Yeni Bir Gün Gibisi (Part 3)

175 32 0
                                    


Düşünmek için biraz bekledi Kaan. Dmerdin'e güvenmekten yana sıkıntısı yoktu fakat söylediğine göre kimseye haber vermeden bu görüşmeye gitmeliydi. Arkadaşlarının böyle durumlardan hiç hoşlanmadığını biliyordu. Daha önce bu sebepten dolayı yeterince öğüt dinlemişti. Biraz daha öğüt dinlemenin kimseye bir zararı dokunmazdı. "Pekâlâ," dedi en sonunda. "Ne zaman ve nerede görüşeceğiz?"

"Sizin için de uygunsa şimdi yola çıkabiliriz. Nereye gideceğimizi ise söyleyemem. Bu konuda onlara bir söz verdim, teklifi kabul edip etmemek size kalmış."

Gülümsedi. "En azından, Rubin'e bir süreliğine buralarda olmayacağımı söylemeliyim. Sorun olur mu?"

Hayır, manasında başını salladı Dmerdin. Kapı çalındı, kendinden bahsedildiğini hissetmiş gibi Rubin gelmişti. "Efendim ronini getirdik, taht odasında sizi bekliyor."

"Geliyorum," dedi. Rubin odadan çıkmak üzereyken ardından seslendi. "Bir süreliğine kalede olmayacağım. Merak eden olursa söylersin, kısa bir işim var. Dönünce ne olduğunu anlatırım."

"Nasıl isterseniz efendim."

Rubin, diğerlerine de haber vermiş olmalıydı. Kaan taht odasına giderken İsmail ve Okan da şatoya girmişti. "Ronin var dediler, geldik," dedi Okan.

Samuraylar ya da roninler; bunların, Dünya'ya ait şeyler olması gerekiyordu. Mortedra'da böyle şeyler olabileceği daha önce hiç aklına gelmemişti fakat odaya girdiğinde gördüğü savaşçı, farklı silahları ve kıyafetiyle bir samuraydı işte. Gözlerini bir bez parçasıyla bağlamıştı sebebi bilinmedik şekilde. Odada birkaç sandalye olmasına rağmen tahtın karşısında, dizleri üstüne çökmeyi tercih etmişti.

Okan yanına yaklaştı, elini ağzına siper ederek kısık sesle, "Adam kör galiba," dedi. Kaan anlamsız bakışlarla kendisini süzünce; iki parmağıyla, gözlerini gösterdi ve adamı işaret etti.

"Uzun zaman önce gözlerimi yitirdim savaşçı dostum fakat hâlâ duyabiliyorum." Roninin açıklaması İsmail'i gülümsetmişti.

Ağzına siper ettiği eliyle ne kadar saçma bir görüntü oluşturduğunu anlayan Okan elini indirmişti.

"Demek bir roninsin," dedi Kaan. Karşısındaki savaşçı Mortedra insanlarındandı. Bu gezegende samuraylık var mıydı, nerede vardı, yoksa bir insanoğlu mu bu öğretiyi yaymıştı, sormak isterdi fakat bir an önce Dmerdin'in bahsettiği muhtemel müttefikiyle görüşmek istediğinden bu soruları sonraya saklayacaktı. Lakin bir şeyi öğrenmesi gerekirdi. "Efendine ne olduğunu anlatabilir misin?"

"Öncelikle; adım Serizawa, 'İki Ruhlu Yalnız İntikam' olarak bilinirim. Mortedra'nın diğer ucundan, güneyde hayat olan son kıtadan; samurayların vatanı Ginzgu'dan geliyorum."

"Adam amma reklam yaptı," diyerek yanındaki İsmail'e fısıldadı Okan.

"Savaşçı dostum, benim felsefeme göre; geldiğin yeri bilmiyorsan, gideceğin yeri de bilmiyorsundur," dedi ronin. Ses tonundan, alınmadığı anlaşılıyordu.

İsmail ise roninin lakabına takılmıştı. 'Mahşerin Dört Atlısı' mı daha enteresan ve gereksizdi yoksa 'İki Ruhlu Yalnız İntikam' mı, kafasında tartmaya çalışıyordu. Okan sayesinde, roninin işitmekte bir güçlük çekmediğini anlamıştı. Düşüncelerini şimdilik kendine saklayacaktı.

Her geçen saniye, samurayla görüşmek için acele ettiğine daha da pişman oluyordu Kaan. Tahmininden uzun sürecek bir görüşme olacağa benziyordu, özellikle de Okan araya girmeye devam ederse. Dmerdin'e baktı, ilgiyle ronini izliyordu. Geç kalmış bir havası yoktu ama o bir milendardı, duygularını gizleyebilirdi. Elini ağzına götürdü ve fermuar hareketi yaptı Okan'a, susması için. "Lütfen devam et," dedi ronine.

Mortedra 2 - Bir Kralın Düşüşü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin