BÖLÜM III - DAVET (Part 1)

234 36 1
                                    


İkinci kez oluyordu. İkinci kez, DarkKahn ile farklı fikirleri savunuyorlardı ve kendi fikri dikkate alınmıyordu. Oysa yönetimde ortak olduklarını söylemişti DarkKahn fakat bir durum hakkında karar verme noktasına gelindiğinde Wulcan'ın oyu yüzde ellinin altında bir değerde kalıyordu. Takıldığı konu, yönetimde üstünlük falan değildi aslında; fikir ayrılığı yaşanan noktalarda, seçenekler üzerinde yeterince düşünülmeden DarkKahn'ın kararının kabul edilmesiydi. Aynı süratle kendi kararının kabulünü de istemiyordu elbette. İttifak dönemindeki toplantıları hatırlıyordu; mazeretsiz tüm ittifak üyelerinin katılımıyla başlayan toplantılar, küçük ayrıntılarda boğulmaları nedeniyle saatlerce sürerdi. Buna rağmen tek bir konu hakkında karar almak için birden fazla toplantı yapılması gerekirdi. Belki de Wilford ve dostlarının -kendisinin katılmadığı bir toplantıda- aldıkları en hızlı karar; Lanetli Kale'ye saldırılması kararı olmuştu ve onun da nasıl sonuçlandığı ortadaydı. Saatlerce süren, o sıkıcı toplantıları özlemiyordu Wulcan ama önemli ya da önemsiz olmasına bakılmaksızın tüm konularda, ivedi kararlar alınmasını doğru bulmuyordu. Özellikle de önemli konularda.

Önce milendarlar meselesinde zıtlaşmışlardı. DarkKahn daha fazla esir tutulmalarına bir gerek olmadığını söylemiş ve serbest bırakılmalarını önermişti. Buna kesinlikle müsaade edilmemesi gerektiğini savunmuştu Wulcan ama başarılı olamamıştı. Sanki fikir danışmak için değil de önceden alınmış bir kararın tebliğ edilmesi amacıyla çağrılmıştı toplantıya. Onay vermediğini açık bir şekilde ve gerekçeleriyle birlikte bildirmişti. Milendarlar, Kral Wilford'un şahsi düşmanı değildi ki Wilford'un ölümü onların durumunda bir değişikliğe sebep olsun. Onlar, Crona'nın müttefikleriydi ve son baktığında Crona ile bir ateşkes imzalamamışlardı. Ancak kimseyi ikna edememişti.

Bir söz verdiğini tekrarlıyordu DarkKahn. Eğer savaşmak istemiyorlarsa milendarları savaşın dışında tutabileceğinin sözünü vermişti. Sözü de kısa süreli toplantılarında aldığı kararlar gibi bir anda vermiş olmalıydı, yeterince düşünmeden. Eğer milendarlar gerçekten savaşmak istemiyorlarsa Crona onları nasıl zorlamış olabilirdi? Kesin ölümle karşılaşacaklarını bildikleri bir savaşa girmeleri için nasıl bir tehdit altında olabilirlerdi? Wulcan bunu anlamakta güçlük çekiyordu, DarkKahn da anlatmakta.

Sonuçta DarkKahn'ın istediği olmuştu. Milendarlar, Uğursuz Orman'ın ötesindeki –Crona'nın hükmü altındaki- topraklarda bulunan yerleşkelerine dönmek üzere özgür bırakılmış, içlerinden biri -Dmerdin adındaki milendar- kendi isteğiyle DarkKahn'ın yanında kalmıştı. Irkının diğer üyeleri gibi bu Dmerdin'e de hiç güvenmiyordu Wulcan. Dmerdin'in de kendisini kuşkuyla süzdüğünü hissediyordu. Sanki gizli bir planı vardı ve DarkKahn'ı kandırmayı başarmıştı ama kendisini oyuna getiremeyeceğini biliyordu. Diğer altı milendarın neler bildiğini ve geri döndüklerinde ne anlatacaklarını bilmese de iyi şeyler olmayacağını tahmin ediyordu.

İki ay kadar süren kasaba ziyaretleri esnasında Dmerdin de onlara eşlik etmiş, tüm kalelerin, kasabaların yerlerini öğrenmişti. Hatta aynalı odadan ve haritalardan da haberi vardı. Geçen süre boyunca ne zaman DarkKahn ile görüşse Dmerdin yanlarında bitmişti. Yaklaşık bir sene önce savaş alanında birbirini öldürmeye çalışmış iki kişinin bu kadar yakınlaşmasını doğru bulmuyordu. Yine bir karar aşamasındaydılar ve Dmerdin yanlarındaydı.

Uzun bir süredir Özgür Krallar ittifakının zayıf anını kollayan Torin Krallığından bir elçi gönderilmişti. Kral Kenton'un oğlunun ilk yaşını doldurması şerefine bir şölen düzenlenmişti. İki özgür kral; Wulcan ve DarkKahn da kutlamaya davetliydi. İki taraf arasındaki bağları kuvvetlendirmekten söz ediliyordu. Davetin altında Kral Markton'un mührü vardı. DarkKahn ile Markton arasındaki husumeti bilmeyen Wulcan, davetin altında neden Kenton yerine Markton'un mührü olduğunu sorgulamamış, zaten mesajın içeriğinden yeterince şüphelenmişti. DarkKahn aptal biri değildi, buna inancı tamdı. Milendarları serbest bırakmasına dair hâlâ mantıklı bir sebep bulamamıştı ama davete olumlu bakması gerçekten kabul edilebilir gibi değildi.

Mortedra 2 - Bir Kralın Düşüşü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin