Büyücü (Part 4)

185 30 0
                                    


Dönüş yolunda, kendine özgü şekiller ve bilinmedik bir dilde yazılarla meydana getirdiği haritasıyla mücadeleye girmiş bir büyücüyle karşılaştılar. Aslında mesleğini bilmiyorlardı fakat yüze gölge düşüren büyük başlıklı uzun tunikler Mortedra'da sadece büyücüler tarafından kullanılıyordu. Yazılı olmayan bir kanun muydu yoksa büyücüler gizemli görünmekten mi hoşlanıyorlardı bilinmez ama bu böyleydi.

"Yardımcı olabilir miyim genç bayan? Sanırım bir yeri arıyorsunuz," dedi gruptan ayrılarak büyücünün yanına varan Dmerdin.

"Bizim ihtiyar hızlı çıktı," dedi Okan yanındaki Kaan'a.

"Ya da bizden daha centilmen," dedi Kaan. Omzundaki yara zonklamaya başlamıştı. Bir an önce kalesine dönmek, kendisini Wilford'dan hatıra kalan şifacılarının şefkatli ellerine bırakmak istiyordu. Bu sebeple Dmerdin büyücüyle ilgilenirken durmamış, yola devam etmişti. Büyücünün; "Lanetli Kale'yi arıyordum," dediğini duyduktan sonra bile hızını kesmemişti.

"Biz de oraya gidiyoruz, dilerseniz bana eşlik edebilirsiniz," diyen Dmerdin, kızıl saçlı bayanı atının terkisine almak için elini uzattı. Büyücü hiç düşünmeden bu teklifi kabul edip Dmerdin'in arkasına binmişti. "Özel değilse Lanetli Kale'yi ne sebeple aradığınızı öğrenebilir miyim?" diye sordu sonra.

"Mortedra'nın yarısında DarkKahn adında bir hükümdarın ismi dolaşıyor. Bazıları bir kurtarıcı olduğunu söylüyor, bazıları ise Crona'nın elçisi olduğunu. Gerçeği öğrenmeye geldim," şeklinde yanıtladı büyücü. Sanki tanrılar adına denetim yapmak üzere gönderilmişti de DarkKahn'ın, Crona'nın elçisi çıkması durumunda cezayı bizzat kesecekti ve bu kestiği ilk ceza olmayacaktı. Yüce bir makam tarafından görevlendirildiğinden de başına kötü bir şey gelme ihtimali üzerinde pek düşünmüyor olmalıydı. Aynı sakinlikle sordu: "Peki, siz neden Lanetli Kale'ye gidiyorsunuz?"

"Sanırım aynı sebepten," diyerek gülümsedi Dmerdin.

Genç (!) milendarı tanımasalar, genç büyücüye kur yaptığını sanabilirlerdi fakat onu tanıyorlardı. Bir kralla da bir köylüyle de aynı kibarlıkta konuşur, elinden geldiğince herkese yardım eli uzatırdı Dmerdin. Belki de tüm milendarlar onun gibiydi fakat sadece Dmerdin'i tanıma fırsatları olmuştu. Birkaç metre önünde giden insanoğlunun DarkKahn olduğunu açıklamamasının sebebini ise anlamamışlardı. Belki bizzat DarkKahn'ın bu durumu açıklamasını doğru bulmuştu belki de büyücünün niyetini öğrenmek için bu gerçeği bir süre gizlemek istemişti. Sonuçta o bir milendardı. Ne düşündüğünü anlamak her zaman kolay olmuyordu ve buna çabalamaktansa kendisinin açıklamasını beklemek daha mantıklıydı. Yabancı olduğu her halinden anlaşılan büyücünün, yalnız başına buralara gelebilecek ve tanımadığı savaşçıların arasında yolculuk etmekten çekinmeyecek kadar cesur olması da kafaları karıştıran başka bir konuydu. Tek başına hepsinin hakkından gelebileceğini mi düşünüyordu yoksa bir milendarın masum gülümseyişine mi güvenmişti, bunu da zaman gösterecekti.

Kaleye vardıklarında, tanımadıkları bir grup savaşçı kaleden ayrılıyordu. Rubin'in bahsettiği çetelerden biri olmalıydı. İçerde Rubin ve İsmail ile ne konuştularsa, liderleri pek hoşnut olmamıştı anlaşılan. Öfkeli bir şekilde söyleniyordu.

"Anlaşılan DarkKahn ile tanışmak isteyen bir tek biz değiliz," dedi Dmerdin. Oyununu sürdürmekte ısrarcıydı.

Nöbetçi askerlerden, DarkKahn'ın döndüğü haberini alan İsmail ve Rubin dış kapıya kadar gelmişti.

"Görüşmeler pek de iyi geçmedi sanırım," dedi Kaan.

"Hepsi şan, şöhret peşinde efendim," diyerek onu onayladı Rubin.

Mortedra 2 - Bir Kralın Düşüşü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin