Bölüm-66-

2.3K 171 67
                                    

Her bir yere sorularınızı bırakabilirsiniz. Ben bulur ve cevaplarım :d

Keyifli okumalar...

Elif'in ağzından

-hadi yemek yapalım.
Aşağıya indik. Mutfağı siyah krem renklerinden oluşuyordu.
Yapmak istediğimiz yemekleri seçip malzemeleri çıkardık.
O doğranacak birşey olduğunda doğruyor ve küçük işleri yapıyordu. Aklıma hiç ona yemek yapabileceğim, hatta bur duruma varacağımız gelmezdi.

-suyunu çeke dursun o. Hazır olanları bölelim.
-tamam.

*****

Bana baktığını hissediyordum. Gözlerimi yemekten çekip ona çevirdim.
-şuan gerçekten çok mutluyum. Bu alışılmadık bir duygu, en azından benim için.
Güldü.
Birkaç saniyeliğine dalmıştım.
-Elif.
Gözlerine baktım.

-neden öyle bakıyorsun? Yoksa yüzümde birşey mi kalmış.
Peçeyi alıp silmeye çalıştı.
-hayır hayır. Birşey yok. Sadece gamzen olduğunu farkettim.
-eğer çıkıyorsa senin sayende.

-burada seninle bişey konuşmak istiyorum yemekten sonra.
-olur.

Şimdi merak etmiştim işte.
Yemekleri bitirip, makineye dizmem gerekenleri dizdim.
Ona suyunu götürüp karşısında ki koltuğa oturdum.
-Sana sormak istediğim, gerçekten Nur ile-
Onun söylediği şeyin devamını tahmin etmek istemiyordum.
Çalan telefonumun ekranını kaydırıp susmasını sağladım.

-Nur ile sevgili misiniz?
-ne? Neden böyle sordun ki?
-o bana öyle söyledi. Ve benim görüşüm de o yönde.
-o hâlde cevabı da biliyorsundur.
-sadece senden duymak istiyorum.

-ben bi' tuvalete gitmek istiyorum.
Telefonumu elime alıp ayağa kalktım.
Salondan çıkacağım sırada konuştu.
-onunla sevgili olmana izin veremem.
-ne?
Arkamı dönüp sinirle ona baktım.
-o senin öğretmenin. Bunu geçtim, seni üzebilir. Aranızda ki yaş farkı...8. Bana o güveni vermedi. Geçici birşey olmadığını nerden bilebiliriz? Senin sevginin ya da onun sevgisinin.

-aşık olmak için yaş farkının önemi yok.
Ben onu çok seviyorum. Ve bu geçici bişey değil. Onun da beni sevdiğini biliyorum.
Neredeyse arkamı dönüp gidecekken tekrar ona döndüm.
-Ayrıca bana karışma hakkını kendinde bulmana çok şaşırdım. Eğer sevginin ne demek olduğunu bilseydin anlardın. Ki zaten bilmediğin için bırakmamışmıydın beni?

Oturma odasından çıkıp merdivenleri hızlıca adımladım.
Tuvalete girip kapıyı kapattım. Telefonu cebime koyup musluğu açarak yüzüme birkaç kez su çarptım.
Havluya yüzümü silip çıktıktan sonra onun odasına girdim.

Telefonu çıkarıp Nur'a mesaj attım.
Yatağın ucuna oturup yazmasını beklerken az önce olanları düşündüm.

*****

Telefonu kapayıp yatak odasından çıktım. Ben yukarıya çıkalı neredeyse 1 saat olmuştu.
Hava da kararmıştı.
Merdiven korkuluğundan tutunarak aşağı indim.
Hiç ses gelmiyordu içeriden. Çok ses yapmadan oturma odasına girdim.

Koltukta uyuduğunu görmüştüm.
Yanına yaklaşıp dizlerimin üstüne çöktüm.
Yüzüne düşmüş olan saçlarını yavaşça tutarak kulağının arkasına koydum.

Aysel'in ağzından

Kurabiye tabağını elime alıp sessizce içeriye girdim.
-süpriz-Nur! Ne bu hâlin?
-bir dakika anne.
Yanına ilerleyip telefonuna baktım.
Elif ve annesinin bağırışları geliyordu.
Biraz telefonu kapattı.

Kafasını ellerinin arasına alıp dizlerine koydu.
-bir gün bunun olacağını biliyordum. Onu gerçekten sevdiğimi düşünmüyor.
-kızım...ne yapacaksın peki?
-yarın hepsine açıklayacağım. Onlarla konuşmalıyım. Gerçeği söyleyeceğim.
-Kim bilir Züleyha hanım ve teyzesi ne diyecek.
-bilmiyorum. Ama iyi bişey demeyecek gibiler.

                   -bir gün sonra-

Zeynep'in ağzından

-çok merak ettim.
-kızım çünkü çok mühim bir şey.
Dedi annem.
-önemli birşey benim için. Elif içinde öyle.

-ben şunları tekrar arayayım.
-heh kızım, giriyorlar. Kapıyı aç.
-tamam anneciğim.

Kolu çevirip kendime çektim.
-hoş geldiniz.
-hoşbuldum canım. Niye bu kadar ısrara girdi anlamadım.
Ablamı içeriye geçerken Elif'e döndüm.
-miniğim...niçin yüzün asık.
Ellerimi yanağına koydum.
-birşey yok teyzeciğim.
Sessizce konuştum.
-yoksa ablam kötü birşey mi dedi sana.
Kafasını salladı.
-tamam bunu sonra konuşuruz seninle. Gel bakalım içeriye girelim.

O içeriye geçerken montunu alıp askıya astım. Aynada kendime bakıp gülümseyerek saçımı düzelttim.
-kötü şeyler olacak...
İçeriye geçip Elif'in oturduğu koltuğun kenarına yaslandım.
-kızım söyle istersen herkes buradayken.
-tamam anne.

Elif sessizce birşeyler söyledi. Fakat içinden anladığım kadarıyla ablasıyla ilgili birşeydi.

Hepimiz Nur'u bekliyorduk.
Koltuğunun ucuna gelip boğazını temizledi. Gergin olduğu her halinden belliydi.
-size söylemek istediğim, biz sevgiliyiz. Elif ile.
-Elif'le mi?
Dedim şaşırarak.
Ama annem hâla sakin görünüyordu. Birşey söylememiş ve ya tepki vermemişti. Bunun alfında birşey olduğuna emindim.

Ablam hemen çıkıştı.
-birde söyleyebiliyorsun bunu!
-utanmam mı gerekiyordu Arzu hanım?
-bak, ben homofobik falan değilim. Fakat senin onu sahiden sevdiğini düşünmüyorum. Ve bence öyle. Kızımın ileride üzülmesini istemiyorum. Anneciğim siz neden konuşmuyorsunuz?

Annem hafifçe tebessüm ederek
-biliyorum zaten.
Dedi. (nE?)
-nasıl? P-peki bu rahatlığının sebebi nedir?
-rahatım çünkü, Nur'un sevgisine şahit oldum. O bana herşeyi söyledi. Ayrıca onları gizlice takip ettim. Gerçekten sevmeseydi, yanına o gün gelir miydi? Ya da bunları tüm gerçekliğiyle anlatmak için bizi toplarmıydı? Hiç sanmam. Ona güveniyorum. Nur iyi bir öğretmen. Ondan önce iyi de bir insan.

Elimi kalbime götürdüm. Bir anda bunu öğrenmek tuhaf hissettirmişti. Ama annemin söylediklerinden sonra mutlu da olmuştum.
Elif'in strese girdiğini görebiliyordum. Sağ kolumu omzuna attım. Gözleri dolu doluydu.

Sizce Arzu nasıl tepki vericek :/

Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin