Bölüm-30-

5.2K 253 29
                                    

Medyadaki resme denk geldim aşırı hoşuma gitti. Elif ve Nur temsili

Elif'in ağzından

Nur'un göğsünden başımı kaldırıp seslenen kişiye baktım. Aysel teyze olduğunu görüp gülümsedim.
Bir saate yakın dışarıda vakit geçirdik.

*****

Koltukta oturmuş kazağımı ellerime kadar çektim. Nur, ben ve kendisine sıcak çikolata getirmişti. Aysel teyzeye ise kahve yapmıştı.
Aysel teyze kahveyi alıp sehpaya koyuyordu.
-Sayenizde çok eğlendim. Gençliğime döndüm resmen.
-Ama haksızlık yaptınız. İkinize karşı tektim.
Tepsiyi bana uzattığında gözlerine baktım.
Benim duyacağım şekilde fısıldadı;
-sana ceza vereceğim bebeğim.
Dedi.
Ona dil çıkarıp kupaya ellerimi sardım.
                   -Birkaç gün sonra-
Okuldan çıkmıştım. Nur'a sürpriz yapmak istedim. Köşeden başımı çıkardığımda arabada olduğunu gördüm. Telefonumu çıkartıp ona beni beklememesini söyledim. Tekrar mesaj atmıştı fakat telefonu kapatıp çantama koymuştum.
Hava aşırı soğuktu. Her nefesim havada buhar oluşturuyordu.
Çok güzel kurabiyeler yapan biryer biliyordum. Dükkan denizin hemen karşısındaydı. Önceden birkere yeme fırsatım olmuştu ve çok güzel yapıyorlardı. Bence Nur'da beğenicekti.

Dükkanı ilerde gördüğümde rahatlamıştım. Çünkü dışarısı gittikçe fazla soğuk olmaya başlamıştı. İçeriye geçip siparişi verdim. Çantamı çıkarıp yanımdaki sandalyeye bıraktım. İçinden cüzdanımı alıp ödemeyi yapıp çıktım. Deniz kenarından yürümeye başladım. Sıcak kurabiyelerin kokusu dışarıya taşıyordu. Kese kağıdını hafifçe açıp içine bakıp gülümsedim. Tekrar ilerliyordum ki kocaman birinin bana çarpmasıyla aşağıya savruldum.

Nur'un ağzından

Evde bir oraya bir buraya yürüyordum. Annemi arayıp Elif'in orada olup olmadığını sordum. Evde değildi. Konuşmamızın üstünden 1 saat geçmişti. Mesajlarıma cevap vermeyince aradım. Birkaç kez çaldıktan sonra tanımadığım birisi açtı.
-Alo, Elif?
-hanımefendi, aradığınız kişi çantasını burada unutmuş.
-adres verirmisiniz? Elif ne zaman çıktı oradan?
-burası ******* pastanesi. Kendisi buradan yarım saat önce çıktı ve....bi-bir saniye.
Telefondaki kişinin sesi tedirgin ve korkmuş çıkmıştı.
-beyfendi?
-afedersin acaba kendisinin üzerinde ne vardı?
-kahverengi bir mont vardı. Neden sormuştunuz?

Etraftaki insanların seslerini duyuyordum.
-polisi ve ambulansı aradınız mı?
-evet evet geliyorlarmış.
-kız yaşıyormu?
Diyorlardı.
-ne oluyor orada! Söyler misiniz?
-hanımefendi sakin olmaya çalışın lütfen kendisini denize düşmüş şekilde buldular. Su üstünde bedenini görmüşler.
Elim ayağım titriyordu.
Elif'i götürdükleri hastaneyi öğrenip annemi alıp hastaneye sürdüm. Gözlerimi silip duruyordum.

*******

Onu odaya almışlardı fakat girmemize izin vermiyorlardı daha. Kontrol yapıtıklarını söylediler. İnce bedeni uzun süre buz gibi suda kalmıştı. Başımı annemin omzuna yasladım. Gözlerim kapanmaya başlamıştı.
Uyandığımda yanında annem yoktu. Telefondan saate baktığımda 12'yi geçtiğini görmüştüm. Annemi odada farkettiğimde hızla ayağa kalkıp odaya girdim. Annem Elif'in sağ tarafına oturmuş ona bakıyordu. Benim geldiğimi gördüğünde hafifçe gülümsedi.
Elif'e baktığımda uyuyordu. Vücudu biraz soluk duruyordu-ki bu normaldi. Eğilip yanına çöktüm. Elini tutup dudağıma götürdüm. Yanağımdan aşağıya göz yaşlarım süzülüyordu.

Sabaha kadar uyanmasını bekledik. Oturduğum koltuğu dibine çekip geriye yaslandım.
Annem başını okşadığında Elif'in yüzü ağlayacak gibi oldu. Rüya görüyor olabilirdi belkide. Annemin elini tutttuğunu gördüm.
Dudaklarından acılı bir şekilde;
-Anne..
Kelimesi çıktı.
Bunu anneme demişti. Annem gülümsemişti. Gözlerinin dolduğunu görmüştüm.

Kötü bir bölüm oldu. Eğer neşelenirsem bu gece veya yarın sabah bölüm atacağım. Kendinize iyi bakın.

Bölüm hakkında düşümcelerinizi bırakmayı unutmayın seviliyorsunuz

Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin