Bölüm-46-

3.2K 196 20
                                    

Sabrımı zorluyor gibiler. Sanırım cinnet geçireceğim. Neysee

Keyifli okumalar...

Elif'in ağzından

Yeni bir güne uyandım. Yatakta doğrulup etrafıma baktım. Terliklerimi ayağıma geçirip banyoya gittim.
Herzaman ki işlerimi halledip odama girdim. Dolabımdan kıyafetlerimi çıkarıp giymeye başladım.
Okul çantamı hazırlayıp odamdan çıktım.

Mutfağa ilerleyip yumurta ve sucuk çıkardım. Onları ekmek arasına yerleştirip bir güzel yedim.
Anahtar, telefon ve kulaklığımı alıp evden çıktım.
Okula yürümeye başladım.
Müziğimi dinlerken arada mırıldanıyordum.
Elimi montumun cebine sokup telefonu çıkardım.

Korna sesi duyduğumda sağıma döndüm. Ama bu sefer kaldırımdaydım.
Ki korna zaten bana çalınmamıştı.
Başımı tekrar telefona indirip bir şarkı açtım. Ellerimi cebime atıp yürümeye devam ettim.
5 dakika sonra, önceden simit almak için geldiğim yere vardım.
Olduğum yerde durup alıp almamakta karar verdim.
Soluma dönüp içeri girdim.

Sıra olduğunu görüp beklemeye başladım. Önümde 3 kişi vardı.
Bedenime biri çarptığında, hafif arkamı dönüp arkamda ki kişiye baktım.
Benden uzun olduğu için başımı biraz yukarı kaldırdım.
-pardon.
-önemli değil.
Tekrar önüme döndüm.

En öndeki kişi alacaklarını alıp ayrılmıştı. Sessizce 'oh' çektim. Birinin telefonu çalmıştı.
Müzik zevki güzelmiş. Hatta baya güzelmiş.
Sevdiğim şarkılardan birini koymuş her kimse.
Ayağımla ritim tuttum. Gülümseyerek başımı salladım.
Arkamdaki kişinin kıkırdadıüını duyunca kendime gelip, düzgün durmaya başladım.

Sanırım arkamdaki kadının telefonuydu.
-efendim..
-evet. Geliyorum hayatım.
Önümdeki iki kişiden sonra sıra çok şükür ki bana gelmişti.
Bir adım atıp öne ilerledim. Fatma teyze beni görünce gülümsedi. Tabi bende aynı şekilde.
-Günaydın Elifçiğim. Gene herzamankinden mi koyayım.
-Günaydın. Bu sefer iki tane de zeytinli poğaça alacağım.

Camın arkasındaki simit ve poğaçalardan ikişer tane poşete koyup bana uzattı.
-al bakalım... Biraz önce çıktı sıcak sıcak. Afiyet olsun.
Gülümsedim. Nefis duruyorlardı.
-Teşekkür ederim.
Parayı uzatıp üstünü aldım.
-hadi iyi dersler.
-Saol Fatma Teyze. 
Arkamı dönüp kapıya yürüdüm.

Dikkatlice karşıya geçtim. Okulun önüne geldiğimde kapıyı araladım. Ellerim cebimde bahçeye bakıyordum.
Birkaç saniye sonra ileride Melis ve Erva ile oturan Derya ile göz göze geldim.
Gözlerimi ondan çekip okula geçtim. Sınıfa vardığımda gülümsedim.
Çünkü Mete sırasında bekliyordu.
-Mete bey...Günaydın.
Çantamı sırama atıp karşısına oturdum.

-Günaydın Elifçiğim naber!
-asıl senden naber. Nasıl oldun? Ne yaptın 1 hafta anlatacaksın bana.
-hastaneye gittik zaten söyledim sana bunları. Varya çok kötü oldum. Sanki bedenim çökmüş gibi hissettim. Ayakta duramıyordum.
-oha! Niye hiç söylemedin bana. Kaç tane mesaj yazdım gördün demi? Haber verseydin bende gelirdim.
-aman boşver kanka ya. İyiyim zaten. Ben açım.

-kahvaltı yapmadın mı?
-yaptım tabiki.
-nasıl bu kadar aç olabiliyorsun anlamıyorum.
Kollarını yana açıp gülerek bilmiyorum dedi. -bekle.
Çantamdan poşeti çıkartıp önümüze koydum.
-sen birtanesin.
Elini simite doğru uzattı.
-evet evet biliyorum. Hadi ye.
-bunlar ne'li?
-zeytinli.
-deme....
Poğaçaya içi gitmiş bir şekilde bakıyordu.
Sonrasında ayağa kalktı.
-kantinden meyvesuyu alıcam.
-bana şeftalili olandan al.
-tamam hemen gelirim.

___________

Tenefüs zili çaldığında herkes bir oh çekmişti.
Hızlıca sınıfı boşaltıyorlardı. Defterlerimi yavaşça topluyordum.
-Elif.
Korkudan oturduğum yerden düşüyordum.
Önüme döndüm.
-Efendim hocam?
Nur etrafına bakındı. Sınıfta sadece 4 kişi vardı.
Mete'nin sırıtarak bana baktığını gördüm. Nur hocanın arkasında durup bana kaş göz yapıyordu.
-dışarıya çıkma onlarla. Çıkacaksan da...
Arkasını dönüp Mete'ye baktı. Tabi o sırada Mete saçma suratlar yapıyordu.
-Mete ile gezin. Neyse dersimizde görüşürüz o zaman.

Mete Nur hocanın çıkmasını bekledi.
O gittiğinde önümdeki sıraya oturup bana döndü.
-ne söyledi sana?
-dışarı çıkma onlarla.
-uvv kıskanıyor...bu çok tatlı. 
-ama seninle dışarıda gezebilirmişim.
-benim gibi biri ile gezeceğin için çok şanslısın.
-bak sen...

Nur'un ağzından

Son ders zili çalmıştı. Kitaplarımı ve çantamı alıp ayağa kalktım.
-Nur hocam. Bekleyin birlikte gidelim.
-tabi hocam.
Yeşim hocanın eşyalarını almasını bekledim. Öğretmenler odasından çıkıp merdivenlere yöneldik.
Fakat aşağıda tanıdık bir yüz görmüştüm.
Elif ve Derya konuşuyorlardı. Şimdi iyice sinirlerim bozulmuştu.
Derya'nın ona ne anlattığını merak ediyordum.

Yeşim hoca aşağıya yanlarına inerken konuştu.
-Derya, Elif.  Ne yapıyorsunuz evladım siz? Öğretmen zili çaldı.
Direkt olarak Elif'e bakıyordum. Sonrasında gözlerimi ondan ayırıp Derya'ya bakmaya başladım.
Derya;
-özür dilerim Yeşim hocam konuşmaya dalmıştık zili duymamışız.
Dedi.

-etrafta sadece ikinizin olduğunu da mı görmüyorsunuz yani?
Dedim.
Bana döndü.
-özür dilerim hocam.
-neyse hadi bakalım geçin sınıfa. Birdaha olmasın!
-tamam hocam.
Derya hızlıca merdivenlere yönelip sınıfına çıktı.
Elif'e baktım.
-Şanslısın ki dersim size Elif.
Dedi Yeşim hoca.
Elif hafif başını eğip özür diledi.
Kim bilir ne demişti ona bu kadar?

Bay bay canlarım♡

Just a Teacher | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin