Bölüm-28-

5.6K 270 32
                                    

Elif'in ağzından

Okula gitmek için hazırlandım. Ona günaydın mesajı attım. Cevap gelmemişti bende birşeyler yiyip okula yürüdüm.
-doğru ya bugün dersi yok...
Muhtemelen daha uyuyordur canım benim. Okuldan sonra yanına uğramalıyım.
Tenefüslerde hep Mete ile gezdim. Tam anlamıyla kanka olmuştuk artık. Ara sıra diğer arkadaşlarının yanına gidiyordu. Benimde düşünmek için zamanım oluyordu.
Son zamanlarda gelişen olaylar beni bu noktaya getirmişti.
Sınıftaki birkaç kişinin sevinçle bağırmasıyla soluma döndüm. Pencereye yapışmışlardı biraz yaklaştığımda kar yağdığını farkettim.
Doğu'da olduğumuz için kar fazla yağıyordu bu yüzden pekte şaşırdığım söylenemez. Ama yinede mutlu olmuştum.

Dersleri sabırla dinleyip okulun bitmesini bekledim. Hemen sevgilimi görmek istiyordum. Müdür kar yağışı yüzünden okulun bir hafta tatil olduğunu bildirdi. Herkes havala uçmuştu. Mete'ye güle güle deyip Nur'un evine gittim. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Lapa lapa yağıyordu resmen. Önüme odaklanıp ilerideki binaya girdim. Onun katına gelip zile bastım. Kapıyı Aysel teyze açmıştı.
-benim kızım gelmiş! Hoşgeldin.
Ayakkabılarımı çıkartıp ona sarıldım.
-hoşbuldum Aysel teyzeciğim.
-tam zamanında geldin Nur hanıma yemeğini yedirecektim.
Gülümseyerek elindeki tepsiyi aldım.
-ben memnuniyetle yaparım.
Dedim.
Odasına ilerleyip yavaşça kapıyı açtım. Arkasını dönmüş yatağında uzanıyordu.
-anne yemek istemiyorum demiştim.
Sesi yorgun ve hasta çıkmıştı.

-ama yemezsen iyileşemezsin.
Hızlıca arkasını dönüp suratıma baktı.
-Aşkım! Sen ne zaman geldin?
-şimdi geldim.
Masaya tepsiyi bırakıp kollarımı ona uzattım. Ona sarılıp kokusunu içime çektim.
-hoş geldin iyiki de geldin.
Dedi.
Yatağın yanına oturdum.
-neyin var senin?
Dizimdeki elimi alıp oynamaya başladı.
-soğuk almışım sanırım. Nezleyim, boğazım başım, heryerim ağrıyor...
-banyo yaparken soğuk almış olmalısın.
-evet çünkü duş almaktan çok başka şeyler yapıyorduk.
Deyip güldü.
Gülümseyip başımı eğdim.
Konuyu dağıtmak için
-ilaçların var mı?
Dedim.
Yüzünü buruşturdu.
-evet yemekten sonra içmem gereken 3 tane ilaç var. Ve iğrençler.

-o zaman daha fazla yemeği soğutmadan yemelisin.
Dizime tepsiyi koydum. Elime kaşığı alıp çorbaya daldırdım.
-ben yerim sen yorulma güzelim.
-bişey olmaz ben yedirmek istiyorum, lütfen. Çorbayı alıp kaşığı ona uzattım.
-normalde anneler kızına yemek yedirir. Fakat burda durum tam tersi bebek anneciğine yediriyor.
O sırada odanın kapısı açıldı.
Hemen kaşığı ağzına sokup susmasını sağladım. 
Saçımı geriye kulağımın arkasına alıp  başımı eğerek çorbadan bir kaşık daha aldım.
-yiyiyor değil mi?
Dedi Aysel teyze.
Bir yandan Nur'a yedirmeye devam ediyordum.
-evet yavaş yavaş yiyiyor.
Dedim.
-oh iyi bakalım. Bugün çok az yedi biliyor musun resmen zorla yedirdim. Ama seni görünce iştahı yerine gelmiş.
Dedi.

Nur'a yemeğini yedirip tepsiyi mutfağa götürdüm. Aysel teyze telefonla konuşuyordu.
-Tamam canım bekliyoruz akşama.
-Hoşçakalın...
Tepsidekileri düzüp ona baktım.
-Misafir geliyor akşama Nur'a da söyliyeyim de o da gelsin.
Başımı salladım.
Nur içerden yorganıyla birlikte gelmişti.
-ben bi su alayım ilaçlar ağzımın tadını bozacak şimdi.
Sandalyeye oturup daha çok yorgana sarılmıştı.
-söyleseydin getirirdik biz kızım.
Hemen su doldurup önüne koydum.
İlaçlarını içmişti.
-kızım birazdan benim eve gidelimde akşama Gül teyzen gelicek.
-ben niye görüyorum ki. Ne gerek var?
-olur mu öyle şey kızım. Ne zamandır gelmiyorlar. Bir görüşmüş oluruz hem.
-tamam peki. Ama Elif'imde gelsin. Yoksa gelmem. Banane banane!
Kaşlarını çatıp Aysel teyzeye bakıyordu.
Çocuksu haretler yapması bizi güldürmüştü. Aysel teyze elini ağzının kenarına koyup başını bana çevirdi.
-ilaçlar kafa yapmış sanırım...
-evet olabilir.
Deyip sırıttım.

Nur'un ağzından

Üstüme düzgün birşeyler giymiş misafirleri bekliyordum. Kolumu Elif'in omzuna atıp gözlerimi kapattım.
Sessizce
-sevgilim uyuyor musun?
Dedi.
-hayır sadece gözlerimi dinlendiriyorum.
-peki uyuma ama.
Bir 10 dakika sonra kapı çalmıştı. Onları karşılayıp içeriye geçtik. Gül teyze ve kızı Lale karşımdaki koltuğa annem sağıma Elif'te solumdaki tekli koltuğa oturmuştu.

Nasılsınız faslı geçtikten sonra Gül teyze;
-hanım kızımız kimdir acaba?
Diye sordu.
Anneme dönüp pası ona atmıştım.
-Elif Nur'un öğrencisi aynı zamanda komşumuz.
-Dersler nasıl kızım?
-dersler iyi teşekkür ederim.
Dedi gülümseyerek.
-Ders falan mı veriyordun yoksa Nur?
Dedi Lale.
-yo hayır Elif'le biz normalde de çok yakınız zaten. Hep görüşüyoruz.
-öylemi ne kadar şanslısın. Böyle iyi bir öğretmenin olduğu için.
Dedi.
Elif sanki sinirlenmiş gibiydi. Sadece gülümseyerek başını salladı.
Sonrasında ise annem ve Gül teyze ile karşılıklı oturup sohbet etmeye başladılar.
Lale yanıma oturup bana döndü.
-Ee Nur okulda işler nasıl.
Bir yandan onla konuşup arada Elif'e kaçamak bakışkar atıyordum.

Annemin yaptığı pastaları getirmek için ayağa kalktım.
-dur bende yardım edeyim
-yok sen rahatına bak lütfen.
Deyip mutfağa yürüdüm. Elif tezgaha dönmüş duruyordu. Arkasına gidip başımı sağından suratına yaklaştırdım. Yanağına yaklaştım. Fakat geriye çekildi.
-öpme nezlesin sen!
-sinirli misin biraz sen?
Bana dönüp sinirle bana baktı.
-sinirliyim hemde çok fazla sinirliyim. Özellikle  o Lale *****
Ağzını kapatıp mutfak kapısına baktım.
-şşt bir duyabilir. Öyle şeyler deme. Hem bir dakika sen onu mu kıskandın?
-neyi kıskanabilirim ki ağzının içine düşmesini mi? Yoo. Gözlerinin sürekli üstünde olmasını mı? Hayır. Sana iltifat etmesini mi? Asla!
-aman da aman kıskanırmış bide beni! Şu hastalığım bir geçsin istediğimiz kadar onun acısını çıkarabiliriz...
-azıcık uzak otur ya aranıza yastıkları koyda yaklaşamasın.
-ay  Allahım. Neyse hadi götürelim. Şunları.
-iyi.



Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin