29. Bölüm

527 34 36
                                    

Medya: Afra Yıldırım
~•~•~•~
Sargıdan kurtulmanın rahatlığıyla birkaç defa elimi açıp kapattım. İz yoktu. Sevindiğim tek şey buydu sanırım.
- Doktor her ne kadar elini istediğin kadar kullanabileceğini söylese de çok zorlama ufaklık.
Başımla onayladım. Sürücü koltuğuna binmesine izin verip yolcu koltuğuna yerleştim.
- Kafene sür.
- Neden?
- İşim var. Eve gitmeyeceğim.
Tek kaşını kaldırdığında kemerimi takıp arkama yaslandım. Onu aramış ve bir kafede buluşmamız gerektiğini söylemiştim. Sevinçle kabul etmişti. Sanki onu görmek istediğim için teklif etmişim gibi.
- Arya'nın haberi var mı?
- Eve gittiğimde söylerim.
Cevap vermeyip arabayı sürmeye devam etti. Eve gittiğimde Arya'ya söylemem gereken birçok şey olacaktı. En başından başlamam gerekecekti ve bu sinirimi bozuyordu. Kafeye geldiğimizde ikimiz de arabadan inmiştik. Sarıldıktan sonra dikkatli olmamı söyleyip kafeye girdi.

Tekrar arabaya bindiğimde söylediği adrese sürmeye başladım. Hızlıca gitmek söyleyeceklerimi söyleyip eve dönmek istiyordum. Aynı ortamda bulunmamız bile sinir bozucu olacaktı eminim. Arabayı park ettim. Sakinleştiricimi içip indim. O hataya bir daha düşmek istemiyordum.

İçeri girip göz gezdirdiğimde bir garson yanıma gelmişti. Her nasılsa adımı biliyordu ve beni bir masaya yönlendirdi. Masada onu görünce anlamıştım, garsonun adımı nereden bildiğini.
- Hoş geldin.
Başımla selam verdim ve üzerimdeki kabanı çıkartıp sandalyenin arkasına astım.
- İstediğiniz bir şey var mı efendim?
- İki kahve.
Ne hakla benim adıma sipariş verdiğini sormayacağım, evet. Yine yüzümü incelemeye başladığında göz devirmemek için kendimi zor tutmuştum.
- Çok vaktim yok konuya hızlıca gireceğim. Babaannemi görmeye gideceğim, haber vermeni istiyorum. Ya da numarasını ver ben ararım.
Gülümseyip elimi tuttu, geri çektim. Bozuntuya vermeyip gülümsemeye devam etti.
- Çok sevindim Afra. Doğru kararı verdin. Ne zaman gideceksin biletini ben almak istiyorum yani eğer iznin olursa.
Garson kahveleri masaya koyarken teşekkür edip tekrar ona döndüm.
- Biletimi kendim alırım. Yarın akşama alacağım. Birkaç işim var, cumartesi orada olurum.
Kahvemden bir yudum aldım. Beklemediğim bir şekilde "Teşekkür ederim." dedi. Ona bakmayı sürdürürken gülümsüyordu ve yaşlanmış olduğu gerçeği tekrar yüzüme çarptı. Kaybettiğimiz onca yıl bedenimde bir titremeye sebep oldu.
- Küçük kızımı çok özledim.
- Küçük kızın artık yok. Büyüyüp başka birine dönüştü.
Derin bir nefes aldı. Ne yapacağını beklerken kahvemden bir yudum daha aldım.
- Biliyorum benden nefret ediyorsun, o yüzden böyle davranıyorsun.
- Senden nefret etmiyorum.
Yüzüne küçük bir tebessüm yayıldı.
- O zaman sorun ne?
- Nefretimi hak edecek kadar değerli değilsin.
Afallamıştı az önce yüzünde oluşan küçük gülücük yok olmuş, öylece bana bakıyordu. Daha çok dili tutulmuş gibiydi.
- Konuşacak başka bir şey kalmadı.
Kalkmadan kahvelerimizin parasını masaya koydum. Kabanımla çantamı alıp kafeden çıktım.

Arabayı hızlı kullanıyordum. Arya arayıp duruyordu. Jungkook da mesaj atıyordu. Sadece hastaneye gittiğimi bilmelerine rağmen neden bu kadar telaş yapıyorlardı bazen anlamıyordum. Arya hep böyleydi evet. Ama Jungkook değildi, bu kadar değildi en azından. Belki zayıf tarafımı gördüğü için böyleydi. Ancak güçsüz değildim. Ben her şeyin üstesinden gelirim.

Her şey geçer Afra, eğer güçlü durmayı başarırsan her şey geçer. Aynen böyle söylemişti Ahu Sultan. Haklıydı da güçlü durmayı başardığım için şu an buradayım. Başaramasaydım muhtemelen berbat bir durumda olurdum.

Arabayı park edip eve hızlı adımlarla ilerledim. Kapıyı açtığım gibi Arya karşıma dikildi. Ayakkabılarımla kabanımı çıkartıp içeri geçtim.
- Elin iyi miymiş?
Elimi havaya kaldırıp birkaç kez açıp kapattım. Kaşlarımı kaldırıp "Sence?" dedikten sonra gülümsedim. Gülerek başını iki yana sallayıp yanıma kuruldu.
- İyi olmana sevindim.
Omuz silktim. "Hep iyiydim." derken arkama yaslandım.
- Bu sabah-...
- En başından beri olanları anlatacağım. Soru sormak yok. Herhangi bir şey için ısrar etmek, tavsiye vermek de yok. Anlatacağım sonra da unutmuş gibi davranacaksın. Anlaştık mı?
Gözlerini kısıp bana baktı. Kollarımı kavuşturup önüme döndüm.
- Sen bilirisin.
- Tamam tamam. Anlat hadi.
Tamamen ona dönüp bağdaş kurdum.
- Jungkook'a... Onu sevdiğimi söyledim.
- NE?! NASIL?! NE ZAMAN?! BEN NEDEN ŞİMDİ ÖĞRENİYORUM?!
- Kuralları unutuyorsun Kızıl.
- Ama...
Tek kaşımı kaldırıp baktığımda ağzına görünmez bir fermuar çekti.
- Hastaneden dönerken. Nasıl oldu bende anlamadım. Şimdiden söyliyeyim sevgili değiliz ve... Ben olmak istediğimi de sanmıyorum. Ama Jungkook anlayışlı davranıyor üstüme gelmiyor. Her zaman ki gibi.
İstemsizce güldüğümde Arya bana bakıp sırıtıyordu. Yalandan öksürüp anlatmaya devam ettim. Son olarak da dün geceyi anlatıp derin bir nefes verdim.
- Cidden ben ağlarken olanlara bak! Şükür Allah'ım ya.
- Harun'la buluştum.
- NE?! NE ZAMAN?! BEN NEDEN ŞİMDİ ÖĞRENİYORUM?!
Göz devirmeme engel olmazken "Aynı soruları sormayı kes. Anlatıyorum işte." dedim. Kafede olanları da anlattıktan sonra yüzüme bakmaya devam etti.
- Hemen yarın mı? Bu kadar çabuk gitmene gerek var mıydı?
- İznimin bitmesine daha varken gidip dönmek istiyorum. Endişe etme, uzun süre kalmayacağım seni burada yalnız bırakmam.
- Onu biliyorum. Benim endişe ettiğim tekrar- tekrar oraya gideceksin. Yani... Bilmiyorum.
- Sorun yok. Hallederim.
Zil çalmaya başladığında ayaklandım. Bu kapı bugün çok çaldı. Yerinden söksem daha kolay girip çıkılır. Kapıyı açar açmaz sarılan bedenle kaskatı kesildim.
- Neden mesajlarıma cevap vermiyorsun? Endişelendim.
- Unutmuşum.
Geri çekildiğinde elimi kendine çekip inceledi.
- İyi görünüyor.
- Öyle.
Arya mutfağa geçerken içeri geçmemiz gerektiğini söyledi. Ayakkabılarını çıkartırken kapıyı kapatacaktım ki Taehyung içeri girdi.
- Neden beni beklemiyorsun Kook?!
- Acelem vardı hyung.
Tae ayakkabılarını çıkartıp içeri geçtiğinde Jungkook da arkasından gitmişti. Merdivenlere yöneldiğimde Jungkook seslenmişti ama dönüp bakmamıştım. Odama girip kapıyı kapattım. Üstümdekilerden kurtulup banyoya girdim.

𝚃𝚑𝚎 𝙳𝚒𝚜𝚊𝚙𝚙𝚎𝚊𝚛𝚊𝚗𝚌𝚎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin