Bölüm-5-

11K 395 61
                                    

Keyifli okumalar...

Nur'un ağzından

Elif'i muayene ediyorlardı. İçerden Emir çıktığında hemen yanıma geldi.
-Durumu nasıl neyi varmış?
Diye sordum.
-ateşi var, nezle ve birkaç defa baygınlık geçirdi ama şuan durumu gayet iyi. Gereken ilaçlar burada

Deyip elindeki reçeteyi uzattı.
Başımı sallayarak aldım.
-ee Nur sen nasılsın. Görüşemiyoruz bayadır?
-iyiyim. Okulda geçiyor günlerim zaten hep aynı. Sen?
-bende öyle hastane-ev gidip geliyorum.
Anladığımı belirterek mırıldandım.
Bakışlarını hala üzerimde hissediyordum.

-Nur aslında ben sana bişey söyliycektim
Başımı ona çevirdim.
-ben seninle daha çok görüşmek istiyorum. Yani eskisi kadar konuşmak falan çok güzel olurdu?
-şey, olabilir konuşabiliriz iyi olur.
-tamam bu güzel oldu.

Elif'ten

Gözlerimi araladım.
Hastanedeyim.
Gözüm kolumdaki seruma takıldı. Etrafıma baktım. Beni buraya kim getirmişti? Saat kaçtı? Şuan bunları çok merak ediyordum.
Odaya hemşire girdi.
Arkasından da Nur hoca? Karşımda durdu.
Kesin rüya görüyorum kesin! Gözlerimi sıkıca kapayıp sol elimle alnıma vurdum.

-Elif iyi misin acaba? Ne yapıyorsun?
Dedi hafifçe gülerek.

Lanet olsun. Bu hem gerçekti. Hem de rezil olmuştum.
Hemşire;
-serum bitmek üzere izninizle ben doktor Beye  haber edeyim.
Deyip odadan çıktı.
Normale inen ateşim tekrar yükseldi sanki.
Çünkü şuan odada sadece o ve ben vardık.
Gözlerimi kapıdan ona çevirdim. Yanıma gelip yatağın kenarına oturdu.
Bacaklarımı kenara çektim ve ona baktım.
-beni buraya siz mi getirdiniz?
-evet. Okula gelmeyince senin için endişelendim. Neden hastaneye önceden gitmedin?

Tam cevap verecektim ki odaya Doktor girdi.
Arkasından gelen hemşire serumu çıkartırken Doktor, ellerini cebine koymuş bir şekilde yanımıza geldi.
-daha iyisin değil mi?
-evet. Teşekkür ederim.
-aa hiç önemli değil görevim
Dedi gülümseyerek.

*****

Ümtüme hırkamı giydim.
Ve ayağıma botlarımı geçirdim. Nur hoca odaya geldiğinde kalbim yine hızlıca atmaya başladı.
Keşke bu kadar çabuk heyecanlanan biri olmasam.
-hazırsan seni eve bırakayım.

Dışarıya çıktığımızda yüzüme dondurucu bir rüzgar çarptı.
-ay ay ay çok soğuk çabuk arabaya atla.
Bunu söylerken çok tatlı olmuştu.

Yoldayken,
-Elif
Başımı ona çevirdim.
-istersen ailen hakkında konuşabilir miyiz?
-tabi olur. Pek bir bilgim olmasa bile anlatayım ben size.

Burayı geçiyorum çünkü ileride bunun üstünde çokça duracağız.

Evin önüne geldiğimizde kemeri  çıkartıp hafifçe ona döndüm.
-hocam çok teşekkür ederim benim için bu saate kadar dışarıda bulundunuz
Elimi elime koydu ve tebessüm etti
-önemli değil canım. Öğrencilerim her şeyden önce gelir...hadi geç bakalım eve iyice dinlen. Dersimde seni daha enerjik ve iyi görmek istiyorum. Zaten hep öylesin ama olsun. Bu diğer dersler için geçerli.
Kıkırdadı.

Gülümseyerek başımı salladım.
Kapıyı açtım bir ayağımı dışarıya atmışken kolumu tuttu.
-dikkatli ol. İyi geceler.
-tekrar teşekkür ederim. Size de iyi geceler.
Deyip arabadan çıktım.
Eve girince kendimi yatağa attım. Çok geçmeden uyku ağır bastırıp gözlerimi yavaş yavaş kapattı.

Görüş ve önerilerinizi bekliyorum.

Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin