi/Zindanı' olsa da insanlar burayı 'Mortedra'nın Kalbi' olarak tanımlıyordu. Bazılarına göre bu 'kalp' yedi dağın arasında kalan bölgeydi, bazılarına göre ise yedi dağın eteklerini de içine alan daha geniş bölge. Mortedra tarihinin en gizemli cemiyeti işte tam da bu bölgede; anlatılanlardan, bilinenlerden ve görülenlerden çok daha fazlası olduğunu keşfeden yedi rahip tarafından kurulmuş, uyguladığı politika neticesinde 'Sessizler' adını almıştı. Kapıları dolaşarak, sokaklarda çığırtkanlık yaparak ya da meydanlarda kitlelere hitap ederek; cahil, zayıf, açgözlü, korkak demeden insanları çağırmak onlara göre değildi. Gücü elinde bulunduran, düzeni değiştirebilecek vizyona sahip, çoğunluğun selameti için azınlıklardan vazgeçebilecek cesarette kişilere ulaşıyor, gerekçelerinin tamamını açıklamadan, yapılması gerekenin yapılmasını sağlıyorlardı. Nadiren, Milla gibi tekil kişilere ulaştıkları da oluyordu. Bunun sebebi de kartopu etkisine inanmalarıydı. Bazen görüler bazen de sesler aracılığıyla, ulaşılması gerektiğini düşündükleri kişiye ulaşıyorlardı. Ulaştıkları kişi ise fiziksel hiçbir temasta bulunmadığı halde Sessizler'in bir parçası olduğunu bilerek ve bu konuda sessizliğe gömülerek hayatına devam ediyordu.

Tarihin başlangıcından itibaren Mortedra'nın en kritik bölgesi her zaman Haldermorth olmuştu. En büyük maden kaynaklarının burada bulunmasının yanı sıra, bilinen ve inanılan en eski tanrıların (yedi tanrının) heykellerinin bir zamanlar bu dağların zirvelerini süslüyor oluşu, insanların bölgeye olan ilgisini her daim canlı tutmuştu. Bu; zengin ve kutsal topraklara egemen olmak, asırlar boyunca, yüzlerce krallığın hayallerini süslemişti. Savaş Tanrısı Quaron, tanrılar katına çıkmadan kısa bir süre önce Haldermorth'a uğramış ve giderken –sebebi, tanrılar haricindekiler için ilelebet gizemini koruyacağı üzere- tanrı heykellerini de parçalamıştı. Quaron'un kısa ziyaretinin ardından uzun bir süreliğine tüm zenginliğini ve parıltısını yitirmiş olan Haldermorth yine de insanların gözündeki kutsal değerinden hiçbir şey kaybetmemişti. Üstü ve altı verimsizleşen toprakları için oluk oluk kan akıtılmaya devam edilmişti.

Quaron'un Haldermorth'u ziyaret etmiş olması ve giderken tanrı heykellerini parçalamış olması, bilinen ve bütün tarih kitaplarına işlenmiş olan bir gerçekti. Kitaplarda geçmeyen/geçirilmeyen ve insanların hafızalarından silinen/sildirilen bir gerçek daha vardı. Her tanrı heykelinin ayağında, o tanrı adına inşa edilmiş bir tapınak bulunuyordu ve heykellerle birlikte bu tapınaklar da yıkılmış, tapınakları mesken edinmiş rahiplerden bir daha haber alınamamıştı. İnsanların, tanrıları tanımasına aracı olan ve birçok dini inanışın kaynağını oluşturan tapınakların varlığı bir şekilde unutulmuştu. Hâlbuki bir zamanlar -insanlar tarafından inşa edilmiş olmalarına rağmen- en az Septagram Dağları kadar, dağları süsleyen tanrı heykelleri kadar, hatta Haldermorth'un bütünü kadar kutsal sayılıyordu bu tapınaklar. Dini inancı ya da politik görüşü ne olursa olsun, Haldermorth'ta güç sahibi olan kimseler hiçbir zaman tapınaklara dokunmadıkları gibi üstüne tapınakların her türlü ihtiyacını karşılamayı bir görev bilmişti. Peki, sonra ne olmuştu?

Mortedra 2 - Bir Kralın Düşüşü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin