Bölüm-13-

6.6K 312 80
                                    

(Bu aralar fransızca şarkılara takmış durumdayım.)

Elif'ten

Anahtarı deliğe sokmak için pakmaklarımla deliği bulduğumda anahtarı geçirdim. İçeriye geçip kapıyı kilitledim. Banyo yapmam gerekiyordu. Kenarlardan tutunarak odama gittim. Üstümdekileri çıkarıp yeni kıyafet çıkardım. Başım çok ağrıyordu. Şuan içtiğime bin pişman olmuştum. Sonra Sıla'nın yaptığı şey ve dedikleri aklıma gelmişti. Niyeydi bilmiyorum ama gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Banyoya girip suyu açtım. Bir süre geçtikten sonra hala suyun altındayken hapşurduğumda grip olduğumu farkettim. Çok ama çok uykum vardı. İstemsizce olduğum yere çökmüştüm.
-10 dk sonra-
Hemen bilincim yerine geldiğinde kalktım. Havluyu bedenime sardım. Dışarıya çıkmak isteyince ayağım kapıdaki çıkıntıya takılıp yere düştüm. Acıyla başımı tuttuğumda alnımın kenarı kanıyordu. Kanayan yeri yıkayıp içeri girdim.

Üstümü giyinirken bile sık sık hapşuruyordum. Burnumu silmekten ağrımıştı. Aynanın karşısına geçip saçlarımı taramaya başladım. Saçımlarımı topladıktan sonra saate baktım. Saat 23:05'ti. Hemen yatağıma geçtim yorganıma sarıldım. Tek yatınca böyle oluyor malesef.
Sabah
Aşırı sinir bozucu olan bildirim seslerim sayesinde uyandım. Ekrana baktığımda Sıla'dan gelmiş bir sürü mesaj vardı.

-Elif özür dilerim dediklerim ve yaptığım o saçma şey için. Lütfen affet beni tekrar eskisi gibi olalım lütfen.
-lütfen gördüğünde yaz Elif. İstersen bundan sonra az konuşalım ama yinede affet beni ve herneyse.
Biraz ne yazmamı düşündükten sonra cevap verdim.
-tamam Sıla unuttum say ama eskisi gibi olabileceğimizi sanmıyorum. Yani bu beni biraz şok etti.
-haklısın Elif seni hala seviyorum ben. Ama şimdi biraz uzak dursam iyi olur senden. Neyse hoşçakal şimdilik.
Dedi ve çevrimdışı oldu.
Telefonu kapatıp sehpanın üzerine koydum. Biranda hapşurduğumda kolumla siper ettim. Peçeteyle burnumu sildikten sonra üstüme yorganı alıp bir elimle tuttum. Öbür elimlele kullandığım peçeteleri alıp çöpe attım. Tam odama döneceğim sırada kapı çalmıştı. Yüzümü asıp arkamı döndüm. Kapıyı açtığımda Aysel teyze olduğunu gördüm.
-günay-bu ne hal kızım ne oldu sana? Hasta mısın?
-yok sadece biraz gripim bişeyim yok yani.
İki eliyle tuttuğu tabağı sol eline alıp elinin tersiyle alnıma elledi. Yaraya parmakları değince sızlamıştı.
-ahh
-ne oldu!?
Başımı biraz çevirdiğimde yarayı gördü.
-kim yaptı bunu sana kızım.
-kimse yapmadı. Ayağım kayınca başımı çarpmışım ondan.
-dur kızım ben şunları bir koyayım da bekle sen Nur'da buradaydı o  anlar. Bekle tamam mı?
-hiç gerek yok gerçekten. Aysel teyzeciğim-

Beni dinlemeden kapıyı kapatıp çıkmıştı hızlıca.
-offf o kapıyı açan elimi- öpeyim. Bide Nur'u çağırmaya gittti.
İçimden acaba ölü taklidi yapsam mı diye düşündüm. Birkaç dakika sonra kapı çaldığında kalkıp derin bir nefes aldım. Açtığımda Aysel teyze ve Nur ellerinde ki şeylerle içeriye geçtiler.
-Elifçim neyin var?
Senin Elifçim diyen ağzını uyyy neyse 
-aslında birşeyim yok sadece-
-sadece grip olmuş, alnının kenarı kanıyor,ateşi var ve başı dönüyor. En azından dün gece öyle görünüyordu.
Ne yani dün gece beni mi görmüştü. Nur'un haberi yok gibi görünüyordu. Çünkü anlamaz bakışlarla bana döndü.
Nur, Aysel teyze beni kolumdan tutup koltuğa oturttururken sordu.
-dün gece nereye gitmiştin ki?
-Sıla'nın yanındaydım hocam ders çalışıyorduk.
Diye cevap verdim.
-kızım mutfak şurası mı?
Dedi Aysel teyze
Başımı çevirip oraya baktım.
-evet orası.
Niye sormuştu ki?
Nur yanıma oturup bana döndü.
-birde ben bakayım yarana
Eliyle çenemi tutup başımı çevirdi.
Şuan heyecandan depar atıyordu kalbim. Saçımın birazını geriye çekip yaraya baktı. O sırada Aysel teyze gelmişti ki biraz olsun rahatlamıştım. Elinde bir tasta yemek ve kaşık vardı. Sehpaya koyup koltuğa oturdu.
-üzgünüm acıyabilir
Demesiyle alnıma pamuktaki şeyi bastırması bir oldu. Biraz yansa da belli etmemeye çalıştım. Alnıma küçük bir bant yapıştırıp elindeki kutuya malzemeleri koyuyordu.
-bu duyduğum kalbinin sesi mi?
Ellerimi kalbimin üstüne koydum. Duymuşmuydu yani?
-belki...
-benim yüzümden mi böyle atıyor yoksa
Deyip güldü.
-çok mu güzel gülüyosun sen ne
-teşekkür ederim sende çok tatlı gülüyosun elifciğim
Deyip Eliyle yanağımı sıktı.
Lan ben onu dışımdan mı söyledim. Allah beni kahretmesinde kimi kahretsin.
Aysel teyze yanıma gelip ateşime baktı.
-varmı yokmu anlamadım be kızım bide sen baksana
-tamam annem
Eliyle başımı tutup yaklaşmaya başladı. Dudaklarını alnıma bastırıp geri çekti.

-var ama çok değil.
Aysel teyze bişeyler mırıldanıp bana baktı.
-kızım bak bunu içiyorsun ben öğlen gene geliceğim. Diğer getirdiklerimi de geldiğimde bitmiş olarak görüceğim.

Birçok kez onlara teşekkür ettim. Ve yorganıma sarılıp kendimi dürüm yaptım. O şekilde koltukta uzanıp yaşadıklarımı sorgulamaya başladım.


Biliyorum bu bölüm çok iyi değildi ama bu seferlik affedin♥♡♥ moralim çok bozuk neyse sizi seviyorum. Görüşlerinizi yazmayı ve oy vermeyi unutmayın♡♥♡









Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin