Bölüm-56-

2.4K 164 48
                                    

Keyifli okumalar...

Nur'un ağzından

Bugün dersim yoktu.
O yüzden televizyon karşısında boş boş uzanıyordum.
Çayımın bittiğini farkettiğimde yavaşça koltuktan kalktım.
O sırada zil çaldı. Üstüme yorganı alıp kapıya gittim.
Delikten baktığımda Elif olduğunu gördüm.

Kolu çevirip açtım.
-Elif! Senin ne işin var burada?
-Neden gelemezmiyim?
-saçmalama. Çabuk geç.
Montunu çıkarıp asmaya çalıştı. Boyu yetişmeyi uzanıp kendim astım.
-demek istediğim neden okulda değilsin sen. Yoksa birşey mi oldu?
-hayır sadece seninle konuşmalıyım.
Salona geçti.

Arkasından gittim.
-Elif.
Oturmadan arkasını dönüp bana baktı. Üstümdeki yorganı açınca hızlıcan yanıma gelip ufak kollarını bana sardı.
Sımsıkı sarıldım.
-seni çok özledim.
-yemin ederim bende.
Onu bırakmadan koltuğa oturdum.

Dizime oturup yüzünü bana çevirdi.
-sen ağladın mı?
-hayır tabiki.
-ama-
-hadi bebeğim anlatacağın şeyleri söyle.

*****

-hatta bak burdada resmi var.
Saçını düzeltip şakağına öpücük bıraktım. Telefonunu bana çevirip uzattı.
-bu yüzü sanki hatırlıyor gibiyim...
-sahi mi? Nereden peki?
-bilmiyorum. Ama eminim.

Kafamı eğip düşünmeye başladım.
-neyse. Peki seninle görüşmek gibi bir niyeti yok mu?
-yok. Bence yok. Öyle olsa gelirdi. Tek isteğim ona 'neden?' diye sormak.
-ablanla konuştun mu?
-henüz değil. Ama konuşacağım. Onu üzmek istemiyorum. Bebeği var.
-benimde bebeğim vardı.

Kucağıma oturup ellerini boynuma sardı.
-seninle konuşmalıydım biliyorum. Özür dilerim.
-sana trip atmaya bile kıyamıyorum ki.
Belini sarıp koltuğa uzandım.
Onun üstümde durmasını seviyordum. Hiç bir ağırlığı yok gibiydi.
Başını boynuma koymadan öptü.

Elif'in ağzından

Telefonumun çalmasıyla uyandım.
-off kim bu şimdi.
Nur'un üstünden kalkıp telefonu aldım. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
-efendim anneanneciğim
Nur merakla bana bakıyordu.
-hayır hasta değilim. İyiyim.
-gerçekten bir sorun yok.
-öğlene mi? Tamam anneanne.
-hayır! Yani gerek yok teşekkür ederim.
-görüşürüz.

-ne dedi?
-öğlen yanıma gel diyor.
-neredeyse öğlen oldu zaten. Seninle vakit geçirmek istiyorum.
-çok kalmadan gekeceğim gerçekten. Söz veriyorum.
-peki peki.

Birkaç dakika sonra evden çıktım. 10-15 dakika sonrasında anneanneme varmıştım.
Evin önünde olmama rağmen buraya kadar bağrışma sesi geliyordu.
Demir kapıdan geçtiğimde evin kapısının aralık olduğunu gördüm.

Koşmaya başladım. Kapıyı ittirip seslerin geldiği salona daldım.
-anneanne!
Biranda olduğum yerde kaskatı kesilmiştim.
Anneannem ve o
Karşı karşıya bağırışıyorlardı.
Kafalarını bana çevirince annem ve  kızgın suratı bana döndü.

-heh o da geldi işte. Bravo anne. Gerçekten bravo size.
Üstüme doğru yaklaşıp aniden yakamdan kavrayarak boğazımı sıktı.
-Arzu!
-ne diye çıktın ki karşıma! Keşke o gün arabayı üstüne sürseydim.
-Arzu kızına öyle diyemezsin?
Anneannem bakıp
-sen sus anne.
-canınu yakıyorsun!
Ardından kafasını bana çevirdi.
-benim kızım falan yok.

-karşıma çıkmaktan vazgeç.
Nefes almamı engellemeye başlayınca sol elimi çekip elini ayıpmak için kolunu tuttum. Bunu yapınca gözleri büyümüştü.
-senden iğreniyorum!
-Arzu sen ne yaptığını sanıyorsun.
Beni sağ tarafa sertçe ittirdiğinde
Bir an herşey bulanıklaştı.

-Elif. Yavrum bana bak. Gü.....çabuk! 
Sesleri duyamıyordum.

Nur'un ağzından

Saat 6 olduğu halde Elif ortalarda yoktu.
Telefonu çıkarıp onu aradım.
-Alo Elif neredesin sen ya?
-ben anneannesiyim.
-a öylemi. Memnun oldum hanımefendi. Bende şeyiyim. Şeyim... Nur.
Kendisi nerede acaba?
-Demek Nur sizsiniz? Sizi sayıklıyor ne zamandır.
-bir dakika sa-sayıklıyor derken?
-lütfen buraya gelmeniz gerekiyor. Burada konuşuruz.

Çabucak arabaya binip adrese gittim.
İçeriye girdiğimde Elif'in uzandığını farkettim yanına ilerleyip eğildiğimde anlının kenarının sarılı olduğu gördüm.
-ne oldu ona!
-lütfen sakin olun. Anlatacağım.

*****

Son kez kafamı kaldırıp koca şirkete baktım.
Hızlı adımlarla içeri girdim. Etrafıma bakınırken koluma dokunulmasıyla soluma döndüm.
-buyrun yardımcı olayım size?
-Arzu hanım... ile görüşecektim.
-ne hakkında?
-oo kendisi biliyor.
Dedim gülümseyerek.
-peki o halde haber vereyim.
-hiç zahmet etmeyin haberi var. Odası nerede acaba?

Asansör kapısı açılınca sağıma dönüp hızlanarak yürüdüm. İsminin yazılı olduğu kapıyı aralayıp içeriye girdim.
-gir dedim mi? Çıkın dışarı. Meşgulüm.
-hiç vicdanınız sızlamıyor mu Arzu hanım?
kafasını kaldırıp beni süzdü.
-sen? Ne demek istiyorsun?

Masasının kenarından yürüyüp yanına yaklaştım.
-bunu demek istiyorum.
Sol elimi boynuna götürüp diğerini başının yanına koydum.
-ne hakla Elif'e öyle davranırsın?
-çek elini! Sen ne hakla buraya gelip hesap soruyorsun?
Elimi çekip bir adım geri gittim.
-çünkü sevgilim.

Görüşlerinizi bekliyorum...♥


Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin