Mortedra 2 - Bir Kralın Düşüşü (Tamamlandı)

Ebedi Muhafızlar (Part 2)

İlk başta ne olduğunu çözememişti Kaan. Kuldra reisi, tam üzerinde daireler çiziyordu. Daldan dala, sarmaşıktan sarmaşığa atlıyor; bazen yükselip bazen alçalıyordu. Anlaşma tamam mıydı, reisin kutlama şekli bu muydu, diye düşünürken bir kükreme duydu ve kısa saplı bir balta kulağının yanından geçip yere saplandı. Derken bir başkası geldi falsolu şekilde. Ondan da kurtulmayı başardı ve kılıcını çekti.

Hareketleri bir an olsun yavaşlamayan reis, falsolu atışlar yapmaya devam etti bir süre daha. Kısa saplı baltaların birkaçını kılıcıyla karşıladı Kaan, birkaçından da sıyrılarak kurtuldu. İhtiyar demircinin hediyesi olan kılıcı ilk defa kullanma fırsatı buluyordu ve oldukça memnun kalmıştı. Bir sünger gibi çarpışmanın şiddetini emen kılıç, elini hiç yormamıştı.

Belindeki baltaları tüketen reis bir sarmaşıkla DarkKahn'ın üzerine doğru süzülmüş ve birden sarmaşığı bırakarak taklalar eşliğinde yere inmişti.

Arkasını döndüğü gibi reisin iri baltasıyla yüzleşti Kaan, son anda eğildi. Devamında iri balta ve siyah kılıç çarpışmaya başladı.

Kuldra reisi her hamlesinde baltasıyla birlikte hareket ediyor, takla atıyor, eğiliyor, zıplıyor, adeta dans ediyordu. Sağa, sola, geriye adım atarak hamlelerden kaçan Kaan ise reisin şovuna ayak uyduramayacağının bilincindeydi. Bu testin daha ne kadar süreceğini ve testten geçmek için ne yapması gerektiğini merak ediyordu fakat durup da bunu soracak fırsatı bulamıyordu. Takip etmesi bile gözlerini yorarken, reisin hiçbir yorgunluk belirtisi göstermemesi şaşırtıcıydı. Baltalı dans gösterisi bir anda son buldu. Reis dört beş metre önünde durdu. Önemli bir sırrı paylaşmak üzere olan birinin, karşısındakinin güvenilirliğini sorgularcasına dikkatle baktığı gibi; kendisini süzmeye başladı. Uzun süren savaş dansının aksine oldukça kısa sürmüştü bu bakışma. Bir anlığına reisin gülümsediğini ve testin bittiğini sandıysa da iri balta havada daireler çizerek üzerine doğru gelince yanıldığını anladı. Son anda yana doğru bir adım attı ve dibinden geçen baltanın ağaca saplanmasını izledi. Devamının gelmesini bekleyerek, bakışlarını reise çevirdi.

"Sen çevik," dedi reis. Gözleri çevreyi dolaştı. "O çevik!" diye haykırdı. Çıt çıkarmadan mücadeleyi izleyen diğerleri, reisin kendilerine hitap etmesini bekliyormuşçasına bir anda tekrar coşmuştu. Bağırıyor, çığlık atıyor, göğüslerini ve yeri yumrukluyorlardı. "O cesur!" diye haykırdı reis. Diğerleri baltalarını birbirine vurarak, metalik bir çınlamaya boğdular ormanı. Bir yandan da "O cesur!" diyerek çığlık atmaya başlamışlardı. "O bizden," diye haykırdı reis. Diğerleri de metalik ritmi bozmadan tekrar ettiler: "O cesur!", "O bizden!"

Dmerdin yanına gelip "Artık sakinleşebilirsin, testi geçtin," demeseydi; savunma pozisyonunda uzun bir süre daha bekleyebilirdi. Söyleneni yaptı. Tedirgin bir şekilde, yavaşça kınına soktu kılıcını. Testi geçtiğine göre bir yerde oturup; Crona'dan, gelecek savaşlardan, mevcut durumdan falan bahsedeceklerini düşündüyse de öyle bir şey olmadı. Bir mağazaya girip, aradığını bulamadığı için çıkan kimsenin sakinliğiyle ormanı terk eden Dmerdin'i takip etti. Yanından geçerken reisin başıyla verdiği selama, aynı şekilde karşılık verdiler sadece ve hiçbir şey olmamış gibi devam ettiler.

El sıkışmamış, üzerine tek bir kelime konuşmamış olabilirlerdi fakat anlaşma sağlanmıştı. Atlarına bindiklerinde daha fazla dayanamadı Kaan. "Hamle yapmaya fırsat bile bulamadım, testi nasıl geçtim anlamıyorum," dedi. "Daha en başından; er ya da geç kaybedeceğim belliydi."

Dmerdin gülümsedi. "Testiniz, tek başınıza buralara gelmeyi kabul ettiğinizde başlamıştı ve reis ne kadar iyi dövüştüğünüzü değil, cesaretinizi ölçmek istiyordu. Yoksa kuldralar sabit bir hedefi asla ıskalamazlar. Bu gerçek bir mücadele olsaydı, reisin fırlattığı ilk balta hayatınıza son verebilirdi. Sadece, pes edip etmeyeceğinizi öğrenmek için devam etti."