28. Bölüm

500 35 5
                                    

Medya: Bangtan
~•~•~•~•~
- Ne demek gideceğim?!
Odada dört dönerken bana cevap veriyordu. Omuz silktim.
- Dediğimi duydun.
- Ne dediğinin farkında mısın sen?! Nasıl gideceğim dersin? Tek hiçbir yere gitmiyorsun! İzin vermiyorum!
Derin bir nefes aldım.
- Öncelikle dolanmayı kes, başımı döndürdün. İkincisi senden izin almıyorum Arya sadece haber veriyorum.
Yanıma oturup sağlam elimi tuttu.
- Afra, tek başına olmaz.
- Neden? Tek idare edemez miyim? Sende mi güçsüz aptalın teki olduğumu düşünüyorsun?
Kaşlarını çattı.
- Güçsüz aptal mı? Aptal olduğun doğru ama güçsüz değilsin. Sen hayatımda gördüğüm en güçlü insansın aptal.
Tepki vermeden yüzüne bakmaya devam ettim. Güçlü olduğumu düşünüyordu. Öyle değildim ki... Ya da öyle miydim?
- Her zaman tektim Arya endişe etme.
- Hayır, tek değildin ben vardım. Hep yanındaydım. Yine olacağım.
Elimi çekip ayağa kalktım.
- Sen hiçbir yere gelmiyorsun. Burada kalıyorsun.
- Afra!
- Arya, uzatma. Bir şeyleri toparlamam gerekiyor tamam mı? En azından- en azından ailemin bir kısmına sahip olmak istiyorum.
Duraksadı. Bunu söylememi beklemediği açıktı. Oturduğu yere biraz daha sindi. Gerildiğimden ellerimi yumruk yapmıştım.
- Haklısın.
Tebessüm ederek yanıma geldi.
- Bencillik ediyorum... Ailene tekrar sahip olmalısın.
Başımla onayladım. Arya yere bakıp tekrar bana döndüğünde gözleri endişeyle parlıyordu.
- Afra elin kanıyor.
Omuz silktim.
- Hallederim şimdi.
- K.kanıyor. Ben malzemeleri getireyim. Dikişlerin patladıysa?! Hastaneye gidelim! Taehyung! Jungkook!
- Sakin ol Arya. Bir şey yok. Ayağa kaldırma insanları-...
Dememe kalmadan odanın kapısı hışımla açılmış Jungkook koşarak yanıma gelmişti. Anında elimi kavrayıp odadan çıkardı. Şoktan ağzımı bile açamıyordum. Merdivenlere yöneldiğinde elimi çektim.
- İyiyim.
- Bu elinin kanadığı gerçeğini değiştirmiyor. Hastaneye gidiyoruz.
- Buna sen karar veremezsin.
Bıkkın nefesi dudaklarından firar ederken Arya ve Tae bizi izliyordu.
- Afra dikişlerin-...
- Seni ilgilendirmiyor Jungkook. Dikişlerim, elim, yaram hiçbir şey seni ilgilendirmiyor. O yüzden karışma.
- Sinirini benden çıkartabilirsin Afra ama lütfen gidip bir baktıralım.
Kaşlarımı çattım.
- Sinirimi senden çıkarmıyorum! Sinirli değilim!
Banyoya girip kapıyı kapattım. Sargıyı çözüp elime baktım. Dikişlerimde bir sorun yoktu, kabuk tutan yaralar kalıplarından kurtulmuşlardı sadece. Abartıyorlardı. Arya
- Afra yardım edebilir miyim?
- İstemiyorum.
Peçeteyle kanları temizledim. Doktor suya değdirmemem gerektiğini söylemişti. O gürültülü kafama rağmen duymuştum. Pamuğa tentürdiyot döküp yaraların üzerinde gezdirdim. Elimi tekrar sardım. Çöpleri, çöp kutusuna attıktan sonra kapıyı açtım. Hepsi karşımda dikiliyordu. Sanki çocukmuşum gibi, tek başıma idare edemezmişim gibi. Jungkook
- Yaran iyi mi?
- Seni ilgilendirmez.
Odama girip kapıyı kapattacakken içeriye girdi.
- Neden böyle davranıyorsun?
- Nasıl davranıyorum?
Kaşlarını çattı.
- Böyle işte. Bana mı sinirlisin?
İstemsizce güldüğümde kaşlarını mümkünmüş gibi daha çok çattı.
- Söylediğim şey davranışlarımın değişeceği değildi. Ayrıca- ayrıca hataydı tamam mı? Kendimde değildim.
Kaşları normal bir hâl alırken gözleri hayal kırıklığıyla parladı. Yalan söylüyordum. Kendimde olmadığım cümle dışında, yalandı. Ne olduğunu bilmesem de hata olmadığına emin gibiydim. Sadece deli gibi korkuyordum ve kurtulmak için yol arıyordum.
- Yalan söylemekten nefret ettiğini sanıyordum.
Bir kaç adımda yanıma yaklaştı. Hâlâ söylediği cümlede takılı kalmıştım. Yalan söylediğimi nereden bilebilir... Çok saçma. Cevap vermemeye devam ettiğim saniyelerde bedeni çoktan önümde dikilmeye başlamıştı bile.
- Yalan söylerken gözlerini kaçırdığını biliyor muydun?
Şaşırsam bile belli etmemek adına herhangi bir harekette bulunmadım.
- Afra bunları şimdi konuşup kafanı iyice doldurmak istemiyorum ama böyle yaptıkça susmak da istemiyorum.
- Bir şey yaptığım yok.
Omuzlarımdan tutup kenardaki koltuğa oturttuğu bedenimin tam karşısına oturdu. Elleri diz kapaklarımı tutuyordu ve ben neden şu an buna izin veriyorum bilmiyorum. Hiçbir şey söylemeden öylece yüzüme bakıyordu. Belki de benim konuşmamı bekliyordu, bilmiyorum.
- Afra dün söylediğin şey için pişmanlık duymanı istemiyorum. Çünkü gerçekten sana değer veriyorum, biliyorsun değil mi?
Biliyorum Jungkook zaten bu yüzden korkuyorum ya. Değer vermen gözüme çok korkutucu geliyor. O adam yüzünden güven kalelerim yerle bir olmuş durumda, kendime bile güvenim olmuyor bazen.

𝚃𝚑𝚎 𝙳𝚒𝚜𝚊𝚙𝚙𝚎𝚊𝚛𝚊𝚗𝚌𝚎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin